Buhari ve Atını Kandıran Adam…

Muhammed peygamberin ölümünden 200 yıl sonra , Mekke’den kilometrelerce uzakta bulunan Buhara şehrinde yaşayan Buhari’nin derlediği hadisler , şu anda Sünniliğin en sahih ve güvenilir hadisleridir. Sadece bunu düşündüğümüzde bile hadisler hakkında kafamızda soru işareti oluşması mümkündür. Ancak bu yazıda , sağda solda Buhari hakkında sürekli anlatılan tek bir hikayeyi analiz edeceğim. Çoğu arkadaşımız başlığı okuyunca bile hatırlamıştır.

Hadislerin güvenilirliği konusunda bazı insanların gözünün açılmasının ardından , doğal olarak hadisleri savunmak için muhtelif hikayeler anlatılmaya başlandı (ki bu hikayeleri aktaran yine hadisleri toplayan kişilerdir.). Ancak felsefeden ve akıl yürütmeden uzak insanlar bu hikayelerdeki tutarsızlığı göremeyerek  ”Aa , işlerini ne kadar titiz ve hassas yapmışlar” diye düşünmektedir. Şimdi Buhari’nin meşhur hikayesinde sahte hassasiyetin altındaki korkunç gerçekleri görelim. Hikaye şöyle ;

Bir gün Buhari , büyük bir alimden bir hadis almak için az gitmiş uz gitmiş , dere tepe düz gitmiş. Alimin yanına vardığında , onu elinde külahla atını çağırırken bulmuş. Sonra adam şöyle sormuş : ”Külahta yem var mıydı?” Alim hayır diye cevap vermiş. Bunun üzerine Buhari , ”atını kandıran beni de kandırır” gibi bir özlü söz söylerek hadisi almamış ve oradan gitmiş.

Şimdi tutarsızlıkları madde madde ele alalım.

1-) Buharinin dediği gibi , adamı yalancı kabul edelim. Eğer Buhari oraya 5 dakika önce varsaydı , adamı atını kandırırken göremeyecek , uydurma bir hadisi sahih diyerek kitabına alacaktı. Bizim elimize de en ”sahih” kaynak içerisinde uydurma bir hadis geçecekti.

2-) Atını kandırmaya çalışan adama güvenmemek gerçekten bir titizlik olabilir. Ancak adamın elindeki hadisin gerçekten Muhammed Peygamber’in sözü olduğunu düşünelim. Ve bu hadisin başka kimse de olmadığını farzedelim. Bu durumda dinimiz eksik kalacak ; eksik bir farz , haram veya sünnet olacaktı. Örnek olarak , sünnilikte ipek ve altın erkeklere haramdır. Bu hükmün çıkarıldığı hadis, ya atını kandıran adamda olsaydı ? Fakat bu Kur’an’a terstir. Kur’an’a göre dinde ne bir eksik , ne bir fazla vardır.

MAİDE
3 : ….Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı/Allah’a teslim olmayı seçtim.

3-) Buhari atını kandıran bir sürü adamdan hadis toplamış olabilir. Atlarını kandırırken yakalayamadığı adamlar tarafından gafil avlanmış da olabilir. Bu ise , kitabında bir sürü uydurma rivayet var demektir (Buhari’ye göre).

Aklınızı kullandığınızda , nerden baksanız çelişki ve hezeyan dolu bu söylentilere malesef insanlar inanmaktadır. Aslında hadis savunucuları bu anlatılarla hadisleri eleştirenlere koz vermekte olduklarının bile farkında değillerdir. 600.000 (!) hadis arasında titizlikle (!) seçilmiş rivayetleri anlatır dururlar. Bazı insanların 1 milyon hadisi ravileriyle ezberlediklerini savunurlar. Bu inanılmaz iddialar gerçekten selim bir akılla çelişir. Zaten müslüman aleminin %100’ünün akıl yürüttüğünü ve dinleri hakkında derin derin düşündüğünü varsaysak, muhtemelen hadis savunucuları azınlıkta kalır. Ancak insanlar ”Çok düşünme , sapıtırsın” gibi şeytani sözlerle uyuşturuldukları için kafir falan olmaktan korkmaktadırlar. Ne yazık ki , Kur’an’ın uyarısını hiç kaale almıyorlar.

YUNUS
100 : Allah, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır.


About the Author
Author

Absolutzero

Comments (2)
Leave a reply

Reply to tugrul Cancel reply

Name (required)

Website