Oysa bir Müslüman için genelgeçer tek doğru vardır; o da Allah’ın -her şeyi gören, duyan, bilen, zamanın üstünde bir varlığa sahip olan Allah’ın- kutsal kitabı aracılığıyla kullarına ulaştırdığı kurallarıdır. Öyleyse, hayatımızı düzenlerken, yeni kararlar alırken, aslında attığımız her adımda dikkate alacağımız, her şeyi kendisine göre tartıp değerlendireceğimiz tek kriter Allah’ın sözü olan, Kuran-ı Kerim olmalıdır.
Bu durumda unutulmaması gereken en önemli nokta şudur; Kuran-ı Kerim’i kendisine kılavuz edinen mümin, toplumun kendisine empoze ettiği ilkeleri de kendi nefsinin kendisine fısıldadığı istekleri de bu kılavuza göre değerlendirmelidir. Kuran ile çelişmeyenleri almak konusunda bir tereddüt yaşamamalı ancak çelişenler ile karşılaştığında Kuran-ı Kerim’in ilkelerini kabul etmelidir. İnananlar koyun psikolojisine uyup toplum ne derse onu yapmazlar, insanların kınamasından korkmazlar. Bir mümin tercihlerini yaparken toplumdan alacağı eleştirileri değil, hesap günündeki durumunu, bu dünyada yaptıkları karşılığında alacağı ceza yahut ödülleri düşünür ve ona göre hareket eder.
13) Her insanın uğursuzluk kuşunu onun boynuna takmışızdır. Kıyamet günü kendisine, önünde açılmış olarak bulacağı bir kitap çıkaracağız:
14) “Oku kitabını! Bugün sana hesap sorucu olarak öz benliğin yeter. ”
17 İsra Suresi
138) Bu, insanlara bir açıklama, korunup sakınanlara da bir öğüt ve kılavuzdur.
3 Ali İmran Suresi
16) Allah, rızasına uyanları o Kitap`la esenlik ve barış yollarına iletir ve onları kendi izniyle karanlıklardan aydınlığa çıkarıp şaşmayan ve sapmayan dosdoğru yola kılavuzlar.
5 Maide Suresi
Yazar : Harun