Bu yazımda biraz felsefe yapmak, biraz hayatın gerçeklerini düşünmek istiyorum.
Bizler acaba yaşadığımız hayatı ve niçin yaratıldığımızı, sahip olduklarımızı ne kadar sorguluyoruz? Şöyle bir kendimize ve çevremize baktığımız zaman, vücudumuzun yapısını, sinir sistemimizi, sindirim sistemimizi, hareket sistemimizi, dolaşım sistemimizi incelediğimizde hem bunların ardında muhteşem bir bilim ve uzmanlığın yattığını göreceğiz, hem de bu sistemlerin laboratuarlarda, en gelişmiş teknolojik imkanlarla, kaynaklarla ve en iyi uzmanlarla bile geliştirilemediği halde bize doğuştan bedava olarak verildiğini göreceğiz.
Bakın rahmetli Sakıp Sabancı zamanında en büyük arzusu olarak ne demiş: ”Oğlum Metin’in diğer çocuklar gibi koşup oynayabilmesi, normal hareket edebilmesi için tüm servetimi gözümü kırpmadan verirdim. ” Metin Sabancı, Sakıp Sabancı’nın öz oğlu. Metin doğuştan spastik, yani kaslarını istediği gibi kullanamıyor, yürüyemiyor, istemli hareket edemiyor ve de konuşamıyor. Zamanının en zengin insanlarından biri bu durum karşısında çaresiz. Aslında her birimiz, her bir sıradan olduğunu düşünen insan çok sıra dışı nimetlerle donatılmış durumda. Ancak çoğumuz ne yazık ki bunun yeterince bilincinde değiliz. Peki ne yapmalı bilincinde olmak için? Öncelikle şükretmeli. Sahip olduklarımız için müteşekkir olmalıyız. Nasıl ki annemiz ve babamızın bizim için yaptıkları fedakarlıklar için onlara hayat boyu minnettar oluyorsak, bize bu olanakları sunan Yaratıcıya da minnettar olmalıyız ve O`na olan saygımızı ve bağlılığımızı, hal, hareket davranış, düşünce ve eylemlerimizle göstermeliyiz. Çünkü şunu bilmeliyiz ki aslında bize sahip olduğumuz her şeyi, ama gerçekten her şeyi veren O. Düşünmemizi sağlayan, yediğimiz yemeği, buğdayı, elmayı, üzümü ve envai çeşit hayvan ve bitkiyi, dünyayı, ailemizi, diğer insanları, toplulukları ve imkanları yaratan O. Tüm bunlardan dolayıdır ki Allah çok önemli! Onun varlığı ve gücü, kudreti ve yöneticiliği bu evrenin en büyük gerçeği. O halde biz de O`na gereken önemi vermeliyiz. Bunu özellikle vurgulamak gerekiyor. Çünkü birçoğumuzun temel hedefleri ve amaçları olan para kazanmak, iyi bir hayat yaşamak, daha çok eğlenmek ve daha iyi yaşamak, daha çok itibar görmek o kadar ön plana çıkıyor ki, birer insan olduğumuzu, Allah tarafından yaratıldığımızı ve zamanı gelince de öleceğimizi unutuyoruz.
Evet doğru, öleceğiz! Ne kadar doğal ve bilinen bir şey öyle değil mi? Ama aynı zamanda ne kadar da az hatırlanan bir şey… Madem öleceğiz ve bu hayat son bulacak, ve madem de bizi sonsuz nimetlerle donatan çok şefkatli bir Yaratıcımız var; o zaman sahip olduğumuz bu kısıtlı zaman içerisinde Yaratıcımızın bizden beklentileri nedir diye düşünmeli; bu başlangıç tarihi ve bitişi tarihi belirlenmiş olan hayatımızı en güzel şekilde yani en yapıcı eylemlerle geçirmeliyiz. Bu bize verilmiş olan bir borç ve bu borcu en iyi yatırımlar için kullanmalıyız. Peki biz ne yapmamız gerektiğini, nasıl yaşamamız gerektiğini kendi başımıza nasıl bulacağız? ” Bir rehbere ihtiyacımız yok mu?” derseniz cevabı basit: En güzel rehber Kuran’dır. Kuran Allah tarafından kullarına gönderilmiş, en güzel üslupla en bilge olan Allah tarafından hazırlanmış bir kitaptır.
Farkındayım, bahsettiklerimin birçoğu benim subjektif görüşlerim. Hiçbiri için bir delil, bir ispat göstermedim. Belki bazılarınız benimle tamamen aynı fikirde, bazılarınızsa yazdıklarımı sorguluyor tüm bunları nereden bilebiliriz ki diyor. Ancak hepimizin yapabileceği bir şey var. Doğruların peşinden kendimiz koşalım. Başkalarının sözleriyle değil kendi bulgularımızla hareket edelim. Mesela herkesin yapabileceği kolay bir şey: Açalım bir Kuran mealini ve ön yargısızca okuyalım. Hepimiz birçok romanı kitabı gazeteyi okuyoruz. Bunun için zamanımızı harcıyoruz. Bir de oturup Kuran için vaktimizi harcayalım. Bakalım bu kitap bize ne diyor, anlamaya çalışalım.
Yapabileceğiniz bir başka şeyse şu: Eğer Kuran hakkında ve onun Allah sözü olduğu hakkında şüpheleriniz varsa Kuran’a inanan ve inanmayanların yaptığı araştırmaları inceleyin, onların argumanlarını analiz edin. Bu konuda yapılmış birçok araştırma var. Ancak benim okuduğum kitaplardan özellikle bir tanesi beni çok etkilemiştir. Bu kitabın adı “Kuran Hiç Tükenmeyen Mucize”. Kitap Kuran Araştırmaları Grubu tarafından yayınlanmış. Herkesin anlayacağı sade bir dille yazılmış. Ancak içinde Kuran’da işaret edilen öylesine bilimsel gerçekler var ki hayretmemek, ve “Allah’ım sen ne büyüksün, şükürler olsun ki bizi yarattın ve bize Kuran’ı gönderdin” dememek mümkün değil.
Bu kitap iki bölümden oluşuyor. Birinci bölümünde fizikten, kimyaya, biyolojiye, astronomi ve jeolojiye birçok bilim dalıyla ilgili Kuran’da yer alan bilimsel mucizeler inceleniyor. İkinci kısımda ise Kuran’ın içindeki matematiksel mucizelerden bahsediliyor. Bakın kitabın yazarı bu bölümü nasıl açıklamış: “Matematik, tüm doğal bilimlerin ortak lisanı, itiraz görmeyen dilidir. Kuran’ın matematiksel mucizesi hem Kuran’ın insan ürünü olamayacağını, hem de Kuran’ın korunmuşluğunu ispatlayacaktır. ”
Kitabın bir diğer hitap ettiği kitleyse bilim ve dinin tutarlı olmadığına inanan, bilim geliştikçe dinin hükümsüz kaldığını ve geçerliliğini yitirdiğini savunan kesim. Yazar bu kesime şöyle meydan okumakta: “Günümüzde, Allah’ın maddeye koyduğu kuralları ifade eden bilimin, “Maddenin ve bilimin Yaratıcısı” olan Allah ile yarıştırıldığına, bilimin, dinin yerine geçirilmeye çalışıldığına tanık olmaktayız. İşte tam böyle bir dönemde ise Allah, Kuran’daki bilimsel, matematiksel mucizeleri açığa çıkarmıştır. Tarihin bu döneminde bu tarzda mucizelerin açığa çıkması ne kadar da müthiştir!”
Aslında baktığımız zaman eğer evren tek bir Yaratıcı tarafından meydana getirildiyse insanlık için bir kılavuz niteliğinde olan kutsal kitap Kuran’ı gönderen ile ona matematik, fizik, kimya kurallarını koyanın aynı olması gerekir ve bu kitapla evrenin dili olan bilimin birbiriyle uyumluluğu ve ahengi kadar doğal bir şey de olamazdı.
Bu kitaba nasıl ulaşırım, nerden alırım diye hiç merak etmeyin. Çünkü bu kitap size bir tık kadar yakın. Kitabın tamamına www. mucizeler. com adresli web sitesinden ulaşmanız mümkün. Burada dilerseniz kitabı bölümler halinde internet üzerinden okuyabilir, dilerseniz de pdf olarak bilgisayarınıza indirip printer’dan basabilirsiniz. Hatta web sitesinin http: //www. mucizeler. com/mesaj. htm bölümünden yazara bir mail atabilirsiniz. Eğer hızlı davranırsanız ve kitap hala tükenmediyse belki de bir kopyasına hediye olarak adresinize teslim sahip olabilirsiniz!
Yazar : Hikmet