KURAN AYETLERİNİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

5-6 SENEDİR ANLAMAYA ÇALIŞTIĞIM DİN ANLAYIŞINDA İSLAMIN İKİ FARKLI ANLATILIŞININ VAR OLDUĞU OLDU. Bu benim için çok yeni bir durumdu hiç İslami tanımaya çalışmamıştım sadece yıllarca okumaya çalıştığım kitaplarla beynimin yıkandığını ANLADIĞIMDA BENDE şok dalgası yaramıştı. !


MİSTİK OLAN kolların birleşme felsefelerinde ben sadece taozimi baz alarak örneklendirmeye çalışayım, anladım ki: TAOİZİMTE TAO NEYSE BİZDE RAHMAN
TE NEYSE BİZDE RAHİM OLMUŞ. YİNG YANG NEYSE BİZDE NAR/ NUR-RUHUN –YENİ TANIMIYLA ENERJİ OLMUŞ.

Tao-felsefesine kısaca değineyim. Bu konuda int her türlü detay bulmak mümkündür.

“Tao, Bir’i doğurur. Bir Yin ve Yang’ı doğurur. Yin ve Yang da tüm şeyleri doğurur. ”[77]“Yol’dan Bir doğar, birden iki, İkiden üç, üçten on bin şey doğar; bütün varlıklar uyum içinde, Yin’i barındırır, Yang’ı kucaklar. ”

Yin ve Yang prensibinde gerçek Tao yoktur. Tao bu prensibi yaratmıştır. Ancak bu yaratma işleminden sonra Tao’nun yaratma gücü Yin-Yang ikilisine geçmiştir. Bu noktada Te bu iki kuvveti birlik içinde uyumlu bir biçimde tutan diri kuvvettir. [79] Te, Yin ve Yang ikilisinin birbirlerine olan karşitliklarini ve ayrilmazliklarini dengede tutar.

Böylece ses sessizlikten, varolan boşluktan (yokluk), aydinlik karanliktan dogmaktadir. Ancak bu bir ayrilik veya karşitlik degildir. Bunlar bir madalyonun iki yüzü, miknatisin iki kutbu gibi birbirinden ayrilmaz unsurlardir.
TAONUN(yol) –RAHMANNIN – TE ye yansıması MUHAMMEDİ YOLLA ve sonuçta YİNG-YANG ÖĞRETİSİ DE MUHAMMEDİ NUR olmuş.

MODERN BİLİMDE KUANTUM POTANSİYELİN AÇIĞA ÇIKAN HALİ YANİ ENERJİ OKYANUSUNDAKİ DAMLA YA DA ESKİ ANLATIM LA –B- NİN ALTINDAKİ NOKTA YANİ _B_ SIRRINA DÖNÜŞMÜŞ. Atomu parçalayan bilim adamları, belirsiz, olasılıklarla dolu bir bilinmezlikle
karşılaştılar. YANİ. Enerji okyanusuyla.

Kuantum düşünce de OLUŞTURULAN ‘’Felsefe’’ de ise:

Her şeye ve her olaya iyi ve güzel bakmakla alakalı DÜŞÜNDÜRÜCÜ-DÖNÜŞTÜRÜCÜ VE EĞİTİCİ TEK YÖNLÜ BİR yöntemdir.. ’’Şeytan bizi en güzel sözlerle kandırır’’ Kısaca bu felsefede anlatılan bilgi bizim olaylara ve eşyaya bakış açımızı belirler. Bizim eşyaya bakışımız da eşyanın konumunu belirler. Eşyanın ne olduğuna biz karar veririz. Tabiri caizse eşya biz ona nasıl bir elbise biçtiysek onu giyinmiş olur. İşte kuantum alan denilen alanda parçacık, ’’hem dalga hem parça şeklinde’’ gözükür. Kişinin bakış açısına yani her gözlemleyene göre değişir. Aslında bizim EŞYAYA nazarımız denilen olayı anlatır. Kuantum fiziği denilen fizik atomu parçaladıkça atom altına indikçe afaki ve enfüsi olaya bakışımızı hatta eski kadim geleneğin sır bilgisi ‘’aşağıdaki yukarıda yukarıdaki aşağıda’’, ’’atom altı ve atom üstü düşünce ‘’ hatta ‘’kendini bil’’orfe mabetlerinin kapısında yazan yazı günümüz de ‘’kendini bilen Rabbini bilir’’sözüne ‘’tavuk mu yumurtadan yumurtamı tavuktan ‘’ Matematikte Pisagor öğretisinde ‘’hiperküp mantığına’’dönüşür……. Kısacası hak ve batılın sürekli karıştırıldığı süreçler hep yaşanmış. Batıl hep haktan beslenmiş ve hakkı batıldan ayırmamız gereken konular gittikçe iç içe girmiş durumda, ALLAH cc. Bize ulaştırdığı Kur’anın dan ve sahih hadisten başka yolun olmadığı, çözümün kalmadığı ve aslında asla başka yolunun olmadığı net ve kesin çizgiler le ortaya çıkmış bulunmaktadır. Kur’an’ a kendi bakışımızla değil, Nebi-Elçimiz gibi Ayşe validemizden bize ulaşan Bir hadiste ‘’Onun ahlakı Kuran ahlakıydı ‘’, Allahın ahlakıyla ahlaklaşma ya dönüşen hadisteki tezatlığa dikkatinizi çekmek isterim. Bizi yaratan Allah cc, bize en doğru şekilde nasıl davranmamız gerektiğini Kur’an la bildirmektedir. o zaman ‘’Kur’an ahlakıyla ahlaklanmak’’ hududu aşmayan bir Kur’an bakış açısını yakalamaya çalışan herkes bu durumu anlar. ’’Müminler yalnızca ALLAH’a tevekkül etsin. ’’Emrine uymamızın gerektiğini, Rabbimiz bize öğretir.

Kuantum fiziğinden oluşturulan zanlar yumağından, Kuantum felsefesini benimseyenler güzel bir matrix yakalamışlardır. Dünyayı bu bilince doğru eğitmektedirler. Bilinçli veya bilinçsiz bu akıma hizmet edilmektedir. Eğer doğru anlatılmazsa bu durum çok büyük bir çöküşte yaşatır insan zihninde. Ne biliyorum, düşündüğüm doğrumu, yoksa ben hayalmiyim, ‘’Âlemlerin aslı hayalmi dir’’ ‘’sen dediğin sen değilsin ‘’Dünyada mı yaşıyorum dünyam damı’’ ‘’ HOLOGRAFİK DENİLEN EVRENDE Mİ YAŞIYORUZ’VS. İşte, kadim geleneğin dozaj dozaj verilerek herkesin mertebesine göre aydınlatıldığı ve aydınlandığı bir dönemden geçilmektedir ADINA AYDINLANMA ÇAĞI NA GİRİŞ DERLER. Bu DURUM oluşumun kanunudur, her karanlıktan bir aydınlanma çağına çıkış süreci vardır mantığını güderler.

Konuyu biraz daha açayım, Tasavvuf ve kadim bilgelik denilen kol ve din dışı oluşturulan kollar çok usta bir mantıkla tam bir şeytan oyunuyla ‘’SEN DE HAKLISIN SEN DE HAKLISIN ‘’Düşüncesini gündeme getirmektedir.. Çünkü hepimiz esma tertibiyiz derler.. (Bu durum esmayı nasıl okumamız gerektiğiyle alakalı çok hassas bir konu Kur’ana göre mi esma YOKSA düşüncemize göre mi esma. İnsan haddini aşan bir varlık. ) Felsefelerin de Kur’an iç içe Batıni bilgi oluşturur Matruşka bebekleri gibi, herkesin mertebesine göre anladığı her kelimenin yedi kat anlam içerdiğini savunurlar. Ben dağdan bahseden ayetleri dağ diye anlarım oysa benim dağ diye gördüğümden bir başkası başka bir yorum çıkarabilir. Bunu da YALNIZ BÂTINİ ilim sahipleri anlar DERLER. Ben Jeolog değilim! Burada ilimle zan çok güzel bir şekilde birbirinin içine harmanlanarak karıştırılmaktadır. İlim sahibi insanlar dağın oluşum süreçlerini geriye doğru yaptıkları incelemelerle yapısında BULUNAN ATOMİK YAPIYA yani atomuna kadar iniş sürecini keşfederler. İşte bu keşifte bir oluşum mucizesiyle karşılaşırlar. Atomun derinliklerine indikçe enerji ağıyla karşılaşırlar. Şahadetleri artacağına Burada enerji okyanusundan başka bir şey yok aslında dağ da yok bu benim bakışım sadece bilincimden kaynaklanıyor gibi yan yola sapıp sonra eşyaya terzi gibi bir elbise giydirmeye başlar buda ustalık kabiliyetine göre değişir ve var olmayan bir sürecide tetiklediğinin farkına bile varmadan bunu yapabilir. İşte Kur’an ayetleri böyle düşünceler le harmanlana harmanlana sonunda sende haklısın senin de HEM HEM MANTIĞINI ‘’senin bakışında doru sen de haklısın senin anlayışında doğru sen de haklısın’’ mantığını insanların zihnine yerleştirilebilirler. En sonunda elimde doğru kalmaz herkesin doğru olduğu bir dünya! ALLAH CC BİZİ BÖYLE OLUŞTURULACAK ZANLARDAN KORUSUN.

Atom altına indikçe, derimizin altına hatta eşya diye baktığımız objelerin altına inildikçe gördüğümüz gerçeklik farklılaşır ve yaradılış mucizesini seyrederiz. Bir enerji ağıyla karşı karşıya kalırız. Beni ete kemiğe büründüren RABBİN sanatına hayretimiz ve şahadetimiz artacağına sandığımız gerçeklik bizim bildiğimiz gibi değil yanılgısıyla şeytanın tuzağına düşer, vesveselerine uymaya, Hakikati Bâtıni bilgilerde aramaya başlarız. İşte asıl sorun bu alana biçilen elbiseden kaynaklanıyor gibi gözükmektedir. Bu alanda iyi-kötü, karanlık aydınlık, hatta zaman algısı ortadan kalkmaktadır. Bu MERTEBEYE tasavvufta öze iniş diye tanımlanır. Her şey bu alanın zuhurudur tek ve bütün bir yapıya sahibiz. Vahdaniyet ve Ahadiyet meselesi devreye giriyor. İşte insan burada sapıtıyor.. Kendini madde beden mi sanıyorsun? Yoksa kendini kendi ilminde seyretmek isteyen yüce bilincin bilincindeki sen misin? Kısaca tekin seyrini başlatabiliriz. Bunu da bilim destekli yapabiliriz.

İşte bu enerji okyanusunda, algılarımız ne kadar kuvvetliyse bu öze ermişlerle biz öyle aynı frekansta buluşuruz İşte ‘’rabıta’’nın önemi burada devreye giriyor. Çünkü onlar artık Rabbani konumdadırlar.
İblis, insanın `ölümsüzlük iksirinin saklı olduğunu söylediği` yasak meyveyi yemesini, onun bencil dürtülerini hareketlendirerek sağladığı gibi, tasavvufta da aynı yolu izler. İnsan`a Evren`in yaratıcısıyla bütünleşerek ölümsüzlüğe varmayı hedefletir. Bencil insanın yönlendirildiği adres aynıdır: Ölümsüzlük. İşte kuantum fiziğiyle bu Felsefe tamamlanmış gibi gözüküyor artık bizim bu yasaya teslim oluşumuzdan başka bir şey gelmez elimizden yanılgısını da beraberinde getirir bu düşünce akımı.

Nebi-Resulümüz Muhammed sav. ‘’Benim ümmetim benim ölümümden sonra Kur’an’ı bıraktı’’şikâyetinin anlamını kavramaya çalıştığım süreçte Elçimizin vefatından kısa bir süre sonra ‘’Yunan felsefesini Arapçaya ÇEVİRMEYE BAŞLADIĞIMIZDAN SONRA Kur’anı bu çevirilerle tefsir etmeye başlayan bir süreç başlatmışız. Kendi bakış açımızla herkesin mertebesine göre anladığı bakış açısını başlatmışız. (Bilinçli ya da bilinçsiz).

Biz, eşyanın emrimize amade edilmesini yaratılmışların en şereflisi olma konumumuzdan aşağıların en aşağısına atom altına bilincimizi hapis etmişiz aslında iki farklı yol çıkıyor ortaya; madde ya da enerji mantığını güdenlerden. Zahire-maddeye bilincini sınırlayanların yani şeriat hükümlerini yerine getirmekle sınırlı bilnçlerle, Batın yaratılışın gerçeğini kavrayan bilinçlerin var olduğunu Zannedenler vardır. Rabbimizin Kur’an’nın birçok ayetinde Hak-gerçek OLARAK YARATILDIĞIMIZI bildirmesi hatta birçok ayetin de RABBİMİZ görünene ve maddeye yemin etmesi SORGULAMAMIZ GEREKEN BİR MEVZUDUR. incire ve zeytine yemin ederek başlayan suremizin de varlığını göz ardı edersek. Kısaca, Şahadet etmek için var olduğumuzu unutursak Sahiplenmeye kalkarız.

Yunan felsefesinin kökleri çok eski bir düşüncenin Yunanca yorumlanmasından başka bir şey değildir günümüzde bu kollar rahatlıkla takip edilebiliyor İslam’a giriş süreci de bellidir. !!

İşte bunu fırsat bilen akıllılar eski kadim gelenekleri hortlattılar KUANTUM KOZMOLOCİSİ ADI ALTINDA PİYASAYA SUNDULAR. Bu birleşimi TAMAMEN BİLİMSEL KAVRAMLARLA VE ESKİ-YENİ TEORİ BİLGİLERLE. -M- TEORİSİ(Teorilerin anası-mother) ADI ALTINDA BİRLEŞTİREN BİLİMİ VE TÜM KADİM MİSTİZMİN KOLLARINI kuramlarının içine DÂHİL ETMEYİ İHMAL ETMEDEN KUANTUM KOZMOLOJİSİNİ PİYASAYA SUNDULAR. YERLİ YABANCI YAZARLAR BU DÜŞÜNCE AKIMINI YAYMAK İÇİN SEFERBER OLMUŞ DURUMDADIRLAR. KENDİ TEORİLERİYLE İNSAN BİLİNCİNİ HAPİS ETMEKTEDİRLER. KUR’AN DAKİ ‘’ZAN’’ TEORİ-SANRI KAVRAMINI İYİ DÜŞÜNMELİYİZ. ÇÜNKÜ ZAN GERÇEKLİK ADINA BİRŞEY İFADE ETMEZ.

KADİM MİSTİZİMLE ÖRNEK VERECEK OLURSAM ANTİK MISIRLA İLGİLİ HERMETİK İNİSİYASYONDAN BAHSEDEYİM ÇOK AZ KİŞİNİN ULAŞABİLDİĞİ BİR AŞAMADIR. TARİKAT RUHBANLARI TARAFINDAN SEÇİLMİŞ- SEÇİLMİŞLERİN ULAŞABİLDİĞİ VE SEÇİLMİŞ ADAYIN DAMLAYA DAMLAYA VERİLEN BİLGİLERLE Kİ KABI KADAR ALABİLDİĞİ BİLGİLERİ SİNDİREN SALİK. BU İNİSİYASYONUN-YOLCULUĞUN SONUNDA TARİKAT RUHBANLARI TARAFINDAN ‘’OLDUN ‘’BELGESİNİ ALANA KADAR ARTIK O ADAY BU GİZLİ-BATINI BİLGİLERİ GÖÇ ETTİĞİ YERLERDE KENDİ TOPLLULUĞUNU OLUŞTURMAK-HAKEDENLERİ OLUŞTURMAK KOŞULUYLA DAMLA DAMLA VERECEKTİR BİLGİLERİ. KENDİ SEÇİLMİŞ ZÜMRESİNİ OLUŞTURACAKTIR ARTIK. ! Kİ HER KES BU ZORLU AŞAMALARI GEÇEMEZ. HELENİSTİK İNİSİYASYON BOYUTUNDA TAKILIP KALABİLİR FAKAT YOLUNU TAMAMLAYABİLEN HERMETİK BİLGİYLE DONANIP TAM AYDINLANMIŞ SIFATINI ALMIŞ KİŞİ ARTIK HİÇLİKTE YOK OLMUŞTUR TEKRAR DOĞUŞU SÖZ KONUSU OLMAZ!. ARTIK –O- KÂİNATTA SÖZ SAHİBİ OLMUŞ KİŞİDİR! AYNI MÜŞRİK MANTIKLA ‘’ BUYUR ALLAHIM BUYUR HİÇBİR ORTAĞIN YOKTUR SADECE BİRTEK ORTAĞIN VAR O DA‘’ŞU’’ ONUNDA VASIFLARININ SAHİBİ SENSİN ……. !Tamamen Ruh göçünü VE üstü örtülü dualizmi anlatan bu Batıni bilgileri faklı inanç sistemlerinde Taoizimde, Hinduizimde, Zen Budizminde, Zerdüşizimde, Manihizimde, Bogomilizmde, Kabalada(Essene-katar), Mitrahizimde ve Tasavvuf ta Ruhban sınıflarının gizli bilgilerinde bulmak mümkündür.

Günümüzde artık herkesin ulaşabildiği bu kaynaklar. KUR’AN DIŞI OLAN FAKAT KUR’AN DAN CIMBIZLA ÇEKİLMİŞ AYETLERİ KENDİ HEVA HEVESİYLE YORUMLAMIŞ İNİSİYATOR-AYDINLANMIŞ KİŞİ-ERMİŞ-EVLİYAHULLAH-ALLAH DOSTLARI BU BİLGİLERİ SUNUYORLAR ARTIK KOVA YENİLEN ÇIĞINA GİRİLDİĞİ DÜŞÜNÜLDÜĞÜNDEN HELE MAYA KEHANETLERİ-NOSTRADAMUS-BABA VANGA KEHANETLERİ VS KEHANETLER YENİ BİR ÇAĞA GİRİLECEĞİNİ SADECE AYDINLAMIŞ KİŞİLERİN KURTULACAĞI KIYAMA KALKMA ZAMANININ GELDİĞİNİ DÜŞÜNENLER VE SAVUNANLAR VAR(!)

Kur’an daki Kıyamet ayetlerini Kıyama kalkmayı Farklı yorumlayan bir çök öğretiler var günümüzde. ! Oysa İbliste HESAP GÜNÜNÜN (YEVMİN) mutlaka bir gün geleceğini biliyor ve doğru yolda olanların yolunun üstünde oturma iznini Rahman olan ALLAHTAN cc. alıyor. Namazlarımızda, Fatiha suremizi, neden rekatta tekrar tekrar okumamız gerektiğinin önemi ‘’Din-hesap gününün (Malik-i yevmiddin)Sahibi ALLAHTAN cc ‘’Bizi doğru yol dan ayırmamamsı ‘’ için neden dua etiğimiz gerektiğini daha bilinçli ve Kur’an’a bütünselci yaklaşarak sorgulamalıyız. !

İŞTE BÂTINİ BİLGİLERİ SALİK- MÜRİD – ÖĞRENCİ – İNİSİYASYON ADAYININ BÂTINİ BİLGİLERİ SADECE REHBERİ- MÜRŞİDİ- HOCASI –AYDINLANMIŞ KİŞİSİ OLMADAN ALIRSA KILAVUZU ŞEYTAN OLUR. MANTIĞIYLA ÖYLE GÜZEL BİR MATRİX, HAYAL ÂLEMİ OLUŞTURULMUŞ Kİ GERÇEKTEN HAYAL-HOLOGRAFİK EVREN-TEKİNSEYRİ. -GÖLGE – FELSEFELERİ HEP AYNI ŞEYİ ANLATMIŞLAR VAHDETİ VUCUD VAHDETİ ŞUHUD.

BU OLUŞTURULAN MANTIĞIN TEK SEBEBİNİN DE PEYGAMBER EFENDİMİZE ATFEDİLEN doğruluğu tartışmalı olan bir HADİSLE ŞU AYETLERİ KARŞILAŞTIRALIM LÜTFEN: ‘’Allahın cc sizi en güzel surette yaratım diyen ve ARZ DA bir halife yaratacağım(halak) diyen ayetlerle beraber değerlendiğinde Hatta Hak-gerçek kelimesine hak-varlık-vücud kavramıyla ‘’haktan geldik hakka gidiciyiz’’Ata sözünü Hay dan geldik Hu ya dönücüyüz diye algılarsak sonrada ‘’ALAH CC. İNSANI RAHMAN SURETİNDE YARATTI’’HADİSİyle pekiştirirsek. Bâtıni bilgilerle bir varoluş sistemi oluşturulur ki bu da TEVRATTAKİ YARADILIŞ TA ANLATILAN ‘’TANRI İNSANI KENDİ SURETİNDE YARATTI’’ (ESMALARIN TANRILAŞTIRILIRMASI)ÖĞTERİSİ OLUR.

OYSA KURANDA RAHMAN AYETLERİNİ KONU BÜTÜNLÜĞÜNDE ELE ALIRSAK SADECE YALIN KAT ANLAMLA…! İNSANIN TÜYLERİ DİKEN DİKEN OLUYOR. BU AYETLERİ BU İNSANLAR NASIL OKUMUŞ. KUR’ANIN REHBERLİĞİ BIRAKILDIĞINDA DİĞER KAYNAKLARIN KURBANI OLUNMUŞ. İNSAN SIRLARA HEP MERAKLI VE. İBLİSTE ATAMIZI BÖYLE BİR SIR VERECEĞİNİ SÖYLEYEREK KANDIRMIŞ…..

Sen ancak o zikire/Kur`an`a uyan ve görmediği halde RAHMAN`dan korkan kimseyi uyarırsın. Böylesini, bir bağışlanma ve seçkin bir ödülle müjdele!YASİN/11

Şöyle diyecekler: “Vay başımıza gelene! Kim kaldırdı bizi mezarımızdan?RAHMAN`ın vaat ettiği işte bu! Peygamberler doğru söylemişler. “Yasin/52

İşte bunlar, Allah`ın kendilerine nimet lütfettiği peygamberlerdendir: Âdem`in soyundan, Nûh`la birlikte taşıdıklarımızdan, İbrahim ve İsrail`in soyundan, kılavuzluk edip seçtiğimiz kimselerden. Kendilerine RAHMAN`ın ayetleri okunduğunda, ağlayarak secdelere kapanırlardı. MERYEM/58

Bu adam gaybı mı öğrendi, yoksa RAHMAN katında bir söz mü aldı?MERYEM/78

Gün olur, o sakınanları biz, RAHMAN`ın huzurunda heyet halinde toplarız. MERYEM /85

De ki: “Her kim sapıklıkta ise RAHMAN ona iyice süre versin. Nihayet, kendilerine vaat edileni, azabı veya kıyametin kopuşunu gördüklerinde mekânca daha kötü, taraflarca daha zayıf olanın kim olduğunu bilecekler. “MERYEM/75
RAHMAN SURESİNDEN BAŞKA RAHMAN AYETLERİNİN EN FAZLA MERYEM SURESİNDE ELE ALINMASI ÇOK MANİDARDIR!.

RAHMAN`ın kulları olan melekleri, dişiler saydılar. Onların yaratılışına tanık mıydılar? Tanıklıkları yazılacak ve sorguya çekilecekler. ZUHRUF/19

De ki: “Eğer RAHMAN`ın bir çocuğu olsaydı, ona kulluk edenlerin ilki ben olurdum. “ZUHRUF/81

Birbiriyle uyum ve ahenk içinde yedi gökleri yaratan da O`dur. O RAHMAN`ın yaratışında/yarattıklarında herhangi bir uyuşmazlık, aykırılık, çelişme göremezsin. Bir kez daha bak! Bir çatlaklık, bir uyuşmazlık görüyor musun? MÜLK/3

İnsan görmüyor mu ki, Biz onu bir nutfeden yarattık da şimdi o çeneli bir çekişgen kesildi. YASİN/77 Yaratılışını unutarak Bize bir de mesel (örnek) fırlattı: “Çürümüşken o kemikleri kim diriltir?” dedi. YASİN/78 De ki: “Onları ilk defa yaratan diriltir ve o yaratmanın her türlüsünü bilir. “YASİN/79

Görmediği halde RAHMAN`dan ürperen ve Allah`a yönelik bir kalp getiren herkese… KAF/33

Allah`ın yanında hahamlarını ve Ruhbanlarını da rabler edindiler. Meryem oğlu Mesih`i de öyle. Oysa kendilerine, tek olan Allah`tan başkasına ibadet/kulluk etmemeleri emredilmişti. İlah yok o tek Allah`tan başka. Onların ortak koştuklarından arınmıştır O. TEVBE/31

Sonra onların eserleri üzere, resullerimizi art arda gönderdik. Meryem`in oğlu İsa`yı da onların ardınca gönderdik. Ona İncil`i verdik; ona uyanların gönüllerine şefkat ve merhamet koyduk. Bir bid`at olarak ortaya çıkardıkları Ruhbaniyeti, onlar üzerine biz yazmamıştık. Allah`ın rızasını kazanmak için ortaya çıkardılar. Ama ona gerektiği şekilde saygılı olmadılar. Onların, iman edenlerine ödüllerini verdik. Onlardan çoğu yoldan çıkmış olanlardır. HADİD/27

KISACASI ALLAH-HU-HİÇLİK-YOKLUK MAKAMI HEP VARMIŞ ORAYA PEK DOKUNULMAMIŞ SINIR ÖTESİ DENMİŞ ANCAK AYDINLANAN İNSAN O MAKAMA LAYIK OLUP YOK OLABİLİR-HULUL EDEBİLİR-ERİR. DENMİŞ. !

ALLAHIN CC. SIFAT İSMİ ZUHUR MAKAMI OLMUŞ KUR’AN DAKİ RAHMAN TANIMI GİZLİ BİLGİ OLMUŞ RAHMANA GÖRE HERŞEY BİR ZITLIK YOK TEKLİKTE ÇOKLUK – ÇOKLUKTA TEKLİK ÖĞRETİSİ OLMUŞ. BİZİM GÖZÜMÜZ ŞAŞUYSA RAHMAN NE YAPSIN (HÂŞÂ)

HERKESE İKRAMI BOL ……

ALLAH CC. BİLDİRDİĞİ GİBİ’’KÂİNATI KİM YARATTI DERSEN ALLAH DERLER’’

ALLAH CC. YARDIMCIMIZ OLSUN HERKESİN KUR’AN A GÖRE ESMAYI TANIMASI DİLEĞİYLE.

Yazar : Muzaffera Cigal

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website