İncil’i de Oku’madılar | 2.Bölüm
İsa Mesih’in inişi… Bu konu ehli kitap kadar, elinde son hak kitap olduğu halde, hak ettiği biçimde kirli bilgilerden arınarak okumadan Kuran’a inanan Müslümanların da ihtilafa düştüğü bir konudur. Acaba İsa Mesih yeryüzüne dönecek mi, dönmeyecek mi? Rivayetlere göre kıyamet alametlerinden biri sayılan İsa’nın inişi ile ilgili birçok hadis varken, Kuran’da bu inişi kitap dışı rivayetlerdeki şekliyle onaylayan bir bilgi bulunmuyor. Evet, İsa dönecek… Dönecek ama bu dönüş öyle zannedildiği gibi yıkılış saatinden önce herhangi bir zamanda olmayacak. O gün yer yerinden zaten oynamış olacak. Kuran’a göre İsa da Musa da, bizim peygamberimiz de, eski kavimlerin peygamberleri de cismen çoktan vefat etmiş ve sadece din günü kendi ümmetleri üzerine tanıklık yapmak üzere gelecekler. Acaba İncil’de bu bilgi var mı? Varsa Kuran’dan farklı mı?
Matta 16 (27-28) İnsanoğlu, Babasının görkemi içinde melekleriyle gelecek ve herkese, yaptıklarının karşılığını verecektir. Size doğrusunu söyleyeyim, burada bulunanlar arasında, İnsanoğlu’nun kendi egemenliği içinde geldiğini görmeden ölümü tatmayacak olanlar var.
Burada İsa “İnsanoğlu” unvanıyla kendisinden bahsediyor ve geleceği günü tasvir ediyor. Baba oğul konusunun aslında ne olduğunu başka bir bölümde konuşacağız. O hususa şimdilik girmiyorum. Burada bahsedilen günün kıyametten önce olduğunu iddia edebilir misiniz? Açıkça görülüyor ki İsa, ümmeti üzerine tanıklık edeceği günden bahsediyor. Kuran’da da her ümmet için geçerli bir durumdur bu.
4-Nisa 41 Her ümmetten bir tanık getirip seni de şunlar üzerine bir tanık olarak diktiğimizde iş nice olacak?
16-Nahl 89 Her ümmet içinde kendi nefislerinden üzerlerine bir şahid getirdiğimiz gün, seni de onlar üzerinde bir şahid olarak getireceğiz. Biz Kitabı sana, her şeyin açıklayıcısı, müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik.
Peki Matta’dan alıntıladığımız ayetteki ikinci cümle nedir? Orada bulunanlardan “İnsanoğlu İsa’nın geleceği günü görmeden ölümü tatmayacak olanlar” kimler acaba? Dikkat etmemiz gereken bir nokta şu ki “ölmeyecekler” de demiyor “ölümü tatmayacaklar” şeklinde tarif ediliyor. Peki kim bunlar? Hatırınıza gelen birileri var mı?
2-Bakara 154 Allah yolunda öldürülenler için “ölüler” demeyin. Tam aksine, onlar dirilerdir ama siz farkında olmazsınız.
Elbette şehitler olacaktı içlerinden değil mi! Ve de elçilerden de zaten şehitler olmaz mıydı!!! Konuyu dağıtmadan İncil’i taramaya devam edelim bakalım. Kıyamet kopmadan (yıkılış saati gelmeden önce) İsa’nın bir kez daha yeryüzüne ineceği ve bunun bir kıyamet belirtisi olduğu doğru mu acaba! Matta’nın “Sonun Belirtileri” pasajına bakıyoruz.
Matta 24 (1-2) İsa tapınaktan çıkıp giderken, öğrencileri, tapınağın binalarını O’na göstermek için yanına geldiler. İsa onlara, «Bütün bunları görüyor musunuz?» dedi. «Size doğrusunu söyleyeyim, burada taş üstünde taş kalmayacak, hepsi yıkılacak!»
Acaba burada dünyanın geleceğine ilişkin bir kehanet mi yoksa kıyamet tasviri mi var? Ne zaman olacak bu yıkılış? Ara vermeden devam edelim. Bakın havarilerin de bizden farkı yok, onlar da aynı soruyu soruyorlar.
Matta 24 (3-14) İsa, Zeytin dağında otururken öğrencileri yalnız olarak yanına geldiler. «Söyle bize» dediler, «bu dediklerin ne zaman olacak, senin gelişini ve çağın bitimini gösteren belirti ne olacak?» İsa onlara şu karşılığı verdi: «Sakın kimse sizi saptırmasın! Birçokları, `Mesih benim’ diyerek benim adımla gelecek, birçok kişiyi saptıracaklar. Savaş gürültüleri, savaş haberleri duyacaksınız. Korkmayın sakın! Bunların olması gerek, ama bu daha son demek değildir. Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak; yer yer kıtlıklar, depremler olacak. Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır. «O zaman sizi sıkıntıya sokacaklar ve öldürecekler. Benim adımdan ötürü tüm uluslar sizden nefret edecek. O zaman birçok kişi imandan sapacak, birbirlerini ele verecek ve birbirlerinden nefret edecekler. Birçok sahte peygamber türeyecek ve bunlar birçok kişiyi
saptıracak. Kötülüklerin çoğalmasından ötürü birçoklarının sevgisi soğuyacak. Ama sonuna kadar dayanan kurtulacaktır. Göksel Egemenliğin bu müjdesi tüm uluslara bir tanıklık olmak üzere bütün dünyada duyurulacak, ve son o zaman gelecektir.
İsa burada, hem hiç de haksız değil, hem de bahsettiği şey zaten “son”. Dikkat ettiyseniz henüz kendi gelişinden bahsetmedi. Bakın devam ediyor…
Matta 24 (15-19) «Danyal peygamberin sözünü ettiği yıkıcı iğrenç şeyin kutsal yerde dikildiğini gördüğünüz zaman (okuyan anlasın), Yahudiye’de olanlar dağlara kaçsın. Damda olan, evindeki eşyalarını almak için aşağı inmesin. Tarlada olan, abasını almak için geri dönmesin. O günlerde gebe olan, çocuk emziren kadınların vay haline!
Kuran’ın hangi ayetlerine ne kadar benzeştiğini sanırım fark ettiniz.
22-Hac 1, 2 Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Çünkü kıyamet saatinin zelzelesi gerçekten çok büyük bir şeydir. Onu göreceğiniz gün, her emzikli kadın, emzirdiğinden vazgeçer ve her gebe kadın, taşıdığını düşürür. Sen o gün insanları sarhoşlar halinde görürsün; oysaki onlar sarhoş değillerdir, ama Allah’ın azabı çok şiddetlidir.
Tasvir Matta’da devam ediyor.
Matta 24 (20-22) Dua edin ki, kaçışınız kışa ya da Sept gününe rastlamasın. Çünkü o günlerde öyle korkunç bir sıkıntı olacak ki, dünyanın başlangıcından bu yana böylesi olmamış, ondan sonra da olmayacaktır. O günler kısaltılmamış olsaydı, hiç kimse kurtulamazdı. Ama seçilmiş olanlar uğruna o günler kısaltılacak.
Demek ki mevcut İncil’e göre Allah’ın seçip iman verdiği kimseler başlarına kopmayacak şekilde yıkılıştan korunacaklar. Bu iddia tartışılabilir ama Kuran’a açık bir aykırılık göremedim burada da. Çünkü Zümer suresinde aşağıda vereceğim ayetlerle çok benzeşiyor. Yani bir kısım insanların bir noktada korunacağını göreceksiniz. Oluş sırasını bozmamak için şimdilik Matta’ya kaldığı yerden devam edelim…
Matta 24 (23-27) Eğer o zaman biri size, `İşte Mesih burada’, ya da `İşte şurada’ derse,
inanmayın. Çünkü sahte mesihler, sahte peygamberler türeyecek; bunlar büyük mucizeler ve harikalar yaratacaklar. Öyle ki, ellerinden gelse, seçilmiş olanları bile saptıracaklar. İşte size önceden söylemiş bulunuyorum. Bunun için size, `İşte Mesih çölde’ derlerse gitmeyin. `Bakın, iç odalarda’ derlerse inanmayın. Çünkü İnsanoğlu’nun gelişi, doğuda çakıp batıya kadar her taraftan görülen şimşek gibi olacaktır.
Demek ki Mesih geldiğinde herkes apaçık O’nun geldiğini fark edecekmiş. Ama hala ne zaman olduğuna tanık olamadık, devam edelim…
Matta 24 (28-29) Leş neredeyse, akbabalar oraya üşüşecek. O günlerin sıkıntısından hemen sonra, `Güneş kararacak, ay ışığını vermez olacak, yıldızlar gökten düşecek ve göksel güçler sarsılacak.’
Hatırladınız değil mi Mürselat suresini…
77-Mürselat 1-10 Andolsun ard arda gönderilenlere, Esip savuranlara, Yaydıkça yayanlara, Ayırdıkça ayıranlara, Öğüt bırakanlara. Bir müjde veya uyarı olarak… Ki size duyurulmuş olan mutlaka gerçekleşecektir. Yıldızlar söndürüldüğü zaman, Gök yarıldığı zaman, Dağların ufalanıp savrulduğu…
Mürselat suresine az sonra tam da kaldığı yerden, 11’inci ayetten itibaren döneceğiz. Özellikle bu noktada kesip Matta’ya dönelim. Güneş, ay ve yıldızlar bile belirtilerini verdi ama dikkat edin İsa Mesih hala inmiş değil…
Matta 24 (30) O zaman İnsanoğlu’nun belirtisi gökte görünecek. Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek, İnsanoğlu’nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkemle geldiğini görecekler.
Niçin ağlayıp dövünüyor halklar? Çünkü bütün gerçeği kavramaya başlıyorlar. İsa’ya inanmayanlar İsa’nın, diğer ümmetler de kendi peygamberlerinin gerçeği getirmiş olduğunu açıkça anlıyorlar. Artık inanmak zorunda kalıyorlar.
4-Nisa 159 Andolsun, Kitap ehlinden, ölmeden önce ona inanmayacak kimse yoktur. Kıyamet günü, o da onların aleyhine şahid olacaktır.
Ve bununla beraber Mürselat suresine kaldığımız yerden dönelim bakalım…
77-Mürselat 11 Ve resuller de (şahitlik için) belli bir vakitte getirildiği zaman.
İşte size Kuran’ın Furkan oluşu ve İncil’in hak kelam içerişine dair kanıt. Şimdi söyleyin; Kuran mı yalan söylüyor İncil mi!!! İsa ne zaman gelecek? Ne zaman inecekmiş gördük mü? Kuran bunu apaçık yazmıyor muymuş!!! Peki İncil… Birbirinin kitabını reddeden batı ve doğu gördünüz mü kitaplarınızı… Sizi nasıl da yalanlıyorlar… Demek ki İsa Mesih ümmetine tanık olmaya o Saat’te gelecek ve ümmetinin iyileriyle kötülerinin ayrılmasına şahitlik edecekmiş… Ve tek başına değil… Diğer elçilerle gelecekmiş… Ve onlar da kendi ümmetlerine… İncil ve Kuran Sünnetullahta ve Zikir’de bir olmuş çoğunuzun iddialarını reddediyorlar, farkında mısınız?
Matta 24 (31) Kendisi, güçlü bir borazan sesiyle meleklerini gönderecek ve onlar, O’nun seçtiklerini, göklerin bir ucundan öbür ucuna kadar dört yelden alıp bir araya toplayacaklar.
“Kendisi” ifadesi pasajın başına atfen elbette İsa değil Tanrı. Üstelik cümle içinde “O’nun seçtikleri” tabiri geçiyor. Seçen de Allah elbette. Tahrif edilmiş bu İncil ne saçmalıyor diyenler; bu borazan sesi de nereden çıktı, derler mi acaba!!!
39-Zümer 68, 69 Sûra üflenmiştir; Allah’ın dilediği kimseler dışında göklerde kim var, yerde kim varsa çarpılıp yere yıkılmıştır. Sonra sûra bir daha üflenmiştir. İşte hepsi ayağa kalkmış bakıyorlar. Yeryüzü, Rabbinin nuruyla parıldamış, Kitap ortaya konmuş, peygamberler, tanıklar getirilip aralarında hakla hüküm verilmiştir. Onlar asla haksızlığa uğratılmazlar.
Mürselat ne demekti!!! Gönderilenler!!! Hiç mi düşünmedik!!! İlla ki arapça okumayı diretmeye devam eden etsin… Ayrım günü kimler kimlerden ayrılacak göreceğiz… Durun daha bitmedi… Ayrım günü de nedir diyenler! Kıyam gününün kaç saati var biliyorlar mı acaba! Kuran’da ne yazdığından haberi olmayanlar, bilip bilmeden kabul edip, bilip bilmeden reddeden doğulular ve batılılar bu halleriyle hiçbir şeye tanık olamazlar. Ama sonunda kendilerine tanık olacaklardır.
77-Mürselat 12, 15 Hangi gün için vakte bağlandılar? Ayırım gününe! Bu ayırma gününü sana ne bildirdi? Yalanlayanların vay haline o gün!
Hakikaten ayırma gününü bildiren nedir? Allah değil mi? Elbette. Peki hangi vahiyle? İncil’le olabilir mi!!! Belki de! İncil veya Kuran… Neticede vahiy… Yalanlayanların vay haline gerçekten de… Bakın kaç defa geçiyor Mürselat’ta…
77-Mürselat 15 Yalanlayanların vay haline o gün!
77-Mürselat 19 Yalanlayanların vay haline o gün!
77-Mürselat 24 Yalanlayanların vay haline o gün!
77-Mürselat 28 Yalanlayanların vay haline o gün!
77-Mürselat 34 Yalanlayanların vay haline o gün!
77-Mürselat 37 Yalanlayanların vay haline o gün!
77-Mürselat 40 Yalanlayanların vay haline o gün!
77-Mürselat 45 Yalanlayanların vay haline o gün!
77-Mürselat 47 Yalanlayanların vay haline o gün!
77-Mürselat 49 Yalanlayanların vay haline o gün!
Aynı surede tam on ayette Allah üstüne basa basa uyarıyor. Ama biz sözde Müslümanlar, biz ne için uyarılıyoruz diye düşünmeyi bırakın, o tarafa bakmıyoruz bile. Pavlus mektuplarına ve uyduruk Buhari Müslim hadislerine iman eden batı ve doğu dindarları(!) tüm ikazlarına rağmen Allah’ı yalanladığınızın farkında mısınız? Hani İsa bütün Hıristiyanları kurtaracaktı! Veya ayrım gerçekleştikten sonra birileri tapınak inşa etse ne olur etmese ne olur! Veya öbürünüzün İsa’sı Mehdi’nizin arkasında namaz kılsa ne olur, kılmasa ne olur! Herkes ayrılıp gideceği yere sevk edildikten sonra… Aklımızı hiç kullanmamışız hiç!!!
Ve Mürselat’ın son ayeti olan 50’nci ayetin manidarlığını göremeyenlerin de tam anlamıyla “vay haline” değil mi?
77-Mürselat 50 Artık bundan sonra hangi hadise/söze iman edecekler?
Allah’ın zikrinin sadece Kuran’da korunduğuna inanıp da (ona da takliden inanıp) diğerlerinde de bir şekilde korunduğuna bir türlü iman edemeyenler bakın Matta’daki bu pasajın devamında neler söyleniyor…
Matta 24 (32-35) İncir ağacından ders alın! Dalları filizlenip yapraklarını sürünce, yaz mevsiminin yakın olduğunu anlarsınız. Aynı şekilde, bütün bunların gerçekleştiğini gördüğünüzde bilin ki, İnsanoğlu yakındır, kapıdadır. Size doğrusunu söyleyeyim, bütün bunlar olmadan bu kuşak ortadan kalkmayacak. Gök ve yer ortadan kalkacak, ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır.
“Gök ve yer ortadan kalkacak ama benim sözlerim ortadan kalkmayacak” yani “Allah’ın zikri her türlü korunacak” diyen İsa’nın bu sözleri sizce kendi sözleri midir? Kendisi mi konuşuyor yoksa desteklendiği Kutsal Ruh (Ruh-ül Kudüs) sayesinde bizatihi Allah’ın ayeti mi dökülüyor dudaklarından… Bir düşünün… İsa Allah’ın kelimesiydi hatırlarsanız… İlerdeki bölümlerde Allah iznederse bunları da kitaplardan kanıtlarıyla göstermeye çalışacağım…
Matta 5 (18) Size doğrusunu söyleyeyim, gök ve yer ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasa’dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile eksilmeyecek.
Zikir korunacak. Konudan uzaklaşmayarak İsa’nın inişi bahsine devam edip “Yargı Günü” başlığındaki Matta bölümüne de bakalım…
Matta 25 (31,33) «İnsanoğlu kendi görkemi içinde bütün melekleriyle birlikte gelince, görkemli tahtına oturacak. Ulusların hepsi O’nun önünde toplanacak, O da koyunları keçilerden ayıran bir çoban gibi, onları birbirinden ayıracak. Koyunları sağına, keçileri soluna alacak.
Buradaki benzetmeyi tersten anlamaya da gerek yok. Koyunluk burada “elçiye uyanlar” manasında, keçi de tüm gerçeklere rağmen inat edip doğru yola girmeyenlere atıftır. Koyun ve keçi ayrımı İncil’in başka bir bölümünde benzetme olarak zaten anlatılmıştır. Yani İncil’de de Kuran’a benzer biçimde ayetler arasında link hatları vardır. Konuyu dağıtmamak için şimdilik oraya girmiyorum.
Gördüğünüz gibi Matta’da İsa Mesih’in geliş zamanı ile ilgili olarak Kuran’a aykırı hiçbir aksi mana yok. İncil’i yazanlar tarafından İsa’ya atfedilen “İnsanoğlu” tabiri belki kimi zaman yanılarak Allah adına da kullanılmış olabilir. Bazen tereddüde düşülebiliyor. Muhtemeldir ki Kuran’dan henüz (benim) bizim fark etmediğimiz ayetlerin manalarından bu ayırımı yapabiliriz. İlim dileyelim. Ancak esas mana Kuran’ın ayırıcı gözüyle bakıldığında kayıp değil. Hıristiyanların anladığı gibi İsa’nın sadece kendilerini kurtaracağı bencil bir dünya da değil ortadaki. Hıristiyan kardeşler! İsa diğer elçilerden ve ümmetlerden hangisini eleştiriyor!!! Aksine ne müjdeler var göremiyorsunuz… Müslüman kardeşler! Mehdi ve Mesih münasebetli iniş hikâyeleri gibi bir durumu ne Kuran’da ne de İncil’de görebiliyor musunuz? Aksine Mürselat suresiyle ve Kuran’da yargı gününü anlatan diğer ayetlerle de tam bir uyum içerisinde bir anlatım var.
Şunu sorabilirsiniz… Sadece Matta’da anlatılanla mı konuyu anlayacağız? Dört tane kanonik İncil varken farklı anlatılar yok mu? Var! Ama bu hususa aykırı hiçbir şey yok. Birkaç örnek vereyim, sizler kendiniz kontrol edebilirsiniz… Markos 13’te “Sonun Belirtileri” ve “Mesih’in Görkemli Gelişi” başlıkları altında hemen hemen aynı konu, esas hiçbir değişikliğe uğramadan anlatılıyor. Luka 17’de “Tanrı’nın Egemenliği Ne Zaman Gelecek” pasajı ve Luka 21’deki “Sonun Belirtileri” başlıklı bölüm de aynı konuları bir başka ağızdan tekrarlıyor. Yuhanna 5’de “Oğul’un Yetkisi” isimli bölüm de bir diğer örnek olarak önümüzde duruyor.
Okuyan, okumak isteyen, anlayan, anlamak isteyen için her şey var. Daha neler neler var. Ama okumayı ertelemeyen ve ibret alan nerede!
İlk fırsatta devam etmek umuduyla…
kalemzade.net
twitter.com: @kalemzade