Kuran’ın Öğrettiği Dua Adabı…

 

Dua, insanın Allah’a yönelip O’ndan bir şeyler isteme hali, durumunu O’na arz etmesidir. Acizliğini anlayan insanın, sonsuz güç ve kudret sahibi Allah’ı idrak etmesidir dua. Kuran’da pek çok ayette Allah’a gönülden teslim olan kullar olarak dua etmek ve Allah’ın yüceliğini ifade etmek emredilmiş ve Allah’ın duaya verdiği önem şu şekilde ifade edilmiştir:

 

De ki: “Duanız/davetiniz yoksa Rabbim sizi ne yapsın? Furkan Suresi 77

 

Kitabında duaya bu şekilde vurgu yapan Allah, dua adabından da birkaç ayette bahsetmektedir:

 

Rabbinize; boyun bükerek, gizlice/ürpererek yakarın. O, haddi aşanları/azmışları sevmez. Araf Suresi 55

 

Yeryüzünde, orası barışa kavuştuktan sonra bozgun çıkarmayın. Ürpererek ve ümit ederek dua edin O’na. Hiç kuşkusuz, Allah’ın rahmeti, Güzel düşünüp güzel iş yapanlara çok yakındır. Araf Suresi 56

 

Rabbini, öz benliğinin içinde yalvarıp ürpererek, bağırtılı olmayan bir sesle sabah-akşam zikret. Sakın gafillerden olma. Araf Suresi 205

 

Yukarıdaki ayetlere baktığımızda Kuran’a göre dua nasıl olmalıdır sorusunun cevabı gayet açık aslında. Gizlice, ümit ederek, ürpererek ve bağırtılı olmayan bir sesle.

Fakat birçok dini esasta olduğu gibi, insanın sadece kendini ilgilendiren bu çok özel diyebileceğimiz ibadette dahi, insanlar kendilerini yeterli görmemiş, birilerinin dua metinlerine ihtiyaç duymuşlardır. Çoğu zaman anlamını bilmeden sadece Arapçasını okumuş, Allah’a isteklerini, niyetlerini, ihtiyaçlarını, yakarışlarını anlatırken de ne dediklerini bilmez olmuşlardır. Böyle yapılan dualar, aslında yapılan değil okunan, seslendirilen dualardır. Kalpten çıkmayan bir duada ürpermek, ümit etmek ne kadar mümkün olabilir?

Peki ya Kuran bağırtılı olmayan bir sesle demesine rağmen, kafiyeli dua metinlerini bağıra bağıra okumak nasıl bir dua adabıdır?

Tabiî ki yakarışlarımızı, istek ve ricalarımızı Allah’a sunarken, kiminle irtibat halinde olduğumuzu unutmadan, saygı ve edepten ödün vermeyen bir tavır içinde olmalıyız. Fakat duayı da söz ve davranış kalıplarına sokmak, nasılsa yapılmışı var deyip, hissetmeden, ezbere ve hatta anlamadan, bir de üzerine bağıra bağıra yapılan bu ibadet,  Kuran’ın bize gösterdiği dua ruhuna uzak görünmekte.

Meryem Suresinde Zekeriya Peygamber’in duası örnek verilirken gizlice olduğu söylenmektedir:

 

Bu, Rabbinin, kulu Zekeriyya’ya olan rahmetini anıştır. Rabbine gizli bir yalvarışla seslenmişti. Meryem Suresi 2-3

Her şeyin en iyisini Allah bilir.


About the Author
Author

Leave a reply

Name (required)

Website