İnsanlardan öylesi de vardır ki, kendini Allah’ın rızasını/hoşnutluğunu elde etmeye adar/nefsini feda eder. Allah, kullarına karşı çok Şefkatlidir (Raûf). 2 Bakara Suresi Ayet 207 Doğumuyla başlayıp ölümüyle biter insanın yeryüzündeki serüveni. Doğum ve ölüm arasında geçen süre ise bir göz açıp kapama misali. Dolayısıyla bitmese de dünyadaki istek ve talepleri bir gün ardında bırakır her şeyini. Basittir aslında insan için
(daha&helliip;)
İnternette gezinirken, İslam a karşı misyonerlik yapan sitelerin birisinde, çok ilginç ve düşündürücü bir konuya rastladım. Bunu sizlerle paylaşmak istememin nedeni, kaynağından emin olmadığımız bilgilerin, içimize bir kangren gibi nasıl sokulduğu ve Hıristiyanların bu bilgileri bizlere karşı, nasıl kullandığının ibretlik bir örneğidir yazacaklarım. Kur’an a, dinimize iftiralar atan bu sitede, Kur an dışındaki günümüzde elimizde bulunan, diğer kutsal kitapların, asla hükümlerinin değiştirilmediği ve geçerliliğini bugünde nasıl
(daha&helliip;)
Allah’ın selamı üzerimize olsun. Gelenekçi(!) müminler, İslamiyet’in evrensel bir din olduğunu ve tüm insanlık için gönderildiğini söylerler. Ama niyeyse, Arap kültürünün ve örf-adetlerinin ayrıyetten bir sevabının olduğunu savunurlar. Her nedense bu tarz kültürel bir ima, Kur’an’da yoktur ama hadis kitaplarında ve çeşitli hacı-hocanın yazdığı çeşitli kitaplarda, sarıklı-cübbeli namaz kılmanın 70 kat daha fazla sevap getireceği yazılıdır, hurma yemek ibadettir, Araplar’ı
(daha&helliip;)
Allah’ın selamı aklını kullanabilen temiz kalpli insanların üzerine olsun. Günümüz mezheplerinin katı ve kesin kuralları, kendileri gibi düşünmeyen müminleri aforoz eden, kendisine “Allah’ın askeri” sıfatını layık gören müminler yetiştiriyor. “5 vakit namazın 1 vaktini kaçıran kişide iman olmaz.” anlayışıyla hareket eden kardeşlerimiz, elbette ki Kur’an-ı Kerim’i asla ve asla Türkçe okumuyorlar. Belki bir şeyleri düzelteceğim diyerek işi iyice içinden çıkılmaz
(daha&helliip;)
Bu yazıda değinmek istediğim konu peygamber dönemindeki müslümanlar ve peygamber döneminde yaşamış olsa idik acaba nasıl insanlar olurduk olacak. Gelenekçi ve mezhepçi din anlayışında yalnızca peygamber değil peygamberle beraber yaşamış onun yakın çevresindeki insanlar ve peygamberle aynı şehirde, toplumda yaşayan insanlar da abartılı biçimde yüceltilmektedirler. Gelenekçi ve mezhepçi din anlayışındaki bu yaklaşım özellikle Kuran’dan habersiz ve din konusunda gevşek insanları
(daha&helliip;)
Ey insanoğlu! Bu kadar ulu ve cömert olan Rabbine karşı bu gururun ne? (82:6) diye soruyordu maveradan bir ses. Bu sesin sahibi belki insanın iç derinliklerinde boğduğu, çıkmazlara soktuğu vicdanı, belki Cebrail belki de Yüce Rab olan Allah’tı. Peki insan Rabbine yani onu terbiye eden ve koruyan, ona rızık veren, onun ihtiyaçlarını karşılayan, keremi bol Rabbine karşı nasıl olur da
(daha&helliip;)
Ekşi Sözlük’te açılan başlıklara verdiğim cevapların birkaçını paylaşayım sizinle dedim. Sözlüğün formatı gereği bütün harfler küçük… Her entrymin altına da sözlükteki adresini verdim… Selam ve sevgiler ben prensip icabı sünnete karşıyım diyen çocuk müslüman çocuktur. yahudi gelenek ve uygulamalarını rededip bir müslüman hayatı yaşamayı istediğini belirten kişidir. islam dininde allah’ın yarattığı mükemmeldir ve durup dururken ameliyat edilemez: tın suresi
(daha&helliip;)
Zikir, hakikatin bilgisidir. Kur’an-ı Kerim ve diğer vahiyler de zikir/hakikatin bilgisinin bir tarafı mevcuttur. Diğer taraf ise, Allah’ın yarattığı kainattır. Biz ayetleri ikiye ayırıyoruz: 1-Vahiyle gelen kitaplardaki ayetler. 2-Kainattaki ayetler. Allah’ın yaratmış olduğu bu iki kitabın ayetleri birbiriyle tam bir uyum içindedir, aralarında asla çelişki yoktur. Allah’ın yarattığı ayetlerle, indirdiği ayetlerin bu uyumu bize hakikatin bilgisini(zikri) verir. Kur’an’da indirilen ayetler
(daha&helliip;)
-
- 1
- …
- 35
- 36
- 37
- 38
- 39
- …
- 79
-