Denge…

Yaratıcının,  yaratırken, hiçbir örneğe ihtiyaç duymadan her şeyi “Fıtrat”ına uygun bir şekilde hatta önceden yaratılan başka bir “yaratılan”a ihtiyaç duymadan da “ her şeyi “ teke tek (Bari) yaratım kudretine sahip olduğunu algılamaya başladığımızda artık yaratılan hiçbir şeyi mutlak bir sahiplikle sahiplenemeyeceğimizi ve sömüremeyeceğimizi düşünmekteyim.

Hiç yaratılan yaratan gibi olur mu?

Nahl-17
Yaratan, yaratmayana benzer mi? Hiç düşünmüyor musunuz?

Nahl-20
Allah dışında yakardıklarınız hiçbir şey yaratamazlar; onların kendileri yaratılmaktadır.

Kehf-51
Ben onları ne göklerle yerin yaratılmasına, hatta ne kendilerinin yaratılmasına tanık tuttum. Ben, sapıp gitmişleri yardımcı edinecek değilim.

Araf-191
Hiçbir şey yaratmayan, bizzat kendileri yaratılmış olan şeyleri/kişileri mi ortak koşuyorlar?

Yunus-31
De ki: “Ortak tuttuklarınız içinde, yaratışa başlayan, sonra, yarattığını çevirip bir daha yaratan kim var?” De ki: “Allah! yaratışı başlatır, sonra onu çevirip yeniden yaratır. O halde nasıl oluyor da başka bir yöne döndürülüyorsunuz?

Neml-64
Yoksa yaratmaya başlayıp sonra tekrar tekrar yaratan ve sizi gözeten ve yerden rızıklandıran mı hayırlı? Allah’ın yanında bir ilah mı var? De ki: “Getirin susturucu kanıtınızı, eğer doğru sözlüler iseniz.”

Rad-16
De ki: “Göklerin ve yerin Rabbi kim?” De ki: “Allah.” De ki: “O’nun yanında başka evliya mı/destekçiler mi edindiniz? Bunlar kendilerine bile yarar sağlayıp zarar verme gücünde değiller.” De ki: “Körle gören yahut karanlıklarla ışık bir olur mu? Yoksa Allah’a, tıpkı O’nun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular dayaratış/yaratılanlar kendileri için benzeşir hale mi geldi?” De ki: “Allah’tır her şeyi yaratan, O’dur Vâhid ve Kahhâr olan.”

Hac-73
Ey insanlar! Size bir örnek verildi; onu dinleyin. O Allah’ın yanında yakarıp durduklarınız var ya, hepsi bir araya toplansalar bir sinek bile yaratamazlar. Sinek onlardan bir şey kapacak olsa, bunu bile ondan geri alamazlar. İsteyen de âciz, istenen de…

Ahkaf-4
De ki: “Allah dışında yakarmakta olduklarınızı gördünüz mü? Gösterin bana, yerden neyi yarattılar onlar? Yoksa göklerde bir ortaklıkları mı var? Eğer doğru sözlü kişiler iseniz bundan önceki bir kitap, yahut bir bilgi kalıntısı getirin bana!”


Kuranda anlatılan kıssalarda,   Nemrut, Firavun, Ruhbanların, Âlimlerin vs. Öncelikle “Yaratan” , “Yaratılmış “ olan DENGEsini,  yitirdikleri için her şeyi sahiplenici/ sömürücü olduklarını üstelik “Kendi kendilerine “ İlahlık “payesi de vererek/verdirterek sürekli kişileri/kavimleri yönlendirip-yönetmeye kalkışmışlar… Anlaşılan o ki,  İlahlık taslayan İnsanoğlu çağlar boyu hiç değişmemiş, doğasını keşfettiği veya keşfettiğini zannettiği her şeyi önce sahiplenmiş sonrada üretebildiği,  kurguladığı her şeye önce kendi tapmış sonra tapındırtmış…

Bir belgeselde izlemiştim,  günümüzde yapılan kazı çalışmaları sayesinde ortaya çıkan araç ve gereçler,  atalarımızın hangi bilimsel seviyede olabildiklerini ve hangi yöntemleri kullanarak bunları üretip yapabildiklerini tam olarak çözmüş/kavramış olmadığımızı anlatıyordu. Ancak günümüz de “Lazer” tekniğinin “yeni” ya da “yeniden” keşfedilmesi sayesinde bazı çalışmalarını anlayabiliyormuşuz… Kısacası, piramitlerin bile nasıl inşa edildiklerini tam olarak anlamış değiliz… Tüm bunlar su yüzüne çıkıp artık biliniyor olunmasına rağmen kısır bir bakış açısıyla biz yine de kendi çağımızın “dünya “tarihinin en ileri “bir uygarlığı “ olduğuna/olduğumuza inanmış/inandırılmışız!…Tabii ki, kendi çağımız da yeni yeni keşifler yapmaya Rabbin ayetlerini okumaya devam ediyoruz/edeceğiz… Nankörlük etmekte şükretmekte bizim elimiz de…Fakat, Rabbin daha nice ayetleri vardır ki onları henüz okuyamamış olduğumuzu ya da onları hiç okuyamayacağımızı da hiç düşündük mü? …

Her şeyi “BİLME-BİLEBİLME” iddiası bizi ne yapar?

Ayetle sabit, “Rabbin” öyle ayetleri vardır ki biz onların yanından geçeriz de onları fark edip görmeyiz bile… Biz onları göremesek bile bu onların olmadıkları ve işlevlerini yerine getirmedikleri anlamına gelmez!

Bakara/21
Ey insanlar! Sizi de sizden öncekileri de yaratan Rabbinize ibadet edin ki, korunabilesiniz.

Bakara-29
O Allah’tır ki, yeryüzündekilerin tümünü sizin için yarattı. Sonra göğe saltanat kurdu da onları yedi gök halinde düzenledi. O Alîm’dir, her şeyi çok iyi bilir.

Bakara-54
Hani, Mûsa, toplumuna demişti ki: “Ey toplumum, buzağıyı tanrı edinmenizle öz benliklerinize zulmettiniz. Hadi, yaratıcınıza, Bâri’inize tövbe edin; egolarınızı öldürün. Böyle yapmanız yaratıcınız katında sizin için daha iyidir; O sizin tövbelerinizi kabul eder. Hiç kuşkusuz O, evet O, tövbeleri çok kabul edendir, rahmeti sonsuz olandır.”

Bakara-117
Gökleri ve yeri, yaratan Bedî’ O’dur. Bir şeyin olmasına karar verdi mi ona sadece “Ol!” der. Artık o, oluverir.

En’am-100-101
Allah’a bir de cinleri/gözle görülmeyen yaratıkları ortak koştular. Oysaki, onları O yaratmıştır. Bilgisizce O’na oğullar ve kızlar isnat etme saçmalığını gösterdiler. Şanı yücedir O’nun! Onların nitelemelerinin ötesindedir O! Gökleri ve yeri yaratıp donatan Bedî’ O’dur! Nasıl çocuğu olur O’nun, kendisinin bir eşi olmadı ki! Her şeyi O yarattı ve her şeyi en iyi şekilde bilen de O’dur!

Rum-27
yaratmaya ilk başlayan/yaratılanları ilk yaratan O’dur. Sonra onları çevirip yeniden yaratacaktır. Bu O’nun için çok da kolaydır. Göklerde ve yerde en yüce örnekler/en yüce sıfatlar O’nundur. O’dur Azîz, O’dur Hakîm…

Ankebut-61
Onlara “Gökleri ve yeri kim yarattı, Güneş’i ve Ay’ı kim boyun eğdirdi?” diye sorarsan, mutlaka şöyle diyecekler: “Allah!” Peki nasıl döndürülüyorlar?

Zuhruf-87
Kendilerini kim yarattı diye onlara sorsan, yemin olsun, “Allah!” diyeceklerdir. Peki, nasıl döndürülüyorlar!”

Yasin-36
Şanı yücedir o Allah’ın ki toprağın bitirdiklerinden, onların öz benliklerinden ve nice bilmediklerinden bütün çiftleri yaratmıştır.

Yasin-77-78-79-80-81-82-83
İnsan, kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmüyor mu? Şimdi o, apaçık bir düşman kesilmiştir. Kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek verdi; dedi ki: ‘Çürümüş-bozulmuşken, bu kemikleri kim diriltecekmiş?’ De ki: ‘Onları, ilk defa yaratıp-inşa eden diriltecek. O, her yaratmayı bilir.’ Ki O, size yeşil ağaçtan bir ateş kılandır; siz de ondan yakıyorsunuz. Gökleri ve yeri yaratan, onların mislini yaratmağa kadir değil mi? Elbette (öyledir); O, yaratandır, bilendir. Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri yalnızca: ‘Ol’ demesidir; o da hemen oluverir. Her şeyin melekutu (hükümranlık ve mülkü) elinde bulunan (Allah) ne yücedir. Siz O’na döndürüleceksiniz.

 


About the Author
Author

MuruvvetCaliskan

Leave a reply

Name (required)

Website