“Kalbimizi İyi Tanıyalım”
Ahzab Suresi, din karşıtlarının da, müşrik inançları yaymaya çalışanların da en çok istismar ettiği ve inananların bu aleyhte söylemlere verilecek cevap bulmada en fazla sıkıntıda kaldığı surelerden birisidir. Çünkü içinden ayetler cımbızla seçilerek alındığında her art niyetlinin istediği tarafa çekebileceği konuları içeriyor. Bunların başlıcaları şunlar: Zıhar meselesi, Peygamberimizin evlatlığının boşadığı eşiyle evlenmesi, Peygamberimizin çok sayıda kadınla evlenmiş olması, evlatlığın kendi çocuğu olamayacağı meselesi, Peygamberin evinde sohbete dalan sahabenin ikaz edilmesi, sahabenin peygamber eşlerine yönelik olarak uyarılması, peygamber eşlerinin giyimi kuşamı ve davranışları, peygamber hanımlarının başkalarıyla evlenmesinin haram kılınması, peygamber hanımlarından birine iftira atılması…
Dikkat ettiniz elbette! Konuların büyük kısmı Peygamberimizin mahrem konularıyla ilgili… Tek tek ele alındığında, ayetler tek tek çıkarılıp konuşulduğunda inananların bile kalbinde acabalar oluşturabilecek nitelikte hususlar bu surede neredeyse içtima etmiş durumda. Ki haliyle inkâr edenler ve müşrikler için de yoğun bir malzeme deposu.
Oysa sureye bir bütünlük içinde baktığımızda ve bu sure ile bugüne hangi izdüşümleri verildiğine odaklandığımızda verilen mesajı daha iyi anlayacağımız kanaatindeyim. Bu yazıda bunu yapmaya çalışacağım. Yani hala laf salatası yapıyorum ve henüz yazıya başlamış değilim. Ama inanın bu gerekliydi. Çünkü ben de sizin gibi (maddi ve manevi) bir kalp taşıyorum ve onu iyi tanıdığımı düşünüyorum. Benim kalbimin de o bahsettiğim acabaları olmasaydı, o acabalardan korkup kaçsaydım Kuran’ı asla hak ettiği biçimde okumaya başlayacak, kuzu kuzu koyun koyun güdüldüğüm ve beni rahatlatmakta olan kerametleri ve masalları dinlemekten vazgeçecek değildim.
Ahzab suresindeki esas tema da işte bu kalbimizi tanıma temasıdır. Üzerinde durulan mesaj Allah’ın bizim kalbimizi en iyi şekilde tanıdığının farkına varıp kendi kalbimizin karıncık ve kulakçıklarının ne olduğunu ortaya çıkarmamızdır. İnsanın kendini tanımasıdır. Kendi insani vasıflarını, iyi ve kötü yanlarını, nefsinin ona dayattığı makbul olmayan düşüncelerini kendisine itiraf etmekten korkan bir erkek ya da kadın her insan kendini tanımıyor demektir. Önce kendini tanımayan ve ne menem bir varlık olduğunu düşünmekten korkan insan Allah’ın ona verdiği uyarıları da anla(ya)maz.
Bir polisiye roman okurken nasıl ki kendimizi yeri gelip katilin yerine koyabiliyoruz ve hatta öyle bir film seyrederken neredeyse hırsızdan yana çıkıyoruz, Allah’ın ikazlarını işitirken de o aleyhte vasıflarımızı başkasına değil apaçık kendimize itiraf etmeliyiz. O kötülükleri yapıyor olsak da olmasak da! Nefsimize uyuyor olsak da olmasak da iyi yanlarımız yanında bütün o iğrenerek baktığımız kötülükler bizim içimizde de var! İşte öyle düşünürsek Ahzab suresini de okurken verilen kalbi mesajları yerli yerine oturturuz. Yoksa ne kadar iman ettiğimizi zannedersek zannedelim Ahzab suresindeki gibi belirli birkaç ayetle karşılaştığımızda derhal kalbimizin o şüpheci ve iftiracı tarafları, o kirlenmiş kanla dolu karıncık devreye girip, şeytanın da fısıltılarıyla tıkanacak damardan dolayı filtreden geçemeyip vücuda yeniden temiz kan olarak dönemeyecektir. Ahzab suresi tamamen bu mecazi kalple ilgilidir ve ayetleri okurken göreceksiniz ki Allah ayetlerde sık sık bunu bize hatırlatacak. Tam bir kalp dersidir Ahzab suresi. Daha surenin birinci ayetinde Allah “ben her şeyi bilirim” diye boşuna mı söyledi zannediyoruz!!!
33-Ahzab 1 “Ey Peygamber, Allah’a karşı gelmekten sakın, kâfirlere ve münafıklara itaat etme. Muhakkak ki Allah her şeyi bilir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.”
Allah’ın her şeyi görücülüğü aynı zamanda her içten geçeni biliyor oluşudur. Kalplerinde hastalık olanlar, münafıklar, art niyetliler, ikiyüzlüler Allaha karşı sınanarak ortaya çıkartılmaktadır. Ve aslında bu ortaya çıkartılma belki de insanın kendi kalbinde çoğunlukla gerçekleşmektedir. Mesajlar kalbe gelmektedir. “Bak!” denmektedir, “Sen hala tam olarak iman etmiş değilsin, ikiyüzlülük yapma, münafık gibi davranma, kendi sorularından kaçma, acabalarını bul, cevapla ve böylece doğruyu öğren, tam imana kavuş” Bilmeden inanmakla bilerek inkar etme arasında ne kadar fark vardır acep!!! O halde “acaba’larından korkma, Allah’ın kitabına güven” testidir aynı zamanda bu sure. İçimizdeki art niyet temizlenmektedir bu sureyle. Biz Allah’a verilen sözümüzden sorumluyuz ve bu sözümüzden sınanmaktayız bu surede.
Ahzab Suresi Kuran’ın içinde de merkezi dönüş yaptıracak surelerden birisidir ve izafeten kim bilir belki de en önemlisidir. Çünkü bu sure çok net olarak iman küfür yol ayrımıdır. Kuran her çağa hitap ettiğini bu surede de kanıtlamıştır. Öyle ki içerisinde en zorlayıcı şekilde hem Peygamber, hem peygamberimizin ailesi, hem etrafındaki sahabe ve diğer erkek ve kadınlar gibi bugünkü müminler olarak hâlihazırdaki biz kadın ve erkekler de en ciddi ve ağır biçimde birebir test ediliyoruz. Aynı surenin 11. ayetinde hem de müminlerin en ağır biçimde savaşla sınanmaları ve sarsılmalarından bahsedilirken bu sure ile bizim sarsılmaz zannettiğimiz imanımız da şiddetle sınanıyor ve sarsılıyor olmasın!!! Peygambere aleyhte bir zanla yaklaşma ile birleşince Kuran’daki belki de en sarsıcı sure haline gelmektedir Ahzab suresi! Bu sure ile biz de çetin bir imtihana tutuluyor olabilir miyiz? Ne dersiniz!!!
33-Ahzab 11 “İşte orada müminler çetin bir imtihana tâbi tutulmuş, şiddetle silkelenmiş ve kuvvetli bir şekilde sarsılmışlardı.”
Devam Edecek…
kalemzade.net
@kalemzade