Türbeperestler…

“Allah ile beraber başka bir ilaha yalvarıp yakarma, sonra azaba uğratılanlardan olursun.”
(Şuara Suresi 26 / 213 ayet.)

 

Ankara’nın en eski ve akla ilk gelen camilerinden birisidir HACI BAYRAM CAMİSİ.  Adını Caminin bitişiğinde Türbesi bulunan Bayramiyye Tarikatının kurucusu HACI BAYRAM’dan alır. Edindiğim bilgilere göre türbe, camiden yapıldıktan sonra mihrabın duvarına yapılmıştır.

15. Yüzyılda yapılan Cami, bugün Ankaralıların vazgeçemediği camilerin en başında gelir. Ulus gibi merkezi bir yerde olduğu için cenazelerin büyük bir kısmı bu camiden kalkar. Hele hele Cuma günleri, Caminin ötesinde bir namazgahtır Hacı Bayram camisi…

Cenaze namazlarının dışında en son 1993 yılında gittim bu mabede. Pakistan Radyo-TV Kurumu Genel Müdürü’nü getirmiştim buraya… Kurumunun işleri için Ankara’ya geldiğinde bana, Ankara’nın Camilerini sormuştu. En büyük caminin KOCATEPE CAMİSİ olduğunu ama en eski Caminin HACI BAYRAM CAMİSİ olduğunu söylediğimde, Hacı Bayram Camisine gitmek istediğini söylemişti.

Hatırlayabildiğim kadarı ile ikindi sonrasıydı. Abdest alıp iki rekat namaz kılmak istediğini söylemişti… Camiye birlikte girdik… İbadetini tamamlayıp Camiden çıkarken gözleri nemliydi… Mendiliyle siliyordu kalan yaşları… Çok etkilenmişti Camiden…

Cenaze için gittiklerimi saymazsak en son 1993 de gitmiştim Hacı Bayram Camisine.

*

Hacı Bayram Camisi ve semtindeki eski binalar 2010 lu yıllarda restore edilmişti. Geçen hafta Cuma namazı için Ulusa, Hacı Bayram Camisine gittim. Hacı Bayram semti çok değişmişti. Caminin içi de dışı da bayağı güzel olmuştu… İnsanın içi açılıyordu. (Ankara’ya gelen Kardeşlerime uğramalarını öneririm)

Cuma namazı için gelenler Caminin avlusuna taşmış, hınca hınç bir kalabalıkla Cuma namazımızı kılıp, arkasından ahirete göç eden Kardeşlerimizi helallikler vererek  uğurladık… Uzun zamandır gelmediğim için hem çevredeki yenilikleri, restorasyonu izlemek hem de güvercinlerime de merhaba demek, onları doyurmak için boş bir banka oturdum.

Cenazelerden sonra Camide ve avlusunda da hemen hemen kimseler kalmamıştı.

*

Güvercinlerimi doyururken cami avlusuna gelenler dikkatimi çekmeye başladı. İnsanlarımız sevgilisiyle, eşiyle, çocuğuyla, ikişer, üçer gelmeye başladılar… Neredeyse her bir dakikada bir iki grup geliyordu. Meraklı gözlerle onları takip ettim… Caminin bitişindeki Türbeye, HACI BAYRAM’a geliyorlardı. İçerisi dolduğu için kuyruk oluşturmuşlar, kuyruk türbenin dışarısına taşmıştı.

İki üç dakika geçmedi yeni evlenmiş bir çift, nikah kıyafetleriyle, gelinlik ve damatlıklarıyla  Hacı Bayram’ı ziyaret ediyorlardı… Nenesi torununun elini sıkı sıkı kavramış soluğu türbeye giriş kuyruğunda alıyordu. Annesi, kitaplarını koltuğunun altına sıkıştırmış kızını türbeye getirmişti… Sünnet kıyafetli ikizler… Hatta ve hatta tekerlekli sandalyesi ile gelen kardeşimde türbe sırasındaydı.

Herkes Hacı Bayramın türbesinin giriş kuyruğundaydı… İçimden “Bitişikteki Camiye de uğrayanlar olacaktır her halde!” diye düşündüm. Yaklaşık birbuçuk iki saat bu insanları izledim güvercinlerimle birlikte… Ama hiç de düşündüğüm gibi olmadı… O kuyruktakilerden hiç birisi Caminin yolunu tutmadı… Onların camisi TÜRBE, İlahları da HACI BAYRAM olmuştu da haberleri yoktu!

*

Allah’ın Kitabından biraz olsun nasibini alan birisi olarak, olup biteni anlamamak mümkün değildi… Evet, bu ülkede dinin nasıl bir noktaya geldiğini tahmin edebiliyordum, ama bu kadarını beklemiyordum. Şoka girmiştin sanki.

Buraya gelen bu  insanların hepsi  çaresizliklerinden; bir kısmı umut  aramaya, bir kısmı sağlık istemeye, bir kısmı kızının başarısı için dua etmeye,  bir kısmı mutluluk ve bereket için, kısaca özetlersek; herkes derdine derman aramaya gelmişti buraya!..

İyi de,  bunlar için gidilecek yer Hacı Bayram Türbesi mi?

*

O türbeye giden ve  her yerde gururla “Müslümanım” diyen oradaki insanlarıma söylüyorum!..

Hemen bitişiğinde “Allah’ın Evi” dediğimiz, ibadet ettiğimiz mekan var… Hanginiz uğradınız? Allah rızası için iki rekat namaz kılmayı, isteyeceklerinizi Allah’tan istemeyi  neden akıl edemediniz? Neden böyle yapmadınız?

Yapamazdınız!.. Çünki sizler camiye değil türbeye geldiniz!.. Allah’a değil, Hacı Bayrama geldiniz!

Her rekat namazınızda “Yalnız sana ibadet eder, yalnız senden yardım isteriz.” diyen sizler; Allah’tan yardım istediniz mi?.. Hani yalnız Allah’tan yardım istiyordunuz? Kendinizi, çevrenizi kandırabilirsiniz de, haşa Allah’ı nasıl kandırabilirsiniz? Buna gücünüz yeter mi?

Allah’ın vermeyeceğini,  size bir tarikat kurucusu verebilir mi?

İçinizden bu yazıyı okuyan olurda şöyle bir düşünüp, değerlendirip, inandığı Kitabı okuyup anlayıp kendine gelir ve tövbe eder mi bilmiyorum…

Hani her rekat namazınızda, Yüce Allah’a “Bizi doğru yola ilet.” diyorsunuz ya;

Sizler doğru yoldan çok uzaklarda olup, doğru yolun tam tersine gidiyorsunuz!

Selam ve Dua ile,

Fikret ARMAN

 


About the Author
Author

Fikret Arman

Leave a reply

Name (required)

Website