Çoğunluğa Uy(ma)mak

İnsanlar genellikle, içinde yaşadıkları toplumun kendileri hakkında ne diyeceğine, ne düşüneceğine bağımlı olarak yaşarlar. Bu bağımlılık, zaman zaman insanları din ahlakının gereklerini yerine getirmekten dahi alıkoyar. Kurallarını toplumun koyduğu, adeta bir din gibi benimsenen ve uygulanan bu yaşam şeklinin dayanağı, ‘çoğunluğa uyma’ mantığıdır. Bu batıl gelenek toplumda öyle yerleşmiştir ki, kişiler kurallara itiraz etmeye dahi güç yetiremezler. Bu ‘din’in mensuplarının (daha&helliip;)

Zan ve İftiradan Kaçınmak

İnsanların üzerinde çok durmadığı ve önemsemediği bir konu olsa da zan, ayetlerde Rabbimizin kaçınmamız gereken bir tavır olarak bizlere defalarca hatırlattığı kesin bir emirdir. Namaz kılmak, oruç tutmak konusunda gösterdiğimiz titizliği, zandan kaçınmak konusunda da göstermekle mükellefiz. Çünkü Rabbimiz, “Ey iman edenler, zandan çok kaçının; çünkü zannın bir kısmı günahtır… (Hucurat Suresi, 12) buyurarak bu konuda kesin hükmünü bize açıkça (daha&helliip;)

Müslümanlar ve Dünya Ekonomisi

Günümüz insanının maddeciliği kapitalizm`le zirveyi bulmuş, açık-seçik olarak ideolojisini de ilan etmiştir. Oysa hemen hemen tüm dinlerde maddi yardımlaşma desteklenir ve insanın maddeci yönü kınanır veya buna set çekilmeye çalışılır, yani kontrolsüz kapitalizm tüm dinlere aykırı bir durumdur. Ama buna karşı dünyanın gidişi maddecilik açısından çok vahim bir durumdadır. Gelir uçurumu tüm toplumlarda artmaktadır. Kur`an-da kınanan bir tip olan Karun (daha&helliip;)

Katıksız İmanı Yaşamak

İnsanlarda asıl sorun Allah`a kesin bilgiyle imandır; iman ve itaat ana iskeleti oluşturur. Allah`a karşı muhabbet, Allah`ı çok sevmek, Allah`tan çok korkmak ve ahirete iman… Hiç kimse tatmin bulmuş melekler gibi olamaz; insanın birçok eksiği vardır. İnsan eksiklerini unuttuğunda ise kendini üstün görmeye başlar. Yüce Allah, “İnsanlar, (sadece) “İman ettik” diyerek, sınanmadan bırakılacaklarını mı sandılar?” (Ankebut Suresi, 2) buyurur ve (daha&helliip;)

KUR`ANIN DALGA BOYUTUNDA BULUŞMAK

Rabbim bizi burada cem ettiği gibi cennetinde de cem eder inşallah • Tüm Nebi ve Resullerimize bildirilen aynı Sünnetullah çizgisinde Cenab-ı Allahın • Bize uzattığı ipine tutunmuş bir şekilde Özü sözü bir elçilerimiz gibi • Özü sözü bir Müslüman toplumu oluruz inşallah. • Farklı televizyon kanallarından Farklı programları seyreden bizler • Alıcımız ne kadar kuvvetliyse izlediğimiz oyun ve eğlenceyle yüklü (daha&helliip;)

KURAN’DA GEÇEN HİKMET SÖZÜNDEN NE ANLAMALIYIZ?

Bugün kur’an da bazı ayetlerde geçen hikmet sözü ile ne anlatılıyor onu anlamaya çalışacağız. Önce bu kelimenin sözlük anlamına bakalım. Sözlükte bilgelik, ilim, sır, özlü sözler, İnsanın mevcudatın hakikatlerini bilip hayırlı işleri yapmak sıfatı olarak tanımlanıyor. Akıl, söz ve hareketteki uygunluk. Hak emre uymak. Bu anlamların tümünü birleştirdiğinizde ilim sahibi, gerçekleri görebilen, idrak eden ve elindeki bilgiler ışığında kendisine ve (daha&helliip;)

Rabbimizin sorular sormasındaki amaç

Kuran`da Yaratıcımızın kullarına sorular sorduğunu görmekteyiz. Bundan dolayı bazı insanlar “Allah zaten herşeyi bilmiyor mu, neden soruyor?” şeklinde itirazlar dile getiriyor. Yüce Rabbimiz elbette herşeyi biliyor. Hatta gelecekte olacakları bile… Soru sormasının nedeni öğrenmek değil, kullarına hakettiklerini vermek ve yaşatmaktır. Bir soru illa ki öğrenmek için sorulmaz. 1- O kişiye hakettiği bir deneyimi yaşatmak için de sorulur. 2- İfadeyi güçlendirmek, (daha&helliip;)

Namaz, Gaflet Perdesinin Kakmasına Vesile Olur

Müminler, Kuran’da Rabbimizin bildirmiş olduğu emir ve yasaklara karşı son derece hassastırlar. Kuran’a iman eden bütün insanların yapmakla mükellef olduğu farz ibadetler vardır. Bu ibadetlerden biri de namazdır. “… namaz, mü`minler üzerinde vakitleri belirlenmiş bir farzdır. ” (Nisa Suresi, 103) İman sahibi olan her insan, ibadetlerine gösterdiği titizlik ve süreklilikle kendini belli eder. “Onlar, namazlarını da (titizlikle) koruyanlardır. ” (Müminun (daha&helliip;)