Ahlaksızlıkla Ahlak Sağlanmaz…

Sahip olduğumuz ilkelerden sadece biri kalacak deseler, ne kalacak diyorsanız o sizin inancınızdır. Diğer ilke ve inançları istisna edebilirken, istisna edemeyeceğiniz ilke inancınızdır, inancınızın temelidir. Bu ilke nedir?

Kişilerin selameti mi? Kurumların selameti mi?  Düşünce sistemlerinin-ideolojilerin- dinlerin selameti mi? Yoksa adalet mi? Böyle sorunca şıkların güncelliği anlaşılmayabilir. Çünkü insanoğlu süslemeye, bahanelere meraklıdır.

Kişilerin selameti mi derken, ileride adalet-barış vadeden kişilerin selameti mi mutlak korunması gerekendir? Kurumların selameti mi derken, ileride adalet-barış vadeden kurumların selameti mi mutlak korunması gereken?  İdeoloji mi derken, ileride adalet-barış vadeden kurumların selameti mi mutlak korunması gerekendir?

Ahlaksızlıkla ahlak sağlanabilir mi?

Adaletsizliklerle döşenen yolun sonunda adalet vaat edilebilir mi?

Milli piyango bileti alıp, kendi içlerini rahatlatmak isteyenlerden sık duyduğumuz sözler şunlardır; “Ben alacağım paradan ihtiyacı olanlara vereceğim.” “Bir başkası kazansa piyangoyu, parasını çarçur eder, ben güzel işler için harcayacağım.” . Milli piyango bileti almak bir kumardır ve Maide 90 ayetinde yasaklanmıştır.

Daha imkan yokken sahip olmak için haksızlık yapanların; sahip olduktan sonra kaybetmemek için aynı eforu sarfetmesi doğal değil midir?

Her devletin ve her terörist topluluğun kendine mürid yetiştirme cazibesinde “vaat edilen huzur-barış-adalet” vardır. “Bu dini görüş nasıl olur da mürid toplayabilir” dediğinizden tutun en yaygın dini inanışlara kadar, kendisine eleman artıran her inancın vaat ettiği, gelecekteki barış ve adalettir.  Gelecekte vaat edilen adalet adına şu andaki her tür haksızlığı mübah gören anlayışlar ise, insanlığı karanlığa götürenler olmaktadır.

Aynı milli piyangoda “başkası az yardım eder, ben çok yardım edeceğim” vaadindeki gibi, yalanların-haksızlıkların azı çoğu olmaz, hepsinin her zaman karşısında olmak gerekir. Kuran’da anlatılan İslam bu anlamda muhteşem bir örnek ortaya koyar; Ne kişilerin, ne sıfatların, ne devletin, ne dini ideolojinin ADALETİN önüne geçmesini engellemez. Tarihi bilgilere baktığımızda, bir Müslüman  bir Yahudiye haksızlık edince inen ayetler “islamın selameti” adına saklanmamıştır. Peygamber, kör bir adama pek değer vermeyip güçlü kişilerle konuşmak istediğinde Allah tarafından azarlayan ayetler indiğinde, “Peygamberin” kişiliği, karakteri, gücü, sıfatı düşmanların olası algısından daha önemli bir şey vardır: ADALET ve AHLAK.

Ahlaksızlıkla ahlak sağlanmaz.

Petek Furkan

 


About the Author
Author

petekx

Leave a reply

Name (required)

Website