Bilgi Kördür

Bilgi Kördür

Günümüzde –maalesef- insanoğlu bilginin kendisine yeteceğini düşünmeye başladı. Evet, insan psikolojisini tatmin etmede bilgi üst seviyelerde rol oynar ve oynamalıdır da. Çünkü evrenin anlaşılabilir olması insan ruhunda hoşnutluk hissi uyandırır. Merak bu durumun en güzel sonucudur. Ancak bilgi kördür. Bilgi ve yetersizlik insanın evrene dair hakimiyetini sınırlayan en önemli unsurdur. Yetersizlik derken, ışık hızına ulaşamamak gibi unsurlardan bahsetmiyorum. Evrende bir şeyin hangi olaylarla ilintili olduğu kısmen bilinse de; bir şeyin evrendeki tam konum ve görev alanını bilmek için o şeyin ilintili olduğu her şeyin bilinmesi gerektiği sonucuna ulaşılır. Bir şey her şey ile bağlantılı olduğuna göre bu ilinti “her şeyin bilinmesi gerektiği” anlamına gelir.

“Bir kum tanesinin sırrını çözmeyi başarsaydık, bütün dünyanın sırrını öğrenmiş olurduk.”
[EINSTEIN]

Yukarıdaki cümleden de anlayacağınız üzere, yapı taşı gördüğümüz şeylerin sırrını çözmek aslında o yapı taşından oluşan her şeyin sırrına vakıf olmaktır. Günümüzde insanlık bilgi açısından ilerlese dahi, bu bilgi seviyesi evrenin büyüklüğü karşısında yok denecek kadar azdır. Bilim nedeni açıklasa bile nedenin neden öyle gerçekleştiğini açıklayamaz. Çevresel şartlarla öyle olması gerektiğini açıklasalar bile, çevrenin neden gelişim için tasarlandığının mantıklı bir açıklamasını henüz görmedim. Ateizmin savunması “öyle çünkü öyle olması gerek” tarzı yaklaşımdır. Yasalar oluşumu etkilese bile “BAŞLATICI” olarak etki eden bir varlığa karşı “öyle çünkü öyle gelişmesini istedi ve yasaları birbirine bağladı” gibi tek bir argüman yaratıcıyı bu karanlık fikir bulutundan çıkarmaya yeterlidir. Böylece anlıyoruz ki ateizm anlık çevresel şartları değerlendirerek Tanrı’ya inkara gitmesi söz konusu. Halbuki zamandan münezzeh ve yasa koyucu bir varlığa bu argüman yıkıcı bir argüman değildir. Varsayalım ki evrim doğanın yasası ve onun hakkında her şeyi anladık. Evrim bize canlının gelişiminin kendi ihtiyaçlarının doğrultusunda evrildiğini söyler. Peki evren oluşurken oksijen olmasaydı? Belki başka türden canlılar oluşabilirdi ancak Dünya‘da gördüğümüz canlılarının hiçbiri oluşmuyor. Dolayısıyla doğanın evrime uygun olabilmesi ve bunun sonucunda anlaşılabilen evreni anlayabilen canlı olan insanoğlunun ortaya çıkması gerçekten manidar bir tesadüftür. Ayrıca eğer evrenin nedenselliği keskin noktalarla kontrol edilseydi bu kadar anlam yüklü bir canlı popülasyonu var olmayacaktı. Besin piramidi bile keskin çizgilerden uzak anlamlı işleyişe sahiptir.

Her ne fikre sahip olursanız olun; başlangıcı oluşturan bir ‘STARTER’ olduğunu reddedecek yeterli kanıt ortada olmadığı sürece Tanrı’nın varlığı hissi insanların kalplerinde duracaktır. Çünkü anlam varken anlamsızlığı tercih etmek mantıksızdır. Hem başlatıcı olan Tanrı modelinde aslında bir nevi Tanrı her şeye müdahale etmiş sayılır; bunda bir sorun yok. İnsan kesin doğru bilgiye ulaşabilir ama her şeyin bilgisine ulaşamaz.

[FATİH AYDIN]


About the Author
Author

antikbilge

Leave a reply

Name (required)

Website