Dinini Değiştireni Öldürelim mi?
Posted on Ara 10, 2012
in Alınması Gerekli İbretler by
İslam hakkında bir diğer önemli uydurma da dinini değiştirenin öldürülmesi gerektiğidir. Bu uydurma yüzünden birçok insan dinini değiştirdiği için öldürülmüştür. Böyle uydurmalar dinsizlerin ellerinde İslam aleyhinde koz olarak kullanılırlar. Eğer ki biz Kuran’a sarılır ve dinimizi uydurmalardan temizlersek, hem din düşmanlarını delilsiz bırakmış olur, hem de Allah’a en güzel şekilde hizmet etmiş oluruz.
Hadis, “Dinini değiştireni öldürün.” derken; Kur’an, “Dinde zorlama yoktur.” demektedir.
(Hadis: Nesei 7-8/14; Buhari 12/1883) (Kuran: 2:256)
Kuran’a göre dinini değiştirenin öldürülmesi diye bir şey söz konusu değildir. Kuran’ın dininde zorlama yoktur ki, dininden dönen öldürülebilsin. Eğer böyle olursa Kuran çelişki dolu bir kitaba dönüşür. Oysa Kuran’da çelişki yoktur:
Kur’an’ı, iyice okuyup düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah’tan başka birinin katından gelseydi, elbetteki onun içinde birçok çelişki bulacaklardı. (Nisa 82)
Ey inananlar! İçinizden kim dininden dönerse şunu bilsin: Allah, yakında, kendilerini sevdiği ve kendisini seven, müminlere karşı boynu bükük, kâfirlere karşı başı dik bir topluluk getirecektir. Bunlar Allah yolunda savaşırlar, hiçbir kınayanın kınamasından korkmazlar. Bu, Allah’ın, dilediğine yönelttiği bir lütuftur. Allah, yaratılışı ve yarattıklarını genişletir, her şeyi bilir. (Maide 54)
Kuran, dininden dönenlerin ve kafir olarak ölüp gidenlerin yaptıklarının boşa gideceğini haber verir:
Sana haram ayı, onda savaşmayı soruyorlar. De ki: “O ayda savaş büyük bir günahtır. Ama Allah yolundan alıkoymak, O’na ve Mescid-i Haram’a nankörlük etmek, ora halkını oradan sürüp çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır.” Çünkü baskı ve zulüm, cana kıymaktan daha büyük bir kötülüktür. Eğer güçleri yetse sizi dininizden çevirinceye kadar sizinle savaşmayı sürdürürler. İçinizden kim dininden döner de inkarcı olarak ölürse böylelerinin amelleri dünyada da ahirette de boşa gitmiştir. Ateş ehlidir onlar. Sürekli kalacaklardır orada. (Bakara 217)
Görüldüğü gibi dininden dönenlerin cezasını vermek bize değil Allah’a düşmektedir. Zaten Müslüman olmak istemeyen birini zorla Müslüman kalmasını sağlamak dinin mantığına da aykırıdır. Hoşlarına giden ayetleri Arapçasından Türkçesine kadar ezberden okuyabilen sahtekar din alimlerimiz, sahiplendikleri hadislere ters düşen ayetleri korkusuzca görmezden gelebilmektedir. Hadisçi zihniyet, hem geçmiş uydurmalara sahip çıkar, hem yeni şeyler uydurur, hem de peşinden gittiği uydurmaların pek çoğunu uygulamaz. Bahsettiğim konuyla alakalı biraz üzerilerine gidilse, ‘Bunu bizler yapacak değiliz, devletin yapması lazım. O halde devletin İslam devletine dönüşmesi için uğraş vermeliyiz.’ benzeri cümlelerle kıvırmaya başlarlar.
Bize düşen, kendi dinimizi Allah’tan başkasından öğrenmemektir. Eğer Kuran’ı açıp okumazsak, boş bir inadın peşinden gitmeye devam edersek; ruhumuz bile duymadan İslam’ı dünyada ‘terör dini’ olarak tanıtmaya katkıda bulunmuş oluruz.