-“Neden ben?” sorusunun önemi- ” Neden ben” sorusu, işte bu soru çok önemlidir. Bir sitem olarak değil, bir cevap arayışı olarak sorulduğunda, insanın hayatında çok önemli cevaplar verecektir. Evet, Allah’ın her işi hikmetlidir, ama hikmetlerini de adalete ve insanların tercihlerine göre verir. Kimse durduk yere AIDS olmaz, Aidsli birisi ile, cinsel ilişki yada kan yoluyla bulaşır. Dolayısıyla ya kişinin ihmali
(daha&helliip;)
Hadislerin sahihlerinin olacağını, bunlar olmadan dinin anlaşılamayacağını iddia ediliyor. Bunu, gelenekçilerin delil almaya çalıştığı Peygambere itaat ayetleriyle değil de, hikmet verdik ayetiyle açıklıyor. Peygambere hikmet ve Kitap verilmesi demek, Kuran ve hadislerin verilmesi diyorlar. Kuran’dan hikmet kelimesine bakalım: İsra 39;“İşte bunlar sana Rabbinin hikmetten öğrettiklerindendir. Allah’la birlikte başka bir ilah edinme. Yoksa, kınanmış ve lanetlenmiş olarak cehenneme atılırsın.” Yani, İsra
(daha&helliip;)
Tolstoy, 1828 yılında varlıklı ve asil bir ailenin dördüncü çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Gençlik yıllarında bohem bir yaşamı olmuştur. 1863 yılında en büyük eseri sayılan savaş ve barışıyazmaya başlamıştır. Bu kitabın yazımını 1869 yılında tamamlamıştır. Tolstoy, ortodoks mezhebine mensup bir Hıristiyandır. Ancak Çevresindeki insanların ve ruhban sınıfının dine karşı tutumu yüzünden dini inançlarından kopmuştur. Yaşamın sonunda ölümün mutlak olması onu hayatın zorluklarına katlanmanın
(daha&helliip;)
Öncelikle unutulmaması gereken konu bir insanın inancının sadece rasyonel (akılcı) temellere dayanmadığıdır. İnsanlar, kişisel hırsları, kinleri, inatları vb. neticesinde akıllarının kabul edebileceği gerçekleri reddedebilirler. Enteresan bir örnek vereyim. Dini argümanlarla ikna olan ancak sırf bir ebeveyninin inançsız ölmesi nedeniyle bir türlü dine yönelemeyen bir yakınım oldu. Bu tür insanların ne denli eğitimli olduklarına odaklanmamız, sergiledikleri bu tavrı anlamamızı sağlamaz. Çünkü
(daha&helliip;)
Sorulduğunda 99%’u müslümanım diyen insanların olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Buna rağmen neden müslüman olduğunu ve müslümanlığın ne demek olduğunu tarif edebilecek kişi sayısının bu oranın çok altında kaldığını tahmin ediyorum. Bunu söylediğim zaman yalnızca dini inancı zayıf insanları kastettiğim anlaşılmasın. Aynı zamanda kendini dindar olarak nitelendiren insanları da bu gruba dahil ediyorum. Kimi dini kültürel bir zenginlik olarak görüyor,
(daha&helliip;)
Dinin gelenekselleşmesi, kulaktan dolma aileden, büyüklerden öğrenilir olması çok açık bir biçim de gerçek dinden uzaklaştırıyor. Bunun en açık örneklerinden biri de Allah’ın affetmeyeceği günah konusudur. Halk arasında ve geleneksel yaklaşıma göre Allah sadece kul hakkını ahirette affetmez. Bunun dışındakileri affedebilir. Buna göre Allah’ın insanlara “Bana ne ile gelirseniz gelin de kul hakkı ile gelmeyin” buyurduğuna inanılır. Hâlbuki dinin tek
(daha&helliip;)
Son günlerde yine, insanlara düşünce gücüyle hayatlarını yönetebilecekleri ve kaderlerinin tanrıları olduğu gibi safsatalar bolca aşılanmaya başladı.İçine girdiğimiz 10 yıllık mistik periyodun da etkisiyle bu tür inançlara eğilim daha da artmaktadır maalesef. Sürekli olarak belirttiğimiz gibi, ruhçu öğretinin temellerinden olan, insanın tanrısal varlık olduğu hurafesi; tıpkı panteizm, ruhbanlık, evrim, reenkarnasyon veya çilecilik gibi binlerce yıldır insanlığa benimsetilmeye çalışılmıştır. Çoğu zaman
(daha&helliip;)
ALLAH eşi benzeri olmayan kainatı yaradan Alemlerin Rab’binin adıdır. Arapca her kelime bir kökten gelir ALLAH kelimesinin kökü yoktur yani Arapça değildir .ALLAH tektir birdir Tanrı kavramı kişi ve kişlere göre değişir tek değil çokluk ifade eder.Önce insanların yarattığı tanrı(ateş put para) şu an paraya tapış çoktur para için her şeyi ruhlarını bile satarlar.İnsanları yaradan tanrı kitap ehli dinlerde herdine
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 14
- 15
- 16
- 17
- 18
- …
- 258
-