Çok yaygın bir öngörü olarak Kuranın korunduğu (15/9), ama diğer peygamberlere gelen vahiylerin korunmadığı, değiştirildiği ve bizim kitabımızın evrensel diğer kitapların bölgesel/kavimsel olduğu gibi bir düşünce yaygınlaşmıştır. Gerçek böyle midir? Acaba Rabbimiz bize kıyak çekti de diğer ümmet ve toplumları mahrum mu bıraktı? İnceleyelim.
Öncelikle bütün peygamberlere gelen öğreti ortaktır. Rabbimizin mutlak doğruları vardır. İnsan fıtratına ilişkin yer yüzünde adil onurlu izzetli bir yaşam önerir. Bunu sadece tek bir topluluğa değil, bütün insanlığa önerir. 35 – Fatır – 43 Allah’ın kanununda asla bir değişme bulamazsın, Allah’ın kanununda kesinlikle bir sapma da bulamazsın. Asıl sorun Rabbimizin insanlığa gönderdiği mesajın bağlantısız birbirinden kopuk vahiyler gönderdiği düşüncesidir, sorun kitabın tanımını bilmemekten de kaynaklanmaktadır. Kitap iki kapak arası bilgiler topluluğu ile sınırlı değildir. Biraz inceleyince;
Hud-25: Andolsun, biz Nuh’u kavmine elçi gönderdik. Onlara: “Ben (dedi), sizin için apaçık bir uyarıcıyım.
26: Allah’tan başkasına tapmayın! Ben, size (gelecek) elem verici bir günün azabından korkuyorum.”Hud-50: Âd kavmine de kardeşleri Hud’u (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin O’ndan başka tanrınız yoktur. Siz yalan uyduranlardan başkası değilsiniz.
51: Ey kavmim! Ben, ona (peygamberliğe) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, beni yaratandan başkasına ait değildir. Hala aklınızı kullanmıyor musunuz?Hud-61: Semud kavmine de kardeşleri Salih’i (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin O’ndan başka tanrınız yoktur. O sizi yerden (topraktan) yarattı. Ve sizi orada yaşattı. O halde O’ndan mağfiret isteyin; sonra da O’na tevbe edin. Çünkü Rabbim (kullarına) çok yakındır, (dualarını) kabul edendir.
62: Dediler ki: Ey Salih! Sen bundan önce içimizde ümit beslenen birisiydin. (Şimdi) babalarımızın taptıklarına tapmaktan bizi engelliyor musun? Doğrusu biz, bizi kendisine (kulluğa) çağırdığın şeyden ciddi bir şüphe içindeyiz.Hud-84: Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim! Allah’a kulluk edin! Sizin için ondan başka tanrı yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın. Zira ben sizi hayır (ve bolluk) içinde görüyorum. Ve ben, gerçekten sizin için kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum.
Bakara-136: “Biz, Allah’a ve bize indirilene; İbrahim, İsmail, İshak, Ya’kub ve esbata indirilene, Musa ve İsa’ya verilenlerle Rableri tarafından diğer peygamberlere verilenlere, onlardan hiçbiri arasında fark gözetmeksizin inandık ve biz sadece Allah’a teslim olduk” deyin.
Bakara-140: Yoksa siz, İbrahim, İsmail, İshak, Ya’kub ve esbatın yahudi, yahut hristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz? De ki: Siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı? Allah tarafından kendisine (bildirilmiş) bir şahitliği gizleyenden daha zalim kim olabilir? Allah yaptıklarınızdan gafil değildir.
Yukarıda ki ve onlarca ayeti incelendiğinde aslında Hz Muhammed’e gelen vahiyle Hz İbrahim’e Musa’ya İsa’ya gelen mesajların içeriği açısından hiçbir fark yoktur. Bazı küçük istisnaların dışında değişmez, sürekli dillendirilir neden namaz Kuran’da açıklanmamıştır gerçi açıktır da şekille içeriği ayıraramamaktalar.
Bakara-83: Vaktiyle biz, İsrailoğullarından: Yalnızca Allah’a kulluk edeceksiniz, ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz diye söz almış ve “İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekatı verin” diye de emretmiştik. Sonunda azınız müstesna, yüz çevirerek dönüp gittiniz.
Âl-i İmrân-39: Bunun üzerine, mâbedde dua ederken, melekler ona: “Allah sana, Kendi katından bir sözün gerçekliğini doğrulayacak, insanlar arasında seçkin (bir yere sahip olacak), tam bir iffet sahibi, dürüst ve erdemli bir peygamber olacak olan Yahya[nın doğumun]u müjdeliyor” diye seslendiler.
Elbette bütün toplumlarda namaz vardır da sadece ritüelin içine hapsedilmemiştir, fark oradadır. oruç, verme, paylaşma, zulme boyun eğmeme, müstekbirlere başkaldırı tüm vahiylerin ortak mesajıdır.
Maide-47: İncil sahipleri Allah’ın onda indirdikleriyle hükmetsinler. Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, fasık olanlardır
Saff-6: Hani Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrail oğulları, gerçekten ben, sizin için Allah’tan gönderilmiş bir elçiyim. Benden önceki Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra ismi “Ahmed” olan bir elçinin de müjdeleyicisiyim” demişti. Fakat o, onlara apaçık belgelerle gelince: “Bu, açıkça bir büyüdür” dediler.
Allah’ın gönderdiği vahiy orjinli Tevrat ve İncil’deki mesajlar da bunların aynısıdır. Allah bütün ve temiz olan şeyleri tüm kavim ve topluluklara helal ve pis ve murdar olan şeyleri de haram kılmıştır. Yoksa Tevrat ve İncil sahiplerine haram ve helal olanları Kur ‘an sahiplerine de haram ve helal kılmıştır.
Bakara-106: Biz, daha hayırlısını veya bir benzerini getirinceye kadar hiçbir ayeti unutturmayız. Bilmez misin ki Allah, gerçekten her şeye güç yetirendir. İşte Allah’ın kafir olanların istediklerine karşı peygamberlerden söylemesini istediği cevap.” De ki: “Rabbimi yüceltirim; ben, elçi olan bir beşerden başkası mıyım?”
Ahzab-40: Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; ancak O, Allah’ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi bilendir.
Bakara-2: Bu, kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici olan bir Kitap’tır.
Zühruf-44: Ve şüphesiz o (Kur’an), senin ve kavmin için gerçekten bir zikirdir. Siz (ondan) sorulacaksınız.
Hicr-9: Hiç şüphesiz, zikri (Tüm kitapları) Biz indirdik Biz; onun koruyucuları da gerçekten Biziz.
Enfal-17: Onları siz öldürmediniz, ama onları Allah öldürdü; attığın zaman sen atmadın, ama Allah attı. Müminleri Kendinden güzel bir imtihanla imtihan etmek için (yaptı.) Şüphesiz Allah, işitendir, bilendir.
Ayetin birisinde Kuran’ı biz indirdik onu koruyacak olan da bizi ifadesi kullanıyor. Birinde de Bedirde Müslümanlar ile kafirlerin çarpışması sonucunda Müslüman olanların galibiyetini anlatırken okları Müslüman olanların değil de kendisinin attığını söylüyor. Peki Allah okları kafirlerin üzerine nasıl atmış? Eğer bu ifadeyi Kuran’ın bütünlüğündeki bütün ayetler hakkında bilgi sahibi olunmazsa ayetin ne demek istediği anlaşılamaz. Meryemi rızıklandıran Rabbimiz, eşleri ile ilgili konuda Haber veren Rabbimiz Tahrim suresi 3. ayette olduğu gibi Kuran’ın ve önceki vahiylerin korumasını akıl bilinç idrak yollarını göstererek korumuştur. Ayette kastedilen manayı düşündüğümüz zaman aklı veren Rabbimiz, iman etmenin yollarını açan Allah, evrene o malzemeleri koyan, Allah elleri gözleri veren de Allah peki insan neyi yapıyor? Bu okları insan nasıl atıyor Allahın verdikleriyle atıyor. İşte övünmenize böbürlenmenize gerek yok sizi ve sizin sahip olduğunuz malzemeleri yaratan benim benim iznim olmamış olsaydı siz bunları yapamazdınız ifadesi kullanılıyor. Şimdi aynı olayı Kuran’ın Allah tarafından indirilip Allah tarafından koruma altına alınmasını düşünelim.
Enam-91: Onlar: “Allah, beşere hiçbir şey indirmemiştir” demekle Allah’ı, kadrinin hakkını vererek takdir edemediler. De ki: “Musa’nın insanlara bir nur ve hidayet olarak getirdiği ve sizin de (parça parça) kâğıtlar üzerinde yazılı kılıp (bir kısmını) açıkladığınız ve çoğunu göz ardı ettiğiniz kitabı kim indirdi? Sizin ve atalarınızın bilmediği şeyler size öğretilmiştir.” De ki: “Allah.” Sonra onları bırak, içine ‘daldıkları saçma uğraşılarında’ oyalanıp-dursunlar.
Nahl-118: Yahudi olanlara da, bundan önce sana aktardıklarımızı haram kıldık. Biz onlara zulmetmedik, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.
Maide-44: Gerçek şu ki, Biz Tevrat’ı, içinde bir hidayet ve nur olarak indirdik. Teslim olmuş peygamberler, Yahudilere onunla hükmederlerdi. Bilgin-yöneticiler ve yüksek bilginler de, Allah’ın Kitabını korumakla görevli kılındıklarından ve onun üzerine şahitler olduklarından (onunla hükmederlerdi.) Öyleyse insanlardan korkmayın, Benden korkun ve ayetlerimi az bir değere karşılık satmayın. Kim Allah’ın indirdiğiyle hükmetmezse, işte onlar, kâfir olanlardır.
Sonuç olarak Alemlerin Rabbi insanlığa ortak mesajı göndermiş ve bu mesaj asla değişmemiştir. Tüm peygamberlerin uğraşıları hep aynı bağlamda olmuştur. Zulüm her dönemde, küfür, sömürü, şirk, şefaat beklentisi her dönemde olmuştur. Bunların çözümü olarak Rabbimizin mesajı da ortak olmuştur. Yani Alemlerin Rabbi tüm zikirleri korumuştur. Maalesef sapma sapıtma bitmemiştir, hidayeti kendi elleri ile itenlerin Kuran’ın yerine renkli kitapları sıkıştıranların, insan sözünü Allah sözü ile bir tutanların, bundan başka Kuran getir bekletisinde olanların, bilginin kaynağı olarak Allah’ı değil Rahmani diye süsledikleri şeytani düşünceleri önceleyenler için korunmuş zaten hiçbir şey yoktur. Hiç bir kitap da onları hidayete taşımayacaktır. Zihinsel algılarını fıtratlarını koruyamayanların sapkın kaynak bulma sıkıntısı olmayacaktır. Oysa Rabbimiz hiçbir zaman fikir değiştirmiş değildir. Gönderdiği bütün vahiyleride korumuştur. İspat isteyen Kuran okusun.