“Dünyada Mekân, Ahirette İman”
Atalarımız mı söylemiş bu sözü?
Sanmıyorum. Çünkü biz geçmişinde Müslüman olan bir toplumuz. Bizim gerçek Müslüman atalarımız asla böyle maddeci düşünmezlerdi. Bu söz, olsa olsa yine birçok uydurma ve kandırmaca söz gibi, din adına, kendilerini Kur’an’dan soyutlamış başkaları tarafından uydurulmuştur.
Nasıl olur da biz insanlar, düşünen yaratıklar iken, düşünmeden konuşan ve amel eden yaratıklara dönüşmüşüz. Yoksa birileri eline kumanda aletini almış, bizleri uzaktan mı yönetiyor? Bizler aklımızı kullanmayacakmıyız?
Şimdi, 1425 sene kadar önceye gidelim.
Cebrail geldi ve Hz MUHAMMED’i, peygamberlikle görevlendirme emrini getirdi. Bu görevi üstlenen Peygamber, vazifesi gereği insanlara imanı mı anlattı yoksa dünya mallarını mı? En iyisi buna cevap aramaya çalışmayalım. Kuran’ı Kerim’de onlarca ayet bulunmaktadır bu konuda… İşte bir tanesi…
“Kadınlardan, oğullardan, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşten, salma atlardan, sağmal hayvanlardan ve ekinlerden gelen zevklere düşkünlük ve bağlılık insanlar için bezenip süslendi. Bunlar, dünya hayatının metâıdır. Nihâyet varılacak güzel yer, ALLAH’ın huzurudur.”. (Rasûlüm!) De ki: ‘Size bunlardan daha iyisini bildireyim mi? Takvâ sahipleri için rableri yanında, içinden ırmaklar akan ebediyen kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve (hepsinin üstünde) ALLAH’ın rızâsı/hoşnutluğu vardır. ALLAH kullarını çok iyi görür.”
(Âl-i İmrân, 14-15).
Şimdi siz söyleyin. Bu ayetlerde “Dünyada Mekan, Ahrette İman” anlayışı mı yatıyor? Bunu mu anlıyoruz bu ayetlerden?
İşte peygamberimizin söylediği de aşağıdaki gibidir.
“Sizi çokluk mahvetti. İnsanoğlu ‘malım, malım’ der. Yiyip tükettiğinden, ya da giyip eskittiğinden, ya da sadaka verdiğinden başka senin malın mı var? (Çünkü bundan ötesi başkasının eline geçecektir).” (Müslim, Zühd 3; Tirmizî, Zühd 31, Tefsir, sûre 102; Nesâî, Vesâyâ 1; Ahmed bin Hanbel, 4/24, 26)
Bunu kimin Peygamberi söyledi? Bunu söyleyen Peygamber, dünya mal ve menfaatlerini mi anlatmaya çalıştı? Haşa…
Yoksa bizim atalarımız, ALLAH’a ve Peygamber’e iman etmiyorlarmıydı? Haşa…
Bize ne oldu da başkalarının ağzından konuşmaya başladık? Bize ne oluyor da kendi kandığımız yetmiyormuş gibi, bir de atalarımızı bu yalana alet ettik?
Hangi samimi Müslüman mal ve servetin önemli olduğunu düşünür?
Biz imtihan için yaratılmadık mı? En fazla yaşayanımız 120 yaşına kadar gelmiyor mu? Belli bir devreden sonra hayatın bir anlamı kalıyor mu? 10 sene lüks bir arabaya binmek, muhteşem bir villada yaşam için mi yaratıldık? Birilerine tahakküm etmek ve onların üzerine haksız kazanç sağlamak için mi bu dünyaya geldik?
Mal sevgisi üzerine kurulan bir hayatta kim mutlu OLMUŞ? Hadi diyelim 10 gün mutlu oldu. Tekrar soruyorum. Mal sevgisi üzerine kurulan bir hayatta kim mutlu ÖLMÜŞ?
Elinden birkaç sene sonra çıkacak şeyler için bu kadar tamah niye? Hadi tamah ettin diyelim atalarını niye alet ediyorsun? Hadi kuldan utanmıyorsun. ALLAH’tan da mı korkmuyorsun be adam? Ne diye o zavallı insanlara iftira ediyorsun.
Tekrar hatırlatayım. Bu söz bizim atalarımıza ait olamaz… Bu söz gibi onlarca hatta yüzlerce söz, bize sonradan, bizden olmayanlar tarafından, mallarını, mülklerini, din adına sözde aklamak için sokuşturulmuş sözlerdir. Bizler bunları asla kabul etmeyeceğiz.
Bu dünya hayatı İman ve salih amelle geçirilmelidir ki, ebedi hayatta altından ırmaklar akan mekânlara sahip olabilelim.
(Bu yazı alıntıdır.)