Hele bir tanesi var ben ona masalcı dede diyorum. Konuşma tarzıyla, insanlara öyle uydurmalar anlatıyor ki siz de anlamışsınızdır kimi kastettiğimi. Dün bu masalcı dede ne dedi bizler için. `Onlar peygambere sen şöyle kenarda dur, karışma` diyormuşuz. Allahım, Ya Rabbim nasıl da anlamamak için direniyorlar. KUR`AN diyen mü`minler peygambere böyle der mi? Ona saygısızlık eder mi? O`nu en iyi anlıyanlar olarak böyle bir tavır sergiler mi?
İşte o an haykırasım geldi. Onu yerin dibine batırmak istedim. Siz Dayanaksız, delilsiz uydurmalarla O`na karşı alabildiğinizce suçlu duruma düşmüşsünüz. O`nun sıfatlarını, misyonunu kavramamışsınız. O`nu ilah edinmişsiniz, Şirkin içinde yüzüyorsunuz haberiniz yok.

Şunu biliniz ki Biz KUR`AN diyenler O`nu Allah`ın şerefli elçisini o kadar çok seviyoruz ki, O`nu o kadar iyi tanıyoruz ki anlayamazsınız. Onun adına düzülen iftiraları O`na dayandırmanın sizlere nelere mal olacağını söyleyeyim mi? Cehennnem. (Allah daha iyi bilir)

Aklımız başımızda. Biz Allah`ın vahyinin O`na indiğine inanan insanlar olarak O`nun konuşmaya en ehil kişi olduğuna inanıyoruz. Allah`ın ayetlerini kavrama noktasında sahabiye destek verenin de o olduğunu biliyoruz. Bu düşüncelerimiz bizi onun adına söylenen her sözün doğruluğunu KUR`AN ile sağlama almadan kabullenmek ruhsatı vermez. Ne çabuk unuttunuz munafıkların çabalarını. Diyorsunuz ki o meseleler halloldu. Hadisler yüzyıllar içinde ayıklandı. Öyle mi? Oysa Allah kitabında insanları Allah`ın adını kullanarak yoldan çıkaranların olduğundan söz eder.

Şu ayet sizlere karşı tavrımızdır.
İnsanları masallarla oyalayın bakalım.

Enam
(81) “Allah`ın, size, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri ona ortak koşmaktan korkmuyorsunuz da, ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden ne diye korkayım? Öyle ise iki taraftan hangisi güvende olmaya daha layıktır? Eğer biliyorsanız söyleyin. “