İlahi Adalet

Fırsatını  yakaladığımız da bazı yetkili İnsanları bile adil olmamakla suçlarken, Allahın adil olmamasını düşünebilir miyiz?  Elbetteki düşünmemeliyiz. Fakat biz çok şeyleri anlamıyoruz. Bir kere Allah Hakim dir. Yani her şeyi hikmetle yaratır. Anlamsız boş ve abes  bir yaratması söz konusu değildir. Allahın en büyük nimeti  ve insanlığın tek göstergesi olan aklımızı tam olarak Allahın mesajları doğrultusunda bir kullanabilsek ve Resulünün bize öğrettiği ilkelere uygun hareket edebilsek  sanırım  hayatın anlamını ve amacını kolay bir şekilde çözer ve her şeyde  ilahi adaleti  açıkca  izleyebiliriz.

Aklımızı  hikmetleri  çözmek uğrunda yormadan, her şeyin hemen anlaşılabilir olması,  insanlığın yaradılış  amacı ile dünya ve  ahiret  anlayışına uygun düşmez. İnsanın kalitesi Allah tarafından verilen yeteneklerin ne derecede iyi yada kötü kullanılma  şekline göre ortaya  çıkacaktır. Dolayısıyla çevremizde olup bitenleri iyi bir şekilde değerlendirmemiz gerekmektedir. Örneğin  neden ben sorunsuz bir biyolojik vücut sahibi olarak yaratıldım da,  tanıdığım falan kişi, bir takım biyolojik veya fiziki  eksikliklerle yaratıldı diye hiç düşündük mü ? Bunu yapmamız gerekmez mi?

Bunları bir yapabilsek hemen anlayacağız, ilahi adaletin  nasıl  işlediğini  ve Kainatta boş bir eylem yada proje bulunmadığını  görerek  her şeyde bir hikmet  görerek  Allah odaklı  hayat yaşamaya başlamış olacağız.

Engelli kardeşlerimizin  bize ibret  olduklarını düşündüğümde,  onların ne kadar büyük ve sonsuz  bir ibadet içinde bulunduklarını belki  yüce Yaradana devamlı  secde halinde ve O nu tesbih ettiklerini kabul ederek, eğer ki Allaha inanıyorlarsa ve isyanda değillerse her halde ahirette en yüksek makamlarda oturarak aşağılarda olan bizlere oradan ibretle bakacaklarını  kabul ediyorum.

İlahi adaletin her halde dünya ve ahiret hayatının  birlikte değerlendirilerek  sağlanmakta olduğunu düşünmek  doğru olur. Çünkü dünya hayatı aslında bir sınav olup asıl hayat ise ebedi  olan ahirettedir. Dolayısıyla sadece dünya hayatını irdeleyerek ilahi adaleti anlayamaya biliriz.  Bunun yanında  bütün değerler itibariyle ele aldığımızda dünya hayatında bile  adaletin mevcut olduğunu  olayları atlamadan takip etmemiz halinde  görebilmemiz mümkündür. Zenginlik,sağlık,mutluluk,huzur, keder, sıkıntı,fiziki durum, zeka, ruhi durum, eş, çocuk, akraba, algılama, duyuların kalitesi, düşünme ve hayal yeteneklerinin hepsini değerlendirmeden  kimin ne kadar şanslı olduğunu anlamak  imkansızdır.

Çevremizde olup biten bir çok olayda ilahi adaletin izlerini kolaylıkla yakalayabiliriz. Hatta çok  olayların sebeplerini ve hikmetlerini çözebiliriz. Kainatta boş ya da anlamsız veya anlamlı bir proğramın parçası olmayan eylem yada unsur  söz konusu değildir. Yaratılan her şeyin bir anlamı  ve müspet  manada  bir  amacı vardır. Yani kainatta  adetullah  kanunlarına tabi olumlu bir  düzen mevcuttur. Bu düzen içinde bir değişiklik yaparsan karşılığı  aynen sana döner. Olumlu ise olumlu olarak ,  olumsuz ise olumsuz olarak. Oyun yaparak birinin ayağını kaydırırsan mutlaka,seninde  bir gün  ayağın kayar. Ama insanlar  olaylar arasında ki bağlantıyı kuramadıkları için bir çok ayette açıklandığı gibi sebep ve hikmetleri anlayamazlar ve rastgele hevesleri  doğrultusunda yaşayıp giderler. Halbuki Şura suresinin 30 ayetinde, yaşarken başımıza gelen kötü olayların bizim  geçmişte yaptıklarımızın  bir sonucu olduğu ve daha birçoğunu Allahın affetmiş olduğu açıkca anlatılmaktadır. Bu da bize ilahi adaletin tecellisinde bile Yüce Allahın bizim lehimize hükmettiğini, yaptıklarımızın ceza olarak tam karşılığını vermediğini kısaca bize merhamet ettiğini göstermektedir.


About the Author
Author

demirbey

Leave a reply

Name (required)

Website