Kısır Döngü…

“Biz Onları Zaten Sevmiyorduk!!!”

Allah mealen der ki; Sadece bana yönelin, size fayda ya da zarar vermeyen ve yahut zararı faydalarından çok olan bir takım insanları zanla veli edinmeyin… Vahye sarılın… Bu kitaptan sorulacaksınız… Sizi Allah’a daha çok yaklaştıracakları zannıyla Allah’ın hakkında hiçbir delil indirmediği birtakım nesnelerle, kitaplarla ve zatlarla benim berimde bana ortaklar koşmayın. Kim benim ayetlerimden yüz çevirirse ona bir şeytan sardırırım ve o şeytan onları yoldan çıkarır da hala onlar doğru yolda olduklarını zannederler.

Dinini sadece Allah’a özgüleme peşinde, tevhidi Kuran’la kucaklamış insanlar dediler ki; bırakın bu Allah’la beraber övmeye ve açıkça yanlışları söylendiğinde korumaya çalıştığınız birtakım kişileri. Kuran’a göre bunların çoğu Allah’ın değil atalarının ve kendilerinin uydurdukları dinin ve onunla sizleri kandırmanın peşinde, menfaatlerinin hesabındadırlar. Hiçbir dönem gerçekte dine ve dindarlara faydaları olmamış, aksine inananlara zararları dokunmuş ama sizler onlara duyduğunuz saygı nedeniyle bunları görememişsiniz. Bunların müslüman görünümlü birer münafık olma ihtimalleri çok çok yüksektir. Gelin onlara değil, onların anlattığı rivayetlere değil, onların kitaba eş tuttukları insan yazmalarına değil, onların ağlamalarına, gülmelerine, hitabet güçlerine, karizmalarına, büyüleyici sözlerine değil Allah’ın vahyine sarılın.

Bir türlü sadece Allah’a yönelemeyen insanlar dediler ki; ama onlar gözümüzde iyi insanlardır, Allah yolundan gitmekte oldukları açıktır. Oysa siz onları karalama peşindesiniz. Böyle demeyin. Günahlarına giriyorsunuz. Bizi de günaha sokuyorsunuz. Onların söyledikleri güzel şeyler ve yaptıkları çok faydalı hizmetler vardır. Siz böyle söylemekle, böyle güzel insanlara hakaret ediyor ve Allah için yaptıkları bütün güzel işleri görmezden geliyorsunuz. Onların yanlış yaptıklarına bizi inandıramazsınız. Aksine başkaları yanlış yapmış da onları bizim gözümüzden düşürmeye çalışmaktadırlar. Siz de onlara uymuş ve kendi akıllarıyla doğruyu bulduğunu zanneden kişilersiniz. Biz onları ilah yerine koymuyor, Allah yolunda oldukları için seviyoruz. Asıl sapmış ve münafık olmuş olanlar siz olmayasınız!

Sonra araya dünyevi menfaatler girince birbiriyle kavgaya tutuşan o hizipler işi değiştirdi. O, çok kimsenin saygıyla baş tacı yaptığı kimselerden bir kısmının başındaki adam, kendi eşrafının hipnotize edilmiş “amin” onayları eşliğinde yerinden sıçraya sıçraya, çok saygı duyulup baş tacı yapılan diğer kimse ve eşrafı için dedi ki; Allah evlerinize ateşler salsın, düzeniniz yıkılsın, …sun, …sın, …sun, onların aleyhinde bize yardım et, vensurna aleyhim, vensurna aleyhim!!!

Bir türlü sadece Allah’a yönelemeyen insanlardan bir kısmı beddualara amin derken, diğer bir kısmı bu bedduaları görünce bu kez dediler ki; bunlar çok kötü kimselerdi, şu gün bize yardım etmemişlerdi, şu olmuştu da bizden olamamışlardı, bunlar Allah’ın değil şeytanın yolundadırlar. Bunlar müslüman olamazlardı zaten. Zaten biz biliyorduk. Biz zaten hiç mi hiç onlarla beraber olmamıştık, Allah onların …sını versin!!! Biz sadece öbürünün dürüstlüğüne inanıyoruz. O  öbürü çok yüce bir insan. Asla ondan zarar görmedik. O Allah yolundan gitmektedir. Herkes bir olmuş bizim liderimizi ve eşrafını yıpratma peşinde. Ama o bizim iyiliğimiz için çalışmakta. O Allah’ın sevgili bir kulu.

Dinini sadece Allah’a özgüleme peşinde, tevhidi Kuran’la kucaklamış insanlar bu kez derler ki; bırakın bu Allah’la beraber övmeye ve açıkça yanlışları söylendiğinde korumaya çalıştığınız birtakım kişileri. Hizipleşip yeni hizipler peşinde koşmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz. Kuran’a göre bunların zaten çoğu Allah’ın değil atalarının ve kendilerinin uydurdukları dinin ve onunla sizleri kandırmanın peşinde, menfaatlerinin hesabındadırlar. Hiçbir dönem gerçekte dine ve dindarlara faydaları olmamış, aksine inananlara zararları dokunmuş ama sizler onlara duyduğunuz sevgi ve saygı nedeniyle bunları görememişsiniz. Bunların müslüman görünümlü birer münafık olma ihtimalleri çok çok yüksektir. Gelin onlara değil, onların anlattığı rivayetlere değil, onların kitaba eş tuttukları insan yazmalarına değil, onların ağlamalarına, gülmelerine, hitabet güçlerine, karizmalarına, büyüleyici sözlerine değil, Allah’ın vahyine sarılın. Allah’tan daha çok kimseyi sevmeyin. Hiziplere bölünmeyin. En iyi bildiğiniz insan bile olsa, sevseniz bile, neticede beşer şaşar insanı, put yapmasanız, putlaştırmasanız olmaz mı? Gelin Allah’ın ayetlerini ve işaretlerini görün artık.

Bir türlü sadece Allah’a yönelemeyen insanlar bu kez derler ki; ama onlar gözümüzde iyi insanlardır, Allah yolundan gitmekte oldukları açıktır. Oysa siz onları karalama peşindesiniz. Böyle demeyin. Günahlarına giriyorsunuz. Bizi de günaha sokuyorsunuz. Onların söyledikleri güzel şeyler ve yaptıkları çok faydalı hizmetler vardır. Siz böyle söylemekle, böyle güzel insanlara hakaret ediyor ve Allah için yaptıkları bütün güzel işleri görmezden geliyorsunuz. Onların yanlış yaptıklarına bizi inandıramazsınız. Aksine başkaları plan kurmuş, yanlış yapmış da onları bizim gözümüzden düşürmeye çalışmaktadırlar. Siz de onlara uymuş ve kendi akıllarıyla doğruyu bulduğunu zanneden kişilersiniz. Ya da siyasi hesaplarınız var da o yüzden böyle söylüyorsunuz. Onları sevmeyelim de öbürlerini mi sevelim? Biz onları ilah yerine koymuyor, Allah yolunda oldukları için seviyoruz. Asıl sapmış ve münafık olmuş olanlar siz olmayasınız!

Sonra araya dünyevi menfaatler girince birbiriyle kavgaya tutuşan o hizipler yine işi değiştirirler. O, çok kimsenin saygıyla baş tacı yaptığı kimselerden bir kısmının başındaki adam ve eşrafındakilerin başka başka kusurları, başka başka hırsızlıkları, başka başka cahillikleri ve başka başka talanları ve yalanları ortaya çıkar da, onları daha önce baş tacı edenler, biz zaten bunların şu hatalarını biliyorduk, zaten hiç benimsememiştik, zaten onları rab edinmemiştik, zaten hiçbir zaman onlarla bir olmamıştık diyerek gözlerini bir başka güzel (!) adama ve adamcıklara çevirirler!!!

Bu döngüsel roman böyle gider de bitmez bir türlü. Gün gelir öbürü de öyle olur ve Allah tek olarak anıldığında somurtanlar ama Allah’la beraber başkaları da anıldığında yüzü gülenler, o öbürünün ve öbürlerinin de hiçbir zaman peşinde zaten olmadıklarını yine ve tekrar tekrar söylerler. Her güneş battığında, o güneşe sövüp, her doğduğunda tapılacak yeni bir güneş bulurlar. Ama o güneşleri doğdurup batıranı hep unuturlar. Onlar asla Allah’ı ve sadece Allah’a yönelenleri kandıramazlar. Yalan söylediklerini ve dürüst olamadıklarını kalplerine bile itiraf edemezler. Çünkü kalplerinde örtüler, kulaklarında ağırlıklar vardır. Nasıl bir gafillikte olduklarını fark edemezler. Aslında kendilerini kandırmaktadırlar ama bunun farkında değildirler. Gerçeği görüp, tevbe edip de Allah’ın dosdoğru yoluna yönelenler hariç olmak üzere, hep çokturlar, çoğunlukturlar ve çokluk peşinde (çok para, çok makam, çok itibar, çok insan, çok ilah peşinde) oyalanırlar. Sadece Allah’a yönelen ve sadece Kuran’a göre konuşan muvahhidler ise hep azınlıkta ama hep değerli olarak kalırlar. Hep haklıdırlar ama hep haksız olarak fişlenirler. Allah’ın dediğini dedikleri için, hep dedikleri çıkar da yine de “sen bunu demiştin” denmezler. Bu hep böyle olmuştur. İhtimal odur ki, hep de böyle olacaktır.

Kalemzade Kamil

http://kalemzade.net/2013/12/26/kisir-dongu/

 


About the Author
Author

Kalemzade Kamil

Leave a reply

Name (required)

Website