KURŞUN DÖKMEK

Günümüzde ve tarih boyunca türlü türlü hurafeler toplumlar içerisinde hep kendisine yer bulmuştur. Ve bu hurafeler, uygulamalar zamanla öyle bir hal almıştır ki toplum içerisinde kemikleşmiştir ve silinemez bir hale gelmiştir. Bu uygulamalara baktığımızda çok uzun tarihsel süreçlere sahip olduklarını görmekteyiz. Yani gelenekleştiklerini bırakın toplum içerisinde yayılmalarını kültürler arasında da yayılabildiklerini görmekteyiz. Bu uygulamalardan biriside kurşun dökmedir. Bu uygulamaların ortak özelliği hiçbir bilimsel dayanağının olmaması sadece zan üzerine kurulmuş olmalarıdır. Hiçbir bilimsel dayanağı olmamasına rağmen bu uygulamayı yine herkesin yapamadığını ocaklı olmak izinli olmak gibi şartlar getirilerek uygulamayı gerçekleştirecek kişilerin sınırlandığını görmekteyiz. Eski çağlardaki kahinler gibi belirli bir azınlığın elinde esrarlı gizemli bir şekilde tutularak insanlar üzerinde uygulamanın etkileyiciliğinin arttırılmaya çalışıldığını görmekteyiz.


Bu uygulamayı meşru gösterebilmek için islamın içerisinde gösterebilmek için uygulamaya başlarken besmele çekilmekte “benim elim değil, Ayşe, Fatma Anamızın eli”gibi islami motifler kullanılmaktadır.

İnsanlar ve cinler Allaha ibadet etmeleri için yaratılmıştır, bu ibadet hayatımızın her alanını kapsayan bir anlamdadır; namaz kılmamızda ibadettir, hastalandığımızda doktora gidip şifayı Allahtan umarak tedavi olmamızda ibadettir. Şimdi denilebilirki bizde şifayı Allahtan umarak kurşun döktürmeye gidiyoruz. Şifa Allahtan umularak gidilseydi onun yolundan giderlerdi başka yollara saparak Allahtan şifa dilenemez o yollara sapıldığı takdirde başkalarından şifa dilenilmektedir, eğer buna rağmen biz hala Allahtan şifa umarak kurşun döküyoruz diyorlarsa o zaman kuranı kerimden ve peygamber efendimizden(SAV) haberleri yok demektir. Allahu teala buyuruyorki:

“İşte düz olarak benim yolum budur, onu takip ediniz; (başka) yollara sapmayınız ki (o yollar) sizi Allah yolundan ayırır. İşte size Allah bunu tavsiye ve emreder ki, çekinesiniz” (el-Enâm 6/153)

Peygamber efendimizde(SAV) buyuruyorki:

“Sözün en hayırlısı Allah`ın kitabıdır; yolun en hayırlısı Muhammed`in yoludur. İşlerin kötüsü sonradan çıkanlardır (yani bid`atlardır). Her bid`at sapıklıktır” (Müslim, Mişkât I, 51).

Bi Bid’attır çünkü Allahu tealanın ve rasulunun gösterdiği yol varken başka yollara sapılmakta başka çözümler aranmakta dolayısıyla batıl sapıkça yollara gidilmektedir. Tamamen Allahtan değilde başka şeylerden yardım isteyerek şirke batanlar olduğu gibi bu uygulamayı bilmeyerek cahilce uygulatanlar da bulunmaktadır. Allah peygamber efendimiz(SAV) aracılığla hayatın her alanıyla ilgili bütün çözümleri bize göstermiştir, rabbimize nasıl en iyi şekilde kul olacağımızı peygamber efendimizin(SAV) uygulamalarından görmekteyiz.

Allahu teala ayeti kerimede(el-Enâm 6/153) ‘’başka yollara sapmayınız’’ buyurmaktadır. Yani yollar çeşitlidir pek çok batıl yöntem uygulanabilir, Allahın yolu ise sırat-ı müstekimdir, birdir diğer yollar Allah yolundan uzaklaştırmaktadır; sırat-ı müstekim ise açıktır Allahın kitabını ve peygamber efendimizin(SAV) uygulamalarını, hadislerini takip etmek Allah yolunda olmaktır. Çeşitli yollara sapıp garip garip uygulamalar yapmak değildir. Sırat-ı müstakim üzere olan birisi devayı sadece Allahu tealadan ister Allahtan gayrısından deva istemez Allahı bırakıpta başka yollarda kendisine çözüm aramaz. Öncelikle Allahu tealadan şifa ister sözlü duasını yapar sonra fiili duasını yapar. Çözümü peygamber efendimiz(SAV) tarafından gösterilen birşeye alternatif çözümler aramaz, peygamber efendimizin yolundan yani sırat-ı müstakimden ayrılarak başka yerlerde sanki İslamın bir gereğini yapıyormuşçasına islami motifler eşliğinde kendisini ve başkalarını kandırmaz.

Ki Kim âhiret kazancını isterse, onun kazancını artırırız. Kim de dünya kazancını isterse, ona da istediğinden veririz, fakat onun ahirette hiçbir payı yoktur. (eş-şura 20)

“Yoksa Allah`ın izin vermediği bir dini onlara sunan ortaklar mı var?” (eş-Şûrâ, 42/21).

Bu tip uygulamaları yapanların bunu ne için yaptıklarına dikkat edilmelidir; dünya için mi, ahiret için mi? 21. Ayette meal bu şekilde verilmekle beraber ayeti kerimede dinden göstererek Allahın izin vermediğini onlara sunanlar mı var anlamı vardır. Şere’u kelimesi sunmak anlamında meallenmiştir, sunmak mealinin altında hükümler çıkarmak kurallar çıkarmak ve yeni yollar türetmek anlamı vardır. Burda gördüğümüz gibi dinden Allahın izin vermediği yeni yollar çıkarmaktadırlar. Bid’atlarda dikkat edilmesi gereken husus Allahın izin vermemesi yada izin vermiş olmasıdır.

“Sözün en hayırlısı Allah`ın kitabıdır; yolun en hayırlısı Muhammed`in yoludur. İşlerin kötüsü sonradan çıkanlardır (yani bid`atlardır). Her bid`at sapıklıktır” (Müslim, Mişkât I, 51).

K Kurşun dökme ile ilgili olarak burada bahsettiğimiz en önemli sıkıntı çözüm getirdiği konuların zaten islam dininin getirdiği bütün hayatımızı kapsayan evrensel çözümlerinde bize sunulmuş olmasıdır. Enam suresi 153. ayette rabbimizin buyurduğu gibi sırat-ı müstakim bellidir onun dışındaki yollar bizi rabbimizden ayırır. Bununla birlikte bilimsel olarak incelendiği takdirde kurşun elementinin özellikleri dikkate alınarak faydalı yönde kullanılabilme ihtimali de vardır. Bizim burada eleştirdiğimiz konu insanların çözümü dinimizde zaten verilen durumları başka yollara saparak çözmeye çalışmalarıdır. Neden kurşun dökülmektedir, kendileri şu şekilde sıralamaktadırlar:

1- Yaşanan üzücü olaylardan evdeki negatifin temizlenmesinde ölüm, ayrılık, kazalar, hastalıklar, uzun süren depresyonlarda.
2- Büyüden zarar gören kısmet bağlılığı, yaşamı etkileyen terslikler, işlerin bozulması, istemeden yapılan yanlışlar.
3- Ani şoklar, korkular, uğrama, musallat (obzede) dengesizlik, unutkanlık, mutsuzluk, uyurgezerlik, ruh ve bedendeki bozukluklarda.
4- Nazarla etki altında kalan malına (ev, araba, yaşantı, para, güzellik, başarı) üzerindeki negatiflerin temizlenmesinde.
5- Olumsuz etki bırakan negatif objelerin arınmasında.
6- Eski eşyalar üzerindeki, başkasına ait olup kullanılan giysiler.
7- Halisilasyon görenlerde, takıntılı olanlarda.
8- Ruhlarla, büyülerle, bozuk enerjilerle uğraşanlardaki olumsuzluklarda.
9- kendisiyle barışık olmayan, karamsar, mutsuz kişilerin değişmesinde her derde deva olarak.

Bu sayılan maddelerin çoğunun tedavisi dinimizce bize verilmiştir, sıratı müstakim olarak bize emredilmiştir. Buna rağmen bilimsel olarak ıspatlanırsa bir tedavi olarak doktorlar tarafından uygulanabilir. Fakat kısmeti bağlı, büyü yapılmış denilerek dinimiz dışında peygamber efendimizin(SAV) yolu dışında çözümler aramak dediğimiz gibi Allahtan onun yolundan ayrılmaktır.

Bu konuyla ilgili yakın bir konuda nazar konusudur. Nazar bilindiği gibi haktır, kuranda görmekteyiz. Fakat peygamber efendimiz(SAV) nazardan sakınmak için nazarlık kullanın dememiştir tam tersine nazarlık kullanmayı yasaklamıştır. Burada önemli olan husus kurşun dökme konusu olsun veya burda gördüğümüz gibi nazarlık takılması gibi konular olsun insanların Allahtan değil başka şeylerden medet umması çözümü Allah tarafından bize zaten verilmiş olan konularda başka yollara sapmalarıdır.

Faydası olmadığı halde Allahı bırakarak fayda umduğumuz herşey yanlıştır, bu nazarlık olabilir, uğur getirdiğine inanılan herhangi bir şey olabilir. Kurşun dökme konusunda bu uygulamanın gerçekleştirilme nedenlerini yukarda vermiştik. Bunların içinden bazıları için gerçekten faydası olabilir fakat bunun ıspatlanması gerekir yani faydalı olacağının bilinmesi gerekir ve Allahtan faydası umularak gerçekleştirilmesi gerekir. Diğer maddeler ise rabbimiz tarafından bize çözümleri sunulmuş şeylerdir bunlar için bu uygulamayı gerçekleştirmek zaten Allahu tealayı bırakmak başka yollara sapmaktır. Rabbimizin buyurduğu gibi onun yoluna tabi olmalı ve o yoldan bizi şeytanların uzaklaştırmasına müsaade etmemeliyiz.

Yazar : Aykut Öner

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website