Allah`ın affetmeyeceği tek günah şirk

Hiç şüphesiz, Allah, kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanlar ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah`a şirk koşarsa, elbette o uzak bir sapıklıkla sapmıştır. (NİSA 116)


Rabbimiz ayette açıkça belirtmiş. Peki nedir bu şirk ? Putperestlik midir ? Ateistlik midir ? Laiklik midir? Dinsizlik midir ? İnsanı kesin cehenneme götürecek bir günah olduğuna gore onu iyi anlamamız gerekir.

Bu yazıda mümkün olduğunca Kur’an’a bağlı kalarak konuyu açmaya çalışacağım.

Şirk Allah’tan başka şeylere tapmak, kulluk etmek, ilah edinmek demektir. Peki nedir tapmak, kulluk etmek ? Sadece namaz kılmak, oruç tutmak mıdır ? Kur’an-ı Kerim’den kıyamet gününe dair bazı bölümlerle konunun temeline dair bir çıkarım yapabiliriz:

«Ey Âdem oğulları! Size şeytana tapmayın/kulluk etmeyin, çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır» demedim mi? «Bana tapın/kulluk edin, doğru olan yol budur. » Andolsun o, sizden birçok kuşağı saptırmıştı. Yine de aklınızı kullanmıyor muydunuz? (YASİN 60, 61, 62)

Bir başka ayet:

İş hükme bağlanıp bitince, şeytan der ki: «Doğrusu Allah, size gerçek olan va`di va`detti, ben de size vaadde bulundum, fakat size yalan söyledim. Benim size karşı zorlayıcı bir gücüm yoktu, yalnızca sizi çağırdım, siz de bana icabet ettiniz. Öyleyse beni kınamayın, siz kendinizi kınayın. Ben sizi kurtaracak değilim, siz de beni kurtaracak değilsiniz. Doğrusu daha önce beni ortak koşmanızı da tanımamıştım. Gerçek şu ki, zalimlere acıklı bir azab vardır. » (İBRAHİM 22)

Evet rabbimizin kitabından açıkça anlaşılıyor Allah’a tapanlar ve şeytana tapanlar ayrımı. Yok denecek kadar az sayıdaki marjinal insanlar dışında kimse şeytana tapmadığı veya kimse şeytana namaz kılmadığı, dua etmediği veya oruç tutmadığına gore. Tapmak/kulluk etmenin anlamı açık: Ona uymak, itaat etmek. İnsan neye veya kime itaat ediyor ve ona göre yaşıyorsa ilahı odur. Peki şirk dünya hayatında ne şekillerde tezahür ediyor. Yine Rabbimizin kitabına bakalım:

*Putlara tapmak. Bu dünya üzerinde çok eskiden beri süregelen bir din. Günümüzde batı toplumlarında pek rastlanmasa da doğu toplumlarında hala gözlenebilen bir inanış şeklidir. Kur’an’da çokça geçen bir olgudur. Kur’an’da İbrahim peygamberin hikayesinden bir bölüm:

Bunun üzerine onların ilahlarına sokulup: «Yemek yemiyor musunuz?» dedi. «Size ne oluyor ki konuşmuyorsunuz?» Derken onların üstüne yürüyüp sağ eliyle bir darbe indirdi. Çok geçmeden (halkı) birbirine girmiş durumda kendisine yönelip geldiler. Dedi ki: “Elinizle yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?” «Oysa sizi de, yapmakta olduklarınızı da Allah yaratmıştır. » (SAFFAT 91, 92, 93, 94, 95, 96)

*Kendi hevasına, yani heves ve arzularına tapmak, ilah edinmek. Canı nasıl isterse öyle yaşamak.

Kendi istek ve tutkularını (hevasını) ilah edineni gördün mü? Şimdi ona karşı sen mi vekil olacaksın? Yoksa sen, onların çoğunu işitir ya da aklını kullanır mı sayıyorsun? Onlar, ancak hayvanlar gibidirler; hayır, onlar yol bakımından daha da şaşkındırlar. (FURKAN 43, 44)

*Peygamberleri, din adamlarını ya da başka insanları ilah edinmek:

Onlar Allah dışında hahamlarını, rahiplerini ve Meryemoğlu İsa`yı ilah edindiler. Oysa onlar, tek olan bir ilah`a ibadet etmekten başkasıyla emrolunmadılar. O`ndan başka ilah yoktur. O, bunların şirk koşmakta oldukları şeylerden yücedir. (TEVBE 31, 32)

İnsanlar içinde, Allah`tan başkasını «eş ve ortak» tutanlar vardır ki, onlar (bu eş ve ortakları), Allah`ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah`a olan sevgisi ise, daha güçlüdür. O zulmedenler, azaba uğrayacakları zaman, hiç tartışmasız bütün kuvvetin tümüyle Allah`ın olduğunu ve Allah`ın vereceği azabın gerçekten şiddetli olduğunu bir bilselerdi. (BAKARA 165)

Bu listeye güneşe, aya, ateşe, yıldızlara tapmak gibi şeyleri ekleyebiliriz ama günümüzde bu tarz inanışların pek takipçisi kalmamıştır.

Konunun özü açıktır. Allah’a kulluk edenler yani onun indirdiği kitap Kur’an’a göre yaşayan, zamanlarında kendilerine gönderilen peygamberlere itaat eden müminler ve başka herşeye yani şeytana uyanlar.

Kitaba sımsıkı sarılanlar ve namazı kılanlar, kuşkusuz biz salih olanların ödülünü kaybetmeyiz. (ARAF 170)

Ey Ademoğulları, içinizden size ayetlerimi haber veren peygamberler geldiğinde, kim korkup sakınırsa ve halini düzeltirse işte onlar için korku yoktur, onlar mahzun olmayacaklardır (ARAF 35)

Ve onlar, Allah ile beraber başka bir ilâh`a tapmazlar. Allah`ın haram kıldığı canı haksız yere öldürmezler ve zina etmezler. Kim bunları yaparsa `ağır bir ceza ile` karşılaşır. Kıyamet günü, azab ona kat kat arttırılır ve o içinde aşağılanmış olarak temelli kalır. (FURKAN 68, 69)

Benim Kur’an anlayışıma göre siyasi, kişisel veya hangi nedenle olursa olsun Allah’ın yolundan başka yol Kur’an’dan başka kılavuz edinenler şirke maalesef bulaşmıştır. Doğru yol bir tanedir çünkü gerçek ilah tektir. Yanlış yol ve sahte ilahlar ise sayısızdır.

Sağcı-solcu, modernci-gelenekci, cemaatçi-cumhuriyetçi, dinci-laikci, sünni-şii vs gibi ayrıma dayalı ideolojiler ve görüşler insanın nasıl yaşaması gerektiği, neyin doğru yanlış olduğu gibi konularda Allah’ın hükümlerinin ve emirlerinin önüne ve karşısına geçmeye kalktıkları anda birer sahte din olurlar ve bu da şirktir.

Şirki sadece dinsel rituel ve ibadet şekilleri olan inanışlar olarak gören anlayış taraflıdır ve Kur’an’a aykırıdır çünkü en başta belirttiğim insanlığın şeytana kulluk ettiğini ifade eden ya da kendi hevasını ilah edinenlerden bahseden ayetler bunun delilidir.

İnsanlık tek bir yaratıcıya ve onun son elçisi ile vahyettiği dine-kitaba uymadığı sürece, yani Allah’a kulluk etmeyi reddettiği sürece, batıl ve kısır çekişmelere mahkumdur.

Fakat onlar kendi aralarındaki işlerini parça parça böldüler. Her gurup kendilerinde bulunan ile sevinip böbürlenmektedirler. (MÜ`MİNÛN 53)

Şüphesiz: «Bizim Rabbimiz Allah`tır» deyip sonra dosdoğru bir istikamet tutturanlar (yok mu); artık onlar için korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır. (AHKAF 13)

Herşeyin doğrusunu Allah bilir.

Allah, göklerin ve yerin nurudur. O`nun nurunun misali, içinde çerağ bulunan bir kandil gibidir; çerağ bir sırça içerisindedir; sırça, sanki incimsi bir yıldızdır ki, doğuya da, batıya da ait olmayan kutlu bir zeytin ağacından yakılır; (bu öyle bir ağaç ki) neredeyse ateş ona dokunmasa da yağı ışık verir. (Bu, ) Nur üstüne nurdur. Allah, kimi dilerse onu kendi nuruna yöneltip iletir. Allah insanlar için örnekler vermektedir. Allah, her şeyi bilendir. (NUR 35)

Yazar : Umut Uğur Köse

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website