Şeytan Azapta mı?

Şeytan Azapta mı?

Tüm kadim öğretilerden ve iman ettiğimiz Kitabımız Kur’an’ı Kerim’in açık açık belirtiği, Rabbimizin ayetlerinde bizi defalarca kendisine ve yandaşlarına karşı uyardığı şeytanla ilgili ‘’Sanattan, Algı Yönetiminden ve Farkındalıktan ve Bilinçten’’ başlığıyla çağımıza ve günümüze dair zihin açıcı kısa bir bakış atalım istiyorum.

Biz iyi birer mümin olmaya çalışan, önce kendimize, sonra yakın çevremize, sonra da toplumumuzun geneline ve tüm insanlığa, en önemlisi de hali hazır da yetişmekte olan yeni nesillerimize örnek olmak, nebimizin güzel örnekliği ışığında, Rabbimize layık kullar olmak, huzuruna çıktığımızda iyi bir hikayemiz var diyebilmek Buradaki tasviri kendimiz için bir canlandırma olarak söylüyorum; Rabbimiz tarafından zaten bilinen hikayemizi yazmış olacağız Diriliş Günü (Kıyamet) kanaat notumuzu ve atandığımız bölgeyi öğrenmiş olacağız.

Bunun için bize lütfedilip verilen bu güzel dünya hayatını yine bu dünya sınavında hem dünyamızı ve hem ahiretimizi inşa etmeye çalışıyoruz. (cümle içinde kullanılan üç ‘dünya’ bir Ahiret etmez, bunu karıştırmayalım)

(Dua) Allah’ım, Bizi, Son Nefesimizde, İman ile, İslam ile, Kur’an ile, Göçenlerden eyle…..

Her insan yaşadığı çağın ve dönemin insanıdır ve onun gerçekliklerine göre dünyevi sınavını verir. Ama insanlık tarihi boyunca bizim için belirtilen Hz. Adem’den bu yana Son Saate kadar değişmeyecek olan Ceza’nın sembolü ve temsilcisi baş düşmanımız Şeytan’ı bir de bugünkü aktüaliteye uygun olarak, herkesin çok gündeminde olan tanınmış isimler üzerinden yazının son bölümünde vurgulamak ve düşündürmek istiyorum.

Vereceğim örnekler tamamen, tipoloji olarak algılanmasını, Yahudilik derken Yahudi kavmine has ve onu etiketlemek değil, Yahudileşme zihniyeti üzerinden okumalar yapmak gibi, kişilerin direk şahsiyetleri üzerinden değil Kur’an’ın bize öğrettiği şekilde lafzan okuma değil, mesaj ve maksada yönelik ibret ve çıkarımlar yapmak üzerinden okuma yapmak, düşünmek, böyle değerlendirilmesini arzu ederim. Allah hepimizi yaratmış olduğuna göre O’nun kulu da kendimiz olduğu kadar hepimiz için değerli olmalı. Bize düşen o yolda olmayanlardan selam deyip yüz çevirmek. Ama mücadelemize devam etmek. Allah’ın ipine sımsıkı tutunmak.

Bunu okuyan, herhangi birisi ki, müminlik iddiasında olan bizlerin ‘herhangi birileri’ olma lüksümüz yok. Bu neyin kafası, hangi çağda yaşıyoruz kardeşim! bu ne geri kafa söylemlerine kulak asmadan, alay ve dalga geçmeleri umursamadan, yine Allah ile ilişkisi mevsim normallerinin altında hatta uzağında olan, yazın ortasındaki iklim değişikliğinde oluşan hortumun ‘biz sulucaktık ‘Hortum’ bizi suladı’ diyen ya da günümüzün yeni çevre illeti deniz salyasını sıradan bir şey gibi görüp, mesajın altındakileri okumayıp, dolayısıyla denizin altında olan yok oluşu görmeyen ‘o denize girip, suyu çok özledik giriyoruz bize bir şey olmaz diyerek haftada bir duş alan’ bi de bunların selfilerini çekip instagramında ‘Salya Sümük’ olduk diye yaratıcı esprilerle farkındalıktan ve akıl ve bilinçten uzak olan, Kabe’ye gidip arkada Kabe pozuyla Trabzonspor atkısı açıp bize her yer Trabzon diyen zihniyet ve kafasıyla davranan zihinlere söylemiyorum.

Bu ve bunun gibi etrafımızda olan yüzlerce okunması gereken ‘’Yaratılmış ayetleri’’ okumayıp nedenlerini, mesajlarını, nereye gidiyoruzu düşünmeyenlere de söylemiyorum.

Yunus 10/44 Şüphesiz ki Allah, insanlara hiçbir şekilde kötülük etmez/zulmetmez, fakat insanlar kötülüğü/zulmü kendi kendilerine ederler.

İklimler değişti artık kışın da yazlığa gidebiliyoruz yaşasın diyip bunu fırsat olarak gören, Covid’i biz Türk’üz bize bir şey olmaz diyen soruMlu değil, soruNlu beşer kardeşlerimize de söylemiyorum. Hep söylüyorum Kemalettin Kamu’nun şiirinde söylediği gibi ‘ben gurbette değilim gurbet benim içimde’

Bu arkadaşlarımızı da Allah izin verirse inşallah ya bizler uyandıracağız ya da nesiller uyanacaklar ya da silinip gidecekler. Şaban Ali Düzgün hocamızın çok güzel tek satırda söylediği gibi ‘İzi Silinenlerden’ değil, ‘İzi Sürülenler’den olalım inşallah. Subhanallah.

Dünyaya gitmeden bir çivi de biz çakalım yerine çakılmış çivilerin altında ezilen, kalanlardan olmayalım. En büyük nimetimizi aklımızı kullanalım, dikkatli, duyarlı ve sorumlu olalım, hayırlarda yarışalım inşallah.

Kur’an ile tanışan her insanın sorumluluğu daha da çok artıyor. Şükürler olsun bizi buna layık gören, bize bunu lütfeden ve dosdoğru yolunda yürüme fırsatı veren bugünleri gösteren, bunun için çaba sarf eden kullarından eyleyen Rabbimize. Bizi dosdoğru yolundan ayırmasın, kovulmuş ve ‘taşlanmış’ Şeytan’dan sana sığınırız. (Hac’daki şeytan taşlama ritüeli de fiziken üç dolara bir taş at değil, al parayı bul karayı da değil sembolik ve manen kendi motivasyonun için bir ritüel olarak bakmak daha mantıklı. Fiziki ve Görsel eylemler hafıza da daha çok kalıyor, böyle bakmak daha iyi sanki (Hac da şeytan taşlama konusuna geçtiğimiz haftalarda değinmiştik, birde bu açıdan burada değinmiş olayım)).

Zümer 39/9 Gece saatlerinde secde ederek, kıyam durarak itaatkâr olan, ahireti hesaba katan ve Rabb’inin rahmetini uman kimse, bu nankörlerle bir tutulur mu hiç̧? Deki: “Hiç̧ bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” * Kesinlikle yalnızca temiz akıl sahipleri öğüt alırlar.

* Gerçeği idrak etmiş olanlar. Gerçeğin vahiy olduğuna inananlar. Kur’an’da yer alan ilim ve âlim sözcükleri; büyük çoğunlukla Allah’ın, nasıl bir Allah olduğunu idrak etmek; kesin, doğru ve gerçek bilgi kaynağının vahiy olduğuna inanmak, tevhidi bilince sahip olmak; gerçeği görmenin, bilmenin ve kavramanın ayırdında ve bilincinde olmak anlamındadır. Bu nedenle, Kur’an’da yer alan her âlim sözcüğüne “bilgin”, her ilim sözcüğüne de “bilgi” anlamı vermek kesinlikle doğru değildir. (E.Aktaş)

Bu konu çok su götürür, başka bir yazıda daha detaylı değinmek isterim. Sizleri de çok sıkmadan sadece ana başlıklara esas bugünkü söylemek istediğim konu ve bunun tehlikesinden bahsederek, biraz tefekkür edelim istiyorum.

Bir tekerleme sorusu olarak soracak olursam; ‘’Düşmanını tanımayan dostunu bilemez. Dostu, düşman olan Rabbini bilemez’’ Düşman kimdir bakalım? Cevap Tabi ki Sonsuzluk Ağacı değil Şeytan ve yandaşları.

Fatır 35/6 Kuşkusuz şeytan sizin düşmanınızdır. Öyleyse siz de onu düşman edinin. O kendisine uyanları alevli ateşin halkından olmaya çağırır.

Zuhruf 43/62 Sakın şeytan sizi alıkoymasın. Kuşkusuz o, sizin için apaçık bir düşmandır.

Son bölüm olarak ana konuya üstten değinerek yazıyı sonlandırıyorum inşallah.

Görebildiğimiz ya da gözden kaçırdığımız yüzlerce örnek vardır ben çok geçmişe gitmeyeceğim. Örnekler, şarkılar filmler o kadar çok ki daha yeni yakın dönemden Tarkan’dan ‘Şeytan Azapta’ şarkısına kulaklarımız aşinayken bugün ‘Lucifer’ dizisi şeytan güzellemesinin Netflix’de en çok izlenen dizisi olması (ben hiç izlemedim sadece izlenenlerden ve insanların yorumlarından görüyorum), ‘Joker’ filminin bilinçaltı ve algıya hitaben Haksızlığa uğrayan Kötü olabiliri normalleştiren ve alkış tutan, Oscar’da tüm ödülleri toplarken izlenme rekorları kıran (bu filmi oyunculuk adına çok iyi bularak izledim), Tom Cruise, John Travolta gibi tanınmış Holywood starlarının New Age Scientology gibi uydurulmuş yeni dinlerin propagandalarını yaparken, Osho ile güzel bir temiz eller operasyonu gerçekleştirilmişken, gençlerin ideolü Elon Musk’ın eşinin Satanist dergi pozları ve tarikatlarına üyeliklerini gizlemeden açık açık beyan etmesini görürken (ki geçen hafta ki dersimizde müşrik eşler ve üzerine konuşmuştuk), Şeytan’la yatan Şeytan’la kalkar güzel sözüne istinaden, bir gün Star Wars XX filminin sonunda Darth Vader/Kötüler’in kazanmasıyla biten ve sonunda ‘To Be Continued’ iberisini görürsek şaşırmayalım. İnsanlık olarak iyi bir sınav vermiyoruz, Allah sonumuzu hayır etsin, bize bu yüzden dünden daha çok görev ve sorumluluk düşüyor.

Kötülük bulaşıcıdır, iyilik de bulaşıcıdır. ‘Bulaş’ ve ‘entübe olmak’ Bu tabirleri de sağ olsun doktorlarımızdan pandemi süresince duyduk öğrendik ama ne kadar uyguladık uyguluyoruz ders alıyoruz o meçhul, Allah onlardan razı olsun.

Virüs hızla bulaşır ama tedavi etmek aynı hızda olmuyor. Yani ‘bir ders, bin nasihatten iyidir’ sözümüzden hareketle kötülüğün yayılma hızı kadar iyiliğin yayılması ve tedavi etmesi aynı olmuyor. Geç kalmadık ama kalma yolundayız hepimiz neresinden tutarsak hayırlarda, güzelliklerde, yazının konusu olduğu için -*Güzel* Sanat! larda yarışalım.

(Dua) Allahım, Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalıştım, ama eğer bugün umutsuzluğa kapılırsam lütfen senin planlarının benim hayallerimden daha iyi olduğunu hatırlat bana….

Aktif iylerden, salihat peşinde koşanlardan olalım. Feraset sahibi olalım. (Arapça Frs kökünden gelen göz ve kavrayışta keskin olma sözcüğünden, yine fires, feres at gözü demek at gözlüğü de bu kelimeden türüyor. At 180 derece görebildiği için sadece önüne baksın diye at gözlüğü takılır, dikkati dağılmasın, sağdan soldan gelecek şeylere karşı ürkmesin). Kısacası, At gözlüklerini çıkararak bakalım, At Gözlüğüne değil, At Gözüne ihtiyacımız var. Uyanık olalım, etrafımızı bilinçlendirelim, nesillerimize Kur’an ahlakıyla örnek olmaya çalışalım, bunları çevremize aşılamak için gayret gösterelim. Kendi adıma sizler gibi dostların olması çok sevindirici, çok umutlandırıcı. Allah hepimizin yardımcısı olsun inşallah.

Düşmanımızı iyi tanıyalım. Pozitivist, pragmatik, materyalist, ‘Like’ci olmayı çağdaş ve modern olup, çok da güzel iş yapıyorum, yaptım; aferin bana ile karıştırmayalım.

Şeytan hep sinsi tuzaklar kurar. Niyet okutur. Tepeden inmez belli etmez kendini. Çirkini güzel, kötüyü iyi gösterir. Huşu içinde kılınmayan 2 rekat namazın arasına bile girip vesvese verebilir. O kadar çok kılığa giriyor ki beş duyu seviyesine inebiliyor ki, vahiy ve akıl 5+2 duyumuzu kullanmazsak açık hedef halindeyiz.

Bakara 2/208 Ey iman edenler! Hepbirlikte Allah’a teslim olun. Şeytanın izinden gitmeyin. Kuşkusuz o, sizin apaçık düşmanınızdır.

Allah’ın bize üflediği ruhun arayışını bu dünyada bulamayız, o bu dünyaya ait değil, ahirete ait O’nun katına ait, biz bize verilen bedenlerimizi bu dünya zevklerine ve ruhlarımızı da şeytana emanet etmeyelim. Allah katındaki ruhumuza kavuşmak için çabalayalım.

Nisa 4/120 Şeytan, onlara vaatlerde bulunup, onları kuruntulara sürükler. Şeytan, ancak aldatmak için vaatte bulunur.

Allah’a samimi şekilde güvenen, teslim olan iman edenlerden olalım inşallah. Rabbimiz bizi uyanık, dikkatli, akleden, düşünen kalplerden eylesin.

Hicr 15/37-43 Allah: “Sen, süre verilenlerdensin;” “Bilinen zamanın gününe kadar.” dedi. İblis: “Rabbim! Beni azdırmandan dolayı (aleyhime hüküm vermenden dolayı), ben de yeryüzündeki her şeyi cazip göstererek, kesinlikle onların hepsini azdıracağım (günaha ve kötülüğe yönlendireceğim).” “Ancak onlardan muhles (Arıtılmış kullar. Saf, berrak, arı-duru, samimi, erdemli hale getirilmiş olan kullar) kulların hariç.” Allah: “Bu, Bana varan dosdoğru yoldur.” dedi. Sana uyan azgınlar hariç, kullarım üzerinde hiçbir yaptırım gücün yoktur. Onların tamamının buluşma yeri Cehennem’dir.

Sürçü lisan ettiysek, affola! (Aklıma geldi pas geçemedim illa bir şeyler arayanlar, Allah tasavvurunu Efendi-Köle insan ilişkisi seviyesine indirenlere, inkar edenlere, Kur’an dan tutarsızlıklar çıkarmaya çalışanlara Allah neden Kur’an’da ‘Ben’ ve ‘Biz’ şeklinde kullanım yapıyor, başka ortakları mı var diyenlere günlük konuşma dilinden bir örnekle kapatmış olayım, Allah bizimle, bizim anlayacağımız dilden konuşur Saygıyı ve Ortaklık kavramlarını başka bir yazıda işlerim inşallah)

Bu yazıyı yazmama ilham olan fikirlerinden beslendiğim ilim insanlarına teşekkür ediyorum.

Okuduğunuz için teşekkürler, Sevgiyle kalın.

Okan


About the Author
Author

ocann

Leave a reply

Name (required)

Website