ALİ İMRAN 24. AYET VE MUHİTTİN KARDEŞİME CEVAP…

Değerli kardeşim Muhittin Bey, cevap verme nezaketinde bulunduğunuz için çok teşekkür ederim, Allah sizden razı olsun. Bir konu aklın ve vahyin doğrultusunda tartışıldığı takdir de çok daha iyi anlaşılacağı açıktır. Kur’an ayetleri akla ve mantığa hitap ediyorsa, rabbin adaletini de bu mantıktan uzak düşünmek yanlış olacaktır. Müsaadenizle yazdıklarınıza cevap vermek isterim.


Aliimran 24. ayette kitap ehli olan bir grubun sözlerinden bir alıntı vardı ve şöyle söylüyordu onlar. (Ateş bize sayılı günlerden başka asla dokunmayacak. ) İşte bende bu sözlerin yanlışlığına örnek olarak, bunun tam tersini düşünelim demiştim. Bu insanlar Allahın söyledikleri konuda hiçbir açıklama yapmadığı halde, sırf iman etti diye, basit bir adalet anlayışını öne sürüp, oradan kurtulamayacağını rabbim onlara ikaz ediyordu. Bu kendi kuruntularıydı, kendi kendilerini temize çıkarmışlardı. Hâlbuki Allah bu konuda hiçbir açıklama yapmamıştı. Bende bu ayet örneğinden yola çıkarak Rabbimin bir hardal tanesi kadar yapılan karşılıksız kalmayacak, adalet çok hassas olacak ayetlerini tebliğ alam bir iman eden olarak, yine Rabbimin detay vermediği açıklamadığı bir konuda bizlerin kendimizi temize çıkarıp konuşmamızın yanlış olacağını anlatmaya çalıştım. Dedim ki Allah madem her yapılanın karşılığını verecek o zaman Rabbin adaletini kendimizce yorumlamayalım. Yaptığımız onca günahı affedilmiş kabul edip kendimizi temize çıkarmayalım. Dikkat edin ben asla yorum yapmadım, çünkü rabbim detaylı açıklamamışsa vardır bunun bir nedeni dedim. Bu ayet öne sürülerek cehenneme giren hiç kimsenin bir daha çıkamayacağını söylemek ne kadar doğru olur? Böyle verilmiş bir Rabbin bir hükmü var mı? Var olan hükümler açıkça kimler için olduğu açıklanıyor ve bu insanlar ebedi cehennemde kalacaklardır diyor.

Konumuz Meryem suresi 71. ayet ve burada ne söylüyordu rahman hatırlayalım.

(Ey insanlar!) Sizden cehenneme varmayacak hiç kimse yoktur. Rabbin için bu, kesin olarak hükme bağlanmış bir iştir.

Ben ne demiştim cevap olarak? Buraya Rabbin getiriş nedenini yalnız Rabbim bilir. O istediğini istediği kadar burada tutar, istediğini hemen alır cennetine götürür. Rabbin hükmü açık her beşer cehenneme varacak, ama neresine, ceza için mi? Allah buraya geliş konusunda bir açıklama yapmış mı? Yapmamış, peki şu sizin sözleriniz, Rabbim açıklama yapmadığı halde bizlere sanki gerekli açıklama yokta bizler açıklık getiriyormuş gibi, bu sözleri söylememiz normal mi? Bakın bu sizin sözleriniz.

(Çünkü cennet ve cehennemin hak olduğunu Rabb`imiz bize bildiriyor. Cennet ehli dahi olsa cehennemi görmesi ve ondan sonra cennete girmesi Rabb`inin rızasını kazanarak ne büyük bir iş başardığını ve Rabb`inin nimetlerine şükretmesini daha iyi anlayacaktır diye düşünüyorum… Yine En doğrusunu Rabb`im bilir.. )

Allah her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdim ki anlayasınız der ayetinde. Acaba rabbim buraya, cennete girecekleri, cehennemim azametini göstermek için getirdim, diye açıklık getiremez miydi? Birde bunu düşünün isterseniz. Cevabınızın sonunda doğrusunu Rabbim bilir demişsiniz çok doğru, ama iş bu kadar basit mi acaba, bu ayete bu anlamı verirsek, farklı anlamalara çekilmez mi? Bakın bu sözlerimin cevabını devamındaki ayet zaten veriyor, bakın ne diyor Rabbim.

Meryem 71: Elbette ki biz, oraya girmeye daha layık olanların kimler olduğunu herkesten iyi biliriz.

Allah cehennemde kalacak ceza görmeye kimlerin layik olduğunu herkezden iyi biliriz diyor. Ama bizler bir önceki ayette bir kısmımızın yalnız cehennemin kötü halini görmek için geldiğimizi söylüyoruz. Rabbim söylemediği halde bunları söylememiz doğrumu? Çünkü devamında ikaz ediyor, kimin ceza çekeceğini kimin çekmeyeceğini herkezden çok biz biliriz diyor. Bu uyarıyı aldıktan sonra, nasıl olurda buraya uğrayan tüm insanlar hakkında yorum yaparız?

(bir de hangi ayette günahlarınızın bedelini/cezasını cehennemde çektikten sonra cennette gireceğini söylüyor, aksine “haliden fifa ebeden” kullanılır yanı ebedi olarak orada kalıcıdırlar diyor.. )

Ben size verdiğim cevapta şunu söylemiştim, ama sanırım siz yanlış anladınız, bunu verdiğiniz örneklerden anladım. Allah kurtuluşa erenleri, cennetine layik olanları, mahzun bırakılmayacak insanların örneklerini çok açık verdiği gibi, tam tersi örnekleri de verir. Cehennemin kalıcı odunları der. Orada ebedi kalacaklardan bahseder.

Benim verdiğim beşeri adalet ile rabbin adaletini karşılaştırmamı, talihsiz bir yorum olarak değerlendirmişsiniz, saygı duyarım. Ben kur’anın aklı ve mantığı ön plana çıkardığını, beşeri aklın onay vermediğini, zaten Rabbinde onay vermeyeceğine inanan bir insan olarak verdim o örneği. Elbette Rabbin bağışlayıcılığı, onun şefkatini unutmadan söyledim tüm sözlerimi. Allah büyük günahlardan kaçarsanız diğerlerin üstünü örterim der bizlere. Peki, hangimizin büyük günahı yok, bilen var mı? Hangi günahlarımızı affettirebildik, iman ettiğimizi söylediğimiz halde? Bakın bu soruların cevabını bilemediğimiz halde, bizler, rabbin uyarısını dikkate almadan, yani sakın kendinizi temize çıkarmayın demesine rağmen, bizlerin cehennemin kapısından içerdeki kötü durumu izleyip, cennete gideceğimizi söylememiz ne kadar doğru olur?

Allah cennete ve ebedi cehenneme gidecek durumdaki insanların tariflerini yapıyor. Peki, hardal tanesi kadar yapılanın karşılığını bulacağını söylediği onlarca ayeti nereye oturtacağız?

Enbiya 47: Kıyamet günü için adalet terazilerini kuracağız/adaleti terazilere koyacağız. Hiç kimseye zere kadar zulüm edilmeyecek. Hardal tanesi kadar bir şey olsa onu ortaya getiririz. Hesapçılar olarak biz yeteriz.

Yukarıdaki ayeti bir düşünün lütfen, acaba Allah burada bahsettiği adalet terazisinde, hiç kimseye zerre kadar zulüm edilmeyecek sözlerinden ne anlamalıyız, burası çok önemli. Acaba aklımız ve hafızamızın bile alamayacağı bir adaletten bahseden rabbim, bizlerin söylediği gibi, sizler doğru cennete, sizlerde doğru ebedi cehenneme diyerek mi yapacak ayrımı? Bu adalet şekli, Rabbin bizlere kur’an da önerdiği adaletinde bile yoksa, nasıl olur hesap günü böyle bir adalet bekleriz rabbimden. Enbiya 47. ayetten siz bunumu anladınız? Ben bu Dünya adaletinden örnek verirken, Rabbimin daha hassas ve daha adaletli bir teraziden bahsettiğini anlatmaya çalıştım. Bizlerin ne aklı, nede mantığın hesap bile edemeyeceği bir adaleti, acaba bizlerin bu kadar basite indirgeyip, siyah ya da beyaz diye ikiye ayırmamız, ne derece mantıklı olur? Allahın bağışlayıcılığını acaba bizler doğru anlayabiliyor muyuz?

Yukarıda bahsettiğim gibi, Allah ebedi cennetlik ve ebedi cehennemlik olanları birçok ayetinde anlatır bizlere. Hiç ceza görmeyecekler den de bahseder. Peki, hardal tanesi kadar yaptığımızın karşılığını göreceğimize göre, Allah bu sözlerinden ne anlatmak istiyor olabilir? Sanırım bizler cennet ve cehennem anahtarını günümüz değerlendirmesi ile yaptığımız için, tam orta yolu bulduramıyoruz kanısındayım. Günahımız yüzde 51 geldiği zaman ebedi cehenneme, sevabımızın yüzde 51 geldiğinde cennete gideriz diye düşünürsek, ancak kendi adalet terazimizle nefsimizin etkisiyle tartmış oluruz. Bu iş bu kadar basit olmasa gerek. Çünkü böyle bir adalet, günümüz kanunlarında bile yok. Hardal tanesi yapılanın hesabı sorulacaksa, bizler kendi adaletimizle bunu düşünürsek, tartarsak yanılırız diye düşünüyorum. Küçük bir örnek verelim. Bir Müslüman’ı düşünün, iman ediyor elinden geldiğince İslam ı yaşıyor, ama öyle bir nefsine yenik düştü ki, bir gafletine gelip kendi suçunu başkasının üzerine atıp, o kişinin yıllarca hapiste yatmasına neden oldu. Bu durumda bu insana ebedi cehennemlik diyebilir miyiz? Ya da tam tersine, bu insan iman eden bir insandı, onun için Allah günahını affeder diyebilir miyiz? İşte bizlerin bilemediği hatta rabbimin bu konuda detay vermediği ince noktalar. Rahman bizleri uyarıyor ve diyor ki; ne yaparsanız onun karşılığını alırsınız, sakın kendinizi temize çıkarmayın. Bu sözleri tebliğ alan bizlere düşen, açıklanmayan konularda konuşmak yerine, tertemiz olmanın yolunu bulmalıyız. Bugün tarikat ve cemaat eksenli sitelerde ki kardeşlerim aynen şunu söylüyorlar. İman eden bir insana Allah cehennemi haram etmiştir. Ateş onlara dokunmayacaktır. İşte bu düşünceyle İslam ı yaşarsak, ulaşacağımız sonuç günümüzdeki hazin durumumuz dan başkası olamaz.

Rabbimin adalet anlayışı, beşerin adalet anlayışından daha hassas ve adaletlidir, bunu asla unutmayalım. Allah bizlere adaleti emrediyorsa, huzuruna gittiğimizde de, adaletini çok daha hassas kuracağından şüphemiz olmamalıdır. Allahın bir iyiliğe on sevap yazması, sakın bizi yanılmasın. Çünkü o Yüce Rabbim bizlerin bir iyilik yaparken, onun yanında yüzlerce kötülüğü yapacağımızı çok iyi biliyor. Rabbimin bu şefkatini, adaletini doğru anlamalı ve adaletten asla uzaklaşmamalıyız. Bakın Allah bu Dünyada bizlere adalete nasıl önem vermemizi emrediyor?

Enam 115: Rabbinin sözü hem doğruluk hem de adalet bakımından tamamlanmıştır. O`nun sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. En iyi işiten, en iyi bilendir O.

Araf 29: Şunu da söyle: “Rabbim bana adaleti emretti. Her mescitte yüzlerinizi O`na doğrultun. Dini yalnız O`na özgüleyerek O`na yakarın. Tıpkı sizi ilk yarattığı gibi O`na döneceksiniz.

Araf 181: Bizim yarattıklarımızdan bir ümmet var ki, hakka rehberlik eder ve onunla adalet sunarlar.

Yunus 47: Her ümmet için bir resul öngörülmüştür. Resulleri gelince, aralarında adaletle hüküm verilir. Hiçbir zulme uğratılmazlar.

Yunus 54: Zulmetmiş her benlik, yeryüzündekiler kendinin olsa, kurtulmak için tümün fidye verecektir. Azabı gördüklerinde pişmanlığı ta içlerinde duyarlar. Aralarında adaletle hükmedilmiştir. Asla zulme uğratılmazlar

Yukarıdaki ayetleri çok iyi düşünmeliyiz. Allah kur’an sözlerinin adaletle tamamlandığını söylüyor. Demek ki her ayeti biz beşeri adalet anlayışımızdan farklı anlayamayız. Allah elçisine adaleti emrettiğini, adaletle hükmetmesini istediğini söylüyor. Her ümmete adaletle hükmedileceği, hiçbir zulme uğratılmayacağını söylüyor Rabbim. Yunus suresi 54. ayette çok hassas düşünülmesi gereken bir söz söylüyor bizlere. (Azabı gördüklerinde pişmanlığı ta içlerinde duyarlar. Aralarında adaletle hükmedilmiştir. Asla zulme uğratılmazlar. ) Cehenneme gelen insanlardan örnek veriyor rabbim. Yaptıkları yanlış şeylerden dolayı azabı görmeye başladıklarında pişman olurlar diyor. Bakın daha sonra söyledikleri konusunda düşünelim. Bu insanlara karşı adaletle hükmedilmiştir, asla onlara haksızlık yapılmamıştır diyor. Burada düşünmemiz gereken nokta cehennemde azap görenlerin hepsinin aynı konumda olup olmadığı çok önemli. Daha önce söylediğim gibi ebedi cehennemlikten bahseder Rabbim onlara açıklık getirir. Hatta cehenneminde kat kat olduğu bilgisini verir. Fakat diğer konumda olanlardan hiç bahsetmez. Çok hassas adalet terazisinden bahseden rabbim, bazı olaylardan dolayı suçunu bağışlamadığı kullarına ne yapacağı konusunda detaylı bir açıklama yapmamasının bir sebebi yok mudur sizce? İçinizde oraya uğramayacak yoktur dedikten sonra, iman edenlerin kurtarılacağı açıklamasının detayında, anlatmak istediği şeyler yok mudur? İşte tüm bunlara kendimizce yorumlar yapmak, kendimizi temize çıkarmak yerine, gelin tertemiz olmanın yolunu arayalım. Rahman açıklamadıysa, detay vermediyse bizler kendi adalet anlayışımıza, nefsimize göre yorumlar getirmeyelim.

Değerli arkadaşım şu sözünüz çok doğru ama üzerinde dikkatle düşündüğümüzde tabi.

(Unutma ki kardeşim Rabb`imiz asla kullarına karşı zulüm kar değildir…
“Kim iyi bir iş yaparsa kendi lehinedir. Kim de kötülük yaparsa kendi aleyhinedir. )

Yukarıdaki sözleriniz çok doğru. Allahın adaletini, bağışlayıcılığını kur’a na göre değerlendirmeliyiz, yani kendimizce nefsimizin isteği doğrultusunda değil elbette. Allah kullarına karşı zulüm kar asla olmadığı gibi, yine Allah yarattığı kulunun, bir başka kuluna zülüm yapmasına karşıda çok hassastır. Kim bir iyilik yaparsa nasıl kendisine diyorsak, kim bir kötülük yaparsa da yine bunun karşılığının adaletini alacağını unutmamalıyız. Siz rabbimin adaleti ile verdiğim beşeri adaleti karşılattırmamı yadırgamışsınız. Hâlbuki rahman, biz beşerin adaletini de kur’an da bizlere örneklerle vermiştir. Bir insan olarak bizlerin adaletine sığmayan hiçbir olay ve sonucun, Allahın adaletine de sığmayacağını önce unutmamalıyız. Allahın sizlerin yapacağı bir iyiliğe, on kat sevap yazarım örneğinden, sakın gevşeklik ve farklı bir adalet algılamamalıyız. Allah yol gösterir, rehber gönderir. Daha sonrada sana verdiğim aklı kullan der. Bizlere düşen rehberi doğru anlayıp uygulamaktır. Beşerin adaleti çok daha basittir şaşabilir, ama Allahın adaleti, hardal tanesi kadar şaşmayan bir adalettir. Bu adalette herkes yaptığının karşılığını görecek diyorsa Rabbim, bizlere düşen o günün vahametini, adaletin hassalığını tartmak, konuşmak, ya da tartışmak olmamalıdır. Allah herkes yaptıklarının karşılığını görecek diyorsa, bizler bu korku ve ürpertiyle hayatımıza yön vermeliyiz.

Değerli Muhittin kardeşim. Ben kur’an ayetlerini bir bütün olarak düşündüğümde bunları anladım. Rabbim yanıltmasın. Bu yazdıklarım benim anladıklarımdır yalnız beni bağlar. Ben kur’an da detay verilmeyen konularda konuşmaktan, her zaman korkarım. Çünkü rahman bunu yapmayın diyor. Birkaç cümleyle özetlemem gerekirse, Allah kur’an da onlarca ayetinde bizlere adaletten bahsediyor, tabi bizim anlayacağımız adalet anlayışından. Bende buradan yola çıkarak diyorum ki, Allah çok hassas bir terazide yapılanların hesabı sorulacak diyorsa, hiç bir şey karşılıksız kalmayacaktır. Bugün kul hakkından bahsederiz hepimiz, ama sanırım bu hep sözde kalır, düşünmeyiz bile hesap günü bunun karşılığı nasıl olur diye. Acaba hesap günü, tüm bu olayların karşılığı nice olur dersiniz? Yorum sizlerin.

SAYGILARIMLA
Haluk GÜMÜŞTABAK

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Comments (1)
Leave a reply

Name (required)

Website