Dışarıdaysak şayet ve hava da soğuksa hani, haliyle çoğu zaman kaçarız yağmurdan. Şemsiyemiz yoksa yanımızda bir de su birikintilerini üzerimize sıçratmışsa bir araba; söylenir dururuz kendi kendimize. Oysa yağmurun kötü şehirleşme yüzünden bize verdiği sıkıntıdan öteye geçtiğimizde ve suyun yaşam için tarifi imkânsız derecede bir gereksinim olduğu gerçeğini hatırlayınca dans edip şarkılar söyleyesi gelir insanın yağmur altında. Bugün yağmur var İstanbul’da. Yağan yağmur damlaları mucizevî bir takım gerçekleri hatırlatıyor bana.
Değişmez bir ölçüye bağlı olarak yılda 450 katrilyon litre suyun buharlaşarak yeryüzüne düşen su miktarının hep aynı kaldığı,
Saniyede 16 milyon ton, dakikada 1 milyar ton suyun yağmur olarak yeryüzüne yağdığı,
Yaklaşık 1200 mt yükseklikten yeryüzüne inmesine ve muazzam bir ağırlık ve hızla temas ettiği her şeyi yok etmesi gerekmesine rağmen
İnerken almış olduğu şekiller sayesinde ancak saatte 7-8 km gibi minimal bir hızla mucizevî bir şekilde yeryüzüne düştüğü
Ve bu estetik inişi ile azap değil rahmet olarak yağması sayesinde canlı yaşamın devamını sağladığı gibi gerçekleri…
Sonra Kur’an’dan bir ayet geldi aklıma:
Allah, ölçüye bağlı olarak gökten su indirmiştir…
(43 Zuhruf Suresi Ayet 11)
Övgüler olsun; her şeyi tam da olması gerektiği şekilde bir düzen ve ölçü ile yaratan ve âlemlerin Rabbi olan Allah’a.
Kaldır yüzünü göğe ve kendini bir an yağlı boya bir tablonun içinde hisset,
Hayretini gözlerin yansıtsın ışıldayarak,
Yüzüne çarpan her damlaya şükret…