İslam`da Birlik ve Beraberlik!

Rahman ve Rahim olan Allah`ın Adıyla!


İslam tevhid dinidir. İçinde barındırdığı kişileri bir arada tutar. Kendine müslüman deyip de, bu birlik halkası dışında kalmak isteyen kişi/ler`e bir sözümüz pek olamaz. seçim onun/ların. Lakin bu halka için de kalmayı isteyen, İslam ipine, kulbuna sımsıkı bağlanan kişilere korku yoktur! Çünkü her daim yardımına koşacakları kardeşleri vardır. En önemlisi, Allah yanlarındadır! Daha ne olsun?

Dinde zorlama yoktur. Çünkü doğruluk sapıklıktan iyice ayrılmıştır. O halde kim tâğûtu tanımayıp Allah`a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. (Bakara 256)

Kim iyilik yaparak kendini Allah`a teslim ederse, şüphesiz en sağlam kulpa tutunmuştur. İşlerin sonu ancak Allah`a varır. (Lokman 22 )

Müminler arasında darılmaca, küslük, kavga olmaz olamaz. Lakin insanlık hali, elbet zıtlaşılan noktalar olacaktır. Lakin işin püf noktası bu kırgınlığı, kavgayı çok kısa süre tutmaktır. Zira Yüce Rabbimiz müminlerin küs kalmasını istememekte, diğer müminlerin küs olanları barıştırmasını buyurmaktadır. Ve bize hatırlatmaktadır; “Tüm müminler sizin kardeşinizdir!”-“Müminler ancak kardeşinizdir” diyerek hem kardeşlik bağlarımızı hatırlatmak ta hem de bir müminin başka bir mümin kardeşten başka birşey olmayacağını vurgulamaktadır(hasım olamaz yani)

Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah`ın buyruğuna dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer (Allah`ın emrine) dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara) adaletli davranın. Çünkü Allah, âdaletli davrananları sever.

Mü`minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah`a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.

(Hucurat 9-10)

Bir kardeşimiz ya da kardeşlerimiz(bu gerek bireysel kişiler olsun gerek bir topluluk, ülke olsun fark etmez) elbet hata yapabilirler, yanlışa düşebilirler kardeşlerine karşı ama diğer müminler kardeşlerini asla ama asla dışlamaması gerekir hele ki pişman ise. Onu dışlamak yerine hatalarını göstermeye ve düzeltmeye çabalaması gerekmektedir. Bu bizim görevlerimiz arasındadır. Elbette ki hata düzeltme işlemi de usturuplu olmalı. Patavatsızca, onu rencide edici bir şekilde olmamalı, aksine sıcak, samimi bir şekilde ve eğer mümkün ise o an da onunla yalnız kalıp bu durumu konuşmak uygun olacak. Hatta çok daha iyi olacaktır, bu yüzden acilen o an düzeltmesi gerekecek bir durum yok ise sabır edip uygun bir an kollamak daha iyidir ki kimse kırılmasın, incilmesin, rencide olmasın.

Aksini yapan/lar yanlışa düşmüş olurlar. Müslüman kardeşinin hatasını, günahınını görüp ona hakaret etmesi, dışlaması hatta afaroz eder gibi yanından uzaklaştırması çok büyük bir yanlıştır! Nasıl ana baba bir kardeşler birbirlerini en kötü durumda bile bulduklarında düzeltme çabası ve yardım çabası içerisindedir aynı şekil de müminler din kardeşleri için de aynısını yapmak zorundadırlar. Kişiyi yanlıştan döndürme gücünüz varsa, bu ihtimal var ise aksi davranışlarda bulunmak, horlamak, kötülemek aforoz eder gibi dışlamak ne islam`a uygundur ne de Allah`ın arzu ettiği birşeydir.

Eğer mümim mümine yardım etmez, onunla bir olmaz ise maalesef pek de iyi bir dünya olmaz burası. Nitekim bazı olayları görüyoruz bunun sonucu olarak

“İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur. ” (Enfal Suresi, 73)

Bir mümin bir mümine ancak güzel sözlü konuşmalı, çekişmemelidir.

“Kullarıma, sözün en güzel olanını söylemelerini söyle. Çünkü şeytan aralarını açıp bozmaktadır. Şüphesiz şeytan insanın açıkça bir düşmanıdır. ” (İsra Suresi, 53)

“Allah`a ve Resulü`ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir. ” (Enfal Suresi 46)

Selametle

Yazar : Ayça Mutlucan

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website