Gerçek Mümin Olmanın Tartışılmayan Zorlukları

Biz her şeyin mi mekaniğine kapılıyoruz yoksa din konusunda mı daha çok böyleyiz bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey var ki dini tartışmalar her seferinde gelip şekilsel tartışmalara dayanıyor en sonunda. Namaz kılarken ayakların yere ne şekilde kona(maya)cağı, iğne olmanın orucu bozup bozmayacağı gibi konular dini tartışmaların büyük kısmını oluşturuyor. Evet, pratikler, uyulması gereken kurallar elbette önemli de, Allah Kuran’da bunların yanında (hatta bunlardan çok) imanın farklı boyutlarından bahsediyor sanki. Orucu kısaca yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak olarak tanımlarken (2:187), namazın üç hareketten (kıyam, rüku, secde) ibaret olduğunu söylerken (örneğin 22:26) bir yandan da müminlerin özelliklerinden bahsediyor Allah. Ve bu bahislerde bizim tartışmayı tercih ettiğimiz detaylar yer almıyor genellikle.

Bu, uzun zamandır zaten düşündüğüm bir konuydu da geçen gün Müminun Suresi’ni açıp okumaya başlayınca durumun önemini bir kez daha kavradım. Bakın sure nasıl başlıyor:

________________________________________
1 Hiç kuşku yok, kurtulmuştur müminler.
________________________________________
2 Namazlarında huşû sahipleridir onlar.
________________________________________
3 Boş ve lüzumsuz sözden yüz çevirmişlerdir onlar.
________________________________________
4 Zekâtı vermek için faaliyettedir onlar.
________________________________________
5 Irzlarını koruyanlardır onlar.
________________________________________
6 Eşleri yahut akitleri aracılığıyla sahip bulundukları müstesnadır. Bu durumda kınanmış değillerdir onlar.
________________________________________
7 Kim bundan ötesini isterse, işte onlar, sınırı aşanlardır.
________________________________________
8 O müminler, emanetlerine, ahitlerine saygı duyup sahip çıkanlardır.
________________________________________
9 Namazlarını korumaya devam ederler onlar.
________________________________________
10 İşte bunlardır mirasçı olanlar;
________________________________________
11 Ki, Firdevs cennetine mirasçı olurlar, onda sürekli kalırlar.

Yukarıdaki ayetler dikkatlice incelendiğinde görülür ki Allah müminlerin özelliklerinden bahsederken şekilsel uygulamalardan farklı bazı özelliklerden de bahseder. Örneğin namazdan bahsederken, rekât sayısından, vücutta örtülmesi gereken yerlerden, elin ayağın konulması gereken yerlerden değil; namazda sağlanması gereken huşudan, namazların korunmasından yani namazlara düzenli şekilde devam edilmesinden bahseder.

Allah müminleri anlatırken onların boş ve lüzumsuz sözlerden uzak durduklarını, emanetlerine ve sözlerine sadık olduklarını söyler. Klasik din ve dindarlık tartışmaları içerisinde ise bu özelliklerin konusu bile edilmez. Müminin adaletine, güvenilirliğine dair hiçbir şey tartışılmaz. Varsa yoksa şekilsel olarak gözüken ibadetler ve onların yine şekilsel detayları… İmanın beş şartı diye insanlara öğretilip durulanlar da aynen böyle işte. Namaz kıl, oruç tut, hacca git. Oysa Allah asla imanın şartı şu kadardır bu kadardır dememiştir. Allah’ın Kuran’da bizden istediği her şey imanın şartıdır.
O zaman imanlı kişi adaleti tanıdıkları aleyhine de olsa korumalı, verdiği sözü tutmalı, yalan yere yemin etmemeli, kul hakkını gözetmeli, iyi niyetli olmalı, başkaları hakkında kötü düşünmemeli, gıybet (dedikodu) etmemelidir. Liste elbette uzatılabilir. Bu noktada en ilginç olan ise aslında bu “tartışmaya layık görmediğimiz özellikler”in yılda bir ay oruç tutmaktan da ömürde bir kez hacca gitmekten de daha zor olduğudur. Allah bu özelliklere sahip olma yolunda hepimizin yardımcısı olsun inşallah.


About the Author
Author

Comments (3)
Leave a reply

Name (required)

Website