Kendini Kınayan Benlik

Bir çok zaman kişilerin ne dediğinden ziyade ne demek istediğine yoğunlaşmamız, karşımızdaki kişinin düşünce dünyasına ulaşmada daha faydalı olacaktır. Hiç şüphesiz, böylesi bir yaklaşım, karşımızdaki kişileri iyi analiz etmemizi gerektirir. Örneğin; birçok kişinin “Falanca hacı ama şöyle güvenilmez biri… ”, “Falanca namaz kılıyor ama şöyle dolandırıcılık yapıyor… ” şeklindeki sözlerine tanık olmuşuzdur. Dindar gözüken birçok kişinin dini istismar ettiklerinden hiç bir şüphem yok. Nitekim Kuran’da da din adamlarının yaptıkları istismarlara dikkat çekilmiştir (Bakınız: Tevbe suresi, 34. ayet). Fakat yukarıdaki sözleri söyleyenlerin bir kısmının (hepsinin değil) aslında şunu demek istediğini zannediyorum: “Ben dini ibadetleri yapmak istemiyorum, bundan dolayı beni yargılamayın. Bakınız dini ibadetleri yapan bir çok kişi güvenilmez insanlar. Demek ki benim bu durumumda bir sorun yok… ”


Oysa bu mantık bir çok açıdan hatalı. Birincisi, “Sui misal, misal teşkil etmez (Kötü örnek, örnek teşkil etmez)” diye çok doğru bir söz vardır. “Sahtekar dinciler” hakkındaki örneklerimiz doğru olsa da, bu örnekler bizim dini yaşantımızdaki eksikliklerimizin mazereti olamazlar. İkincisi, Allah karşısında hesabımızı hepimiz tek başımıza vereceğiz. Başkalarının eksi ve ya artılarının bize fayda veya zararı olmayacaktır.

Başkalarının eksikliklerini tespit ederek, kendi eksikliklerimizi, kendimizce temize çıkarıp, kendimizi kandırmamalıyız. Başkalarının hataları bizim hatalarımızı temize çıkarmaz. Yapmamız gereken; başkalarının eksikliklerinden önce kendi eksikliklerimiz bulup düzeltmeye çalışmaktır. Kuran’da “Kendini kınayan benliğe and olsun” (Kıyamet Suresi, 2. ayet) denerek, eleştri oklarımızı kendimize yöneltmemiz istenmektedir.

Yazar : Pınar

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website