Onlarca teori ortaya atmış, calculus’u (matematik hesabı) Leibniz ile birlikte eş zamanlı oluşturmuş böylesine büyük bir bilim adamının nasıl olupta din hakkında düşünmeye de zaman ayırıp, ya da bulup!, onlarca sayfa dini düşüncesini yazıya geçirmesi zaman kaybı mı olmuştu acaba? Çevremize baktığımızda üniversitede eğitim veren öğretim görevlilerinin çoğunlukla zaman kaybı gördüğü, bilim ile bağdaştıralamayacak dogmalar bütünü olarak kabul ettikleri din üzerine, gerçek bir bilim adamı olan Newton’un onca vaktini harcamasını nasıl karşılamamız gerekmekte? Acaba din günümüz entellektüelleri gibi gereksiz görülüp, üzerinde düşünülmeye değer bulunulmamalı mıdır?
İnsanın Newton’un da dediği ve Einstein’ın daha sonra söylediği gibi doğa kurallarının açıklanması yanında, ki bilimin yaptığı budur, bu kuralları koyan o büyük, o yüce varlığın araştırılması, bence ne bilime ters düşmektedir, ne de zaman kaybıdır. İnsanın yaratıcısının peşine düşmesi ve onun varlığını, ve bizden istediklerini anlama yolunda harcadığı zaman bir kayıp değil, tam tersine kendisi için kazanç olmaktadır.
Burada asıl önemli olan Newton’un yerçekimin varlığını ispatlaması değil, nasıl olupta yerçekiminin var olduğudur. Yada Archimed’in suyun kaldırma kuvvetini bulması değil, nasıl olupta suyun içkin bir kaldırma kuvvetinin olduğu ve bu sayede nasıl olupta dağlar büyüklüğündeki gemilerin denizlerin üstünde yol aldığıdır.
Bütün bunları tesadüfe bağlamak bence bağnazlığın ta kendisidir. Dini salt bilime ters bulmak, bilime inanan insanın dine de inanıp yaratıcısını bulmak için verdiği çabayı boşa zaman kaybı olarak görmek bence insanın kendine yaptığı ve yapacağı en büyük kötülüktür.
Yazar : A.O. Durahim