Firavun Kavmini Aldattı…

Zühruf Suresinden İzdüşümleri | 5.Bölüm

Allah’ın her gönderdiği elçi için vermesini yetkilendirdiği ilk ve en önemli mesajın her seferinde “Sadece Allah’a kulluk edilmesi” oluşu bugün bizler için de en başta gelen prensip olmalıdır. Buna rağmen bu mesajı insanların anlamasının önündeki en ciddi engellerin başında yaptıkları işi şirk olarak nitelendirmiyor oluşları geliyor.

43-Zühruf 45 Senden önce gönderdiğimiz elçilerimizden sor: Biz, Rahman’ın dışında tapılacak birtakım ilahlar kıldık mı (hiç)?

 

Yirmi birinci yüzyılın şu günlerinde bile halen, Allah’a şirk koşma yanlışını cismi putlara tapmak olarak gören, azımsanmayacak bir kesim var. Bu düşünceyi bir an için doğru kabul ettiğimizi düşünürsek yeryüzünde yaşayan insanların hemen hemen tamamının Allah’a şirk koşmaktan uzak olduğu zannına ulaşırız. Oysa Kuran’da insanların çoğunun şirk koşmakta olduğu, insanların çoğunun hüsranda olduğu, insanların çoğuna uyarsak yanlış yapacağımız yazılıdır.

12-Yusuf 106 Onların da çoğu, ortak koşmadan Allah’a inanmaz.

103-Asr 1, 2, 3 Asra yemin ederim ki; İnsan, gerçekten tam bir hüsran içindedir! Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar, birbirlerine hakkı tavsiye edenler ve birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka.

6-Enam 116 Yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan seni Allah’ın yolundan saptırırlar. Onlar ancak zanna uyuyorlar ve onlar sadece tahminde bulunup saçmalıyorlar.

 

Her çağa hitap ettiği gerçeğini göz önüne aldığımızda, çoğunluğun doğru yaptığını iddia edersek Kuran’daki bu ifadeleri yalanlamış oluruz. Çünkü bugün taştan ya da tahtadan heykellere tapan veya dini hüküm verebileceğine güvendikleri insanları açık olarak ilah yerine koyanların sayısı azdır ve hatta yok denecek seviyededir. Çoğunluk iyi bir şey yaptığını zannederken şirk koştuğunun farkında bile değildir. Tüm elçilerde de baş sorunun böyle olduğunu Kuran boyunca anlatıldığı gibi Zühruf suresinin daha önceki ayetlerinde de gördük. Firavun kıssasında da durum böyledir. İsrail Oğulları ve diğer Mısırlılar için Musa peygamber takip edilmesi gereken, uyulması gereken ve böylece sadece Allah’a yönelten elçidir. Kardeşi Harun ve ona inanan İsrail Oğulları azınlığı temsil eder. Hatta onların bile büyük kısmının şirk koşmadan iman etmediği kıssanın devamında anlatılmıştır. Firavun ve onun kandırarak yönettiği halk ise çoğunluktur. Çoğunluk Firavuna Rab’be tapar gibi inanmakta, güvenmekte ve dolayısıyla tapmaktadır. Musa halka ulaşmak için Firavunu yola getirmeli ya da onun şahsında halkın gönlündeki manevi putları yıkmalıdır…

43-Zühruf 46 Yemin olsun, Musa’yı ayetlerimizle Firavuna ve onun üst düzey adamlarına gönderdik de onlara dedi ki: “Ben âlemlerin Rabbinin elçisiyim.”

 

Peki Firavunlar baş eğerler mi? Kendisi büyük bir halk kitlesi tarafından tapma seviyesinde desteklenen bir lider yanlış yolda olduğunu anlayabilir mi? Belkıs gibi biri ise anlayabilir ama Firavunların çoğunluğu ne elindeki gücü kaybetmek ister, ne de yanlışını kolay kolay görebilir! Klasik tepkiler genelde ilk verilen kibirli tepkilerdir… Yeniliğe karşı dik durup direnmek, alay etmek ve aşağılamak!!!

43-Zühruf 47 Onlara ayetlerimizi getirince onlar o ayetlerle alay edip gülmeğe başladılar.

 

Elbette her şeyi gören, işiten Allah desteğini elçilerinden çekmez. Elçisinin muhataplarını en üst seviyede uyarmaya devam eder.

43-Zühruf 48 Onlara bir birinden büyük mucizeler gösterdik ve belki dönerler diye başlarına çeşitli felaketler getirdik.

 

İlginçtir, halkı Musa’nın bir gücü olduğuna ikna olmuş olmasına rağmen bunu sadece Allah’a özgülemekten geri durmuştur. Büyücü olduğunu düşünmüşlerdir. Bunun böyle olduğunu Musa’ya verdikleri sözden anlıyoruz. Felaketlerden kurtulmak için Musa’dan yardım talep etmişlerdir.

43-Zühruf 49, 50 Bunun üzerine dediler ki: Ey büyücü! Sana verdiği ahde göre bizim için Rabbine dua et; çünkü biz artık doğru yola gireceğiz. Fakat biz onlardan azabı kaldırınca, sözlerinden dönüverdiler.

 

Ancak yaptıkları bir aldatma ve riyadır. Rab hala onlara göre Musa’nın Rabbidir ve onun dediğine uymak için şart ileri sürmektedirler. Halen şirk koşmaya ve başlarına gelenleri insani yeteneklere bağlamaya devam etmişlerdir. Bu esnada Firavun, hala onu destekleyen halkını elinde tutmaya kendini yüceltmeyle, göz boyamayla ve yalanlarla aldatarak devam etme çabasındadır.

43-Zühruf 51 Firavun halkına şöyle seslendi: “Ey halkım, Mısır’ın yönetimi ve şu altımda akıp giden ırmaklar bana ait değil mi? Görmüyor musunuz?”

 

Kendini yüceltme de yetmez karşısında direnen Musa’yı aşağılayıp gözden düşürür. O kötüdür, hayırlı değildir, eziklerdendir, konuşmasını bile bilmez!!!

43-Zühruf 52 “Yoksa ben şundan daha hayırlı değil miyim ki, o hem zavallı hem de meramını anlatamıyor.”

 

Eğer iddia ettiği gibi Allah’ın elçisi ve doğruların peşinde ise buna yönelik doğa üstü güçleri ve zenginlikleri olmalıdır!!!

43-Zühruf 53 “Ona altın bilezikler verilmeli veya yanında ona yardımcı melekler gelmeli değil miydi?”

 

Neticede kendi görebildikleri sahte güçten yana olan ve düşünmedikleri için basit gerekçelerle kolayca kandırılabilen halk Firavuna kanmaya devam eder.

43-Zühruf 54 Firavun kavmini aldattı; onlar da kendisine boyun eğdiler. Onlar yoldan çıkmış bir kavimdir.

 

Neticede tarih sahnesinden silinip tarihin çöplüğüne atılan sayısız Firavunlardan bir Firavun, onu savunmak için yerle bir olan sayısız ordulardan bir ordu, yok olan sayısız kavimlerden bir kavim daha…

43-Zühruf 55, 56 Sonunda bizi öfkelendirince, biz de onlardan intikam aldık, böylece onları toplu olarak suda boğduk. Onları, sonradan gelecekler için bir ibret ve örnek yaptık.

 

Kuran’da elbette ilmi derinlik gerektiren ve zamanla daha iyi anlaşılabilen müteşabih ayetler var. Ancak Zühruf suresi gibi gerçekten apaçık ve anlaşılır sureler ve ayetler de var. Bunun yanında müteşabih ayetlerden bile alınacak tematik dersler var. Kuran boyunca defalarca ve farklı açılardan anlatılan Musa ve Firavun kıssası sadece tarihçiler için, sadece psikologlar için ya da ne bileyim sadece arkeologlar için yazılmış olabilir mi? Veya bu bilim dallarından hiçbiri ile ilgisi olmadığı halde sadece din âlimi kabul edenler için gönderilmiş olabilir mi? Unutmayalım; Kuran hepimize indi, bir kısmımıza değil. Ondan nasibimizi hak ettiğimiz oranda alalım diye… Mecazları bilip bilmeden tutup çekiştirmeyelim ama ayetlerin üzerinde “acaba bize ne anlatıyor” diye kendimize sorarak alabileceğimiz dersleri almalıyız.

Bir diğer çok önemli kıssa olan İsa kıssası ile devam etmek üzere…

kalemzade.net

twitter.com: @kalemzade


About the Author
Author

Kalemzade Kamil

Leave a reply

Name (required)

Website