“Şeyhi Olmayanın Şeyhi, Şeytandır” Uydurması Hakkında

“Şeyhi Olmayanın Şeyhi, Şeytandır” Uydurması Hakkında

“Tarik” Arapça “yol” manasına gelmektedir. Bu kelimeden türetilen “tarikat” ise “yol, yöntem, usul, tarz” manalarına gelir. “Tarikatlar, Allah’a gitmek için bir yoldur, bir mecburiyet değildir” şeklinde yumuşak izahlarla tarikat bağlılığını tarif eden tarikatçılar vardır. Fakat birçok tarikat bağlısı “Mürşidi olmayanın mürşidi şeytandır” şeklindeki uydurma hadisten hareketle; tarikata girmeyi, tarikatın şeyhini mürşit kabul etmeyi dini bir vecibe ve kurtuluşun bir şartı gibi sunmaktadırlar. Sormak lazım; yüzlerce yıl tarikatların yokluğunda, Müslümanlar eksik Müslümanlar olarak mı yaşadılar? Tarikat şeyhlerinin yaygın olmadığı bu dönemde Müslümanların mürşidi şeytan mıydı? Kuran’ın izahları bu yıllara kadar Müslümanların manevi gelişimine rehberlik etmekte yetersiz mi kaldı ki tarikatlara ihtiyaç duyuldu? Kuran’a göre Kuran din adına her şeyi açıklamaktadır. Peygamberimiz ise Kuran’ın uymamız konusunda kefil olduğu tek insandır. Oysa tarikatların ürettiği birçok şeyh tartışılmaz kişi ilan edilmiş, bu şahıslara uymak dinin önemli bir şartı gibi kabul ettirilmeye çalışılmıştır. Bu tarikatların birçok liderinin “asrın müceddidi” veya “Mehdi” veya “İsa” ilan edilmesi, sadece geçmişteki tarikatların değil, günümüzdeki birçok tarikatın da bir gerçeğidir. Hemen hemen her şehirde, kasabada veya mahallede bahsettiğimiz tiplere rastlayabilirsiniz. Bunların önemli bir bölümü sahip olduğu gücü istismar eden; insanların hem ruh dünyasını, hem de kesesini zarara uğratan kişilerdir. Bu tavırlarıyla, bunların önemli bir kısmı, Kuran’ın eleştirdiği Musevi ve Hıristiyan din adamlarının dinimizdeki karşılığıdır.

Ey iman sahipleri! Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu halkın mallarını uydurma yollarla yerler ve Allah’ın yolundan alıkoyarlar. (Tevbe Suresi, 34. Ayet)


About the Author
Author

Editor 1

Leave a reply

Name (required)

Website