Tambur Çalmak ve Dinlemek Caiz midir?

Tambur Çalmak ve Dinlemek Caiz midir?

Allah kendi sanatını ve gücünü kimi zaman dünyamızın hareketlerinde, kimi zaman yağmurda, kimi zaman bir kuşun ötüşünde, kimi zaman bir menekşenin renklerinde gösterir… Kimi zaman ise bir müzik parçası, bir heykel, bir resim de Allah’ın sanatının, ilminin, gücünün göstergeleridir. Her şeyi yaratan Allah, hem evrendeki her şeyin hammaddesinin yaratıcısı, hem de bu hammaddelerin arka arkaya gelip herhangi bir şey oluşturmalarında rol alan fizik, kimya, biyoloji kanunlarının yaratıcısıdır. İnsanlar Allah’ın yarattığı demir gibi hammaddeleri alır, Allah’ın yarattığı fizik ve kimya kanunları çerçevesinde demire şekil verir, fizik kanunları çerçevesinde oluşturulan makinelerle, matematiksel hesaplarla birleşimler yapar ve arabalar, uçaklar ortaya çıkar. Bunları yapan insan, Allah’ın yarattığı gözleri, beyni ve elleriyle, Allah’ın yarattığı hammaddelerle, Allah’ın yarattığı kanunlar çerçevesinde birleşimler yaptığı için; insanın arabayı, uçağı ve her şeyi icadı, aslında insanın, Allah’ın evrenin içine sakladığı potansiyelleri keşfidir.

Aynı şekilde bir müzik parçası; çalındığı enstrümanlarının hammaddesinin ve kendisini meydana getiren notalar ile kelimelerin, potansiyel olarak meydana çıkabilecek olmasıyla, zaten kainatta mevcuttur. Müzisyen, Allah’ın yarattığı kainatta zaten mevcut olanı keşfeder ve şarkılar ile besteler yapar; bunları çalar ve söyler. Kainatın her noktasında Allah’ın varlığının delillerini bulmayı bilen akıl, baktığı kadar görmeyi de bilen göz; müzikte olsun, herhangi bir sanat eserinde olsun Allah’ın varlığının delillerini, Allah’ın yaratışının güzelliklerini görür.

Kuran-ı Kerim’in hiçbir yerinde müziğin, heykelin ve resmin yasaklandığına veya kötü bir uğraş olduğuna dair tek bir izah yoktur. Oysa mezhepler, Allah’ın yaratışındaki güzellikleri, hayatın neşesi, tadı, Allah’ın insanlara rahmeti olan sanatın birçok kolunu yasaklamak istemişlerdir. Oysaki Kuran’da yasaklanmayan her şey serbesttir. Yasak istisnadır, bir yasağın geçerliliği için Allah’ın bir emri, yani Kuran ayeti olması gerekir. Müzik, heykel, resim ve şiirin yasaklığına dair hiçbir ayetin olmaması, bunların serbestliği için yeterli delildir, ayrıca bunların serbest, helal olduğuna dair herhangi bir izaha gerek yoktur;  patlıcan yemek için özel bir ayete gerek olmadığı gibi. Kuran’da patlıcanın haram olduğuna dair hiçbir izah olmaması yeterlidir, ayrıca patlıcan yemenin helal olduğuna ilişkin, “patlıcan yiyebilirsiniz” diye bir açıklamaya ihtiyaç yoktur.

Bazı kimseler uydurma hadisler yoluyla tambur çalıp şarkı söylemeye ve dinlemeye haram denmiştir. Oysa Peygamber’in müzik dinlediğine, müziği teşvik ettiğine dair de hadisler vardır. Fakat kimi mezhepler, yasaklayıcı hadislerin etkisinde kalmıştır. Bu arada vurmalı sazlarla müziğin helal olduğu, telli ve üflemeli sazların ise haram olduğuna dair mantık dışı birçok izah da mezheplerin temel dini kaynak diye sundukları ilmihal kitaplarında yer alır. “Peygamber zamanında def çalınıyor ve Peygamber de dinliyormuş, demek ki def, darbuka gibi vurmalı sazlar helal; telli, üflemeli sazların ise hepsi haramdır” diyerek, mezhepler, çelişkili açıklamalarını ilmihal kitaplarında halka sunmaktadırlar. “Peygamber zamanının ve yöresinin müziği, def tipi aletlerle yapılıyorsa, değişik kültürlerin kullandığı üflemeli ve vurmalı sazlar da helaldir” şeklinde basit bir mantığı bile çıkartamamaları, mezhep kurucularının kendi kültürlerini din diye öne sürme gayretlerini göstermektedir.(Bakınız: Hadisler neden dinin kaynağı olamaz?) Sonuç olarak, her konuda olduğu gibi müzik konusunda da Kuran’ı dinin yeterli ve tek kaynağı olarak görmemek, mezhepleri çelişkili izahlara ve kaosa sürüklemiştir.

Kuran’da bu konuda hiçbir yasak yoktur. İslam’ı yanlış tanıtıp insanların dinden uzaklaşmasına sebep olanlar, kendilerine inananları tambur çalıp şarkı söylemek gibi Allah’ın kulları için yarattığı güzelliklerden mahrum etmektedirler. Oysa Allah, Kuran’da şöyle buyurmaktadır:

De ki: “Allah’ın kulları için çıkardığı süsü ve güzel rızıkları kim haram etti?” De ki: “Bunlar dünya hayatında iman edenler içindir, kıyamet günü ise yalnızca onlarındır.” Bilen bir topluluk için Biz ayetleri böyle detaylandırırız. (7-Araf-32)

Kuran’a göre iman edenler Allah’ın yasaklamadığı güzelliklerden faydalanır ve Allah’a şükrederler. Bazı hatalı mezhep izahlarında ise sürekli yasaklamada, zorlaştırmada, çirkinleştirmede ve eziyette ısrar edilmiştir. Bu zihniyetin sahipleri, Allah’ın yasaklamadıklarını yasaklayarak insanları Allah’a daha fazla yaklaştırdıklarını, daha takva (daha makbul bir kul) yaptıklarını zannederler. Oysa Allah dinden eksiltmeyi de, dine ilaveyi de kınar. Her iki hareket de Allah’tan olanı insani olanla karıştırmak demektir. (Bakınız: Neden Dinin Tek Kaynağı Kur’an’dır?)

Ey iman edenler, Allah’ın sizin için helal kıldığı güzel şeyleri haram kılmayın ve haddi aşmayın. Allah haddi aşanları sevmez. (5-Maide-87)


About the Author
Author

Editor 4

Leave a reply

Name (required)

Website