Suçlu Kim?

Nereden bilebilirdik insanlara lakap takılmayacağını;     (1)

Ömür boyu şahit olmuştuk çevremizde buna sıkça.

Yapmayacağın şeyi söylemek de yasakmış;      (2)

“Yemeğini yersen parka götürürüm” sözü, çınlamıyor mu sizin de kulaklarınızda?

Sadece dünya nimeti isteyene, ahirette bir nasip yokmuş;   (3,4,5,6)

Peki, her isteğine ulaşmış birine, “şanslı kul” denmiyor mu etrafımızda?

Allah vermemizi emreder, şeytansa fakirlikle korkuturmuş;         (7,8,9)

Gelecek için birikim yapanları, başarılı bulmuyor muyuz biz toplumca?

Domuz eti yemeyince haramdan korunduğumuzu sandık;

Allah hakkında bilmediğin şeyi söylemek, en büyük günahmış oysa.       (10,11,12)

Zina etmiş biriyle evlenmek de harammış;       (13)

“Erkektir yapacak tabii” sözlerine, hala kanacak mıyız yoksa?

Maymundan ne farkımız kaldı, böyle öğreniyorsak hayatı?

Sorgulamıyorsak hiçbir zaman, öğrendiğimiz doğru ve yanlışları.

Bizim ne suçumuz var mı diyeceğiz hala, bilmiyorken tüm bunları?   (14)

Kutsal Kitabımızı bir kez bile okumamışsak, yüzümüz hiç kızarmayacak mı?   (15)

S.Ö.E. Haziran 2014

(1) HUCURAT SURESİ
11. Ayet: Ey inananlar! Bir topluluk başka bir toplulukla alay etmesin! Olabilir ki, alay ettikleri topluluk kendilerinden hayırlıdır. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler. Alay ettikleri, kendilerinden hayırlı olabilir. Öz benliklerinizi ayıplamayın/kendi nefislerinizde ayıplar aramayın; birbirinize lakaplar yakıştırmayın. İmandan sonra sapıklıkla adlanmak ne kötü şeydir! Kim ki tövbe etmez, işte böyleleri zalimlerdir.

(2) SAF SURESİ
2 ve 3. Ayetler: Ey iman sahipleri! Yapmayacağınız şeyi neden söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında büyük bir günahtır.

(3) ŞURA SURESİ
20. Ayet: Âhiret ekini isteyenin o ekinini artırırız; dünya ekini isteyene de ondan veririz. Ama böylesi için âhirette bir nasip yoktur.

(4) HÛD SURESİ
15 ve 16. Ayetler: Her kim iğreti hayatı ve onun süsünü isterse böylelerinin yapıp ettiklerinin karşılığını kendilerine bu hayatta tam olarak veririz. Onlar dünyada hiçbir eksiltmeye uğratılmazlar. Öyleleridir ki bunlar, âhirette kendileri için ateşten başkası yoktur. ….

(5) İSRA SURESİ
18 ve 19. Ayetler: Peşin isteyene dünyada peşin veririz: Dilediğimize dilediğimiz kadar. Sonra da ona cehennemi veririz; yaslanır ona, kınanmış ve kovulmuş olarak. Kim de âhireti ister ve inanmış olarak ona yaraşır bir gayretle çalışırsa, böylelerinin gayretleri teşekkürle karşılanır.

(6) BAKARA SURESİ
(200 – 202). Ayetler: …. İnsanlardan bazısı şöyle der: “Ey Rabbimiz, bize dünyada ver!” Böylesi için âhirette bir nasip yoktur. Onlardan kimi de şöyle yakarır: “Ey Rabbimiz, bize dünyada da güzellik ver, âhirette de güzellik ver! Ve bizi ateş azabından koru!” İşte böyle diyenlere kazandıklarından bir nasip vardır. Allah, hesabı çok çabuk görür.

(7) BAKARA SURESİ
268. Ayet: Şeytan sizi fakirlikle korkutur, sizi görünür görünmez çirkinliklere sürükler, Allah ise size kendisinden bir bağışlanma ve lütuf vaat eder. Allah, Vâsi’dir, Alîm’dir.

(8) BAKARA SURESİ
219. Ayet: Sana uyuşturucuyu/şarabı ve kumarı sorarlar. De ki: “Bu ikisinde büyük bir günah vardır; insanlar için çıkarlar da vardır. Ama onların kötülüğü yararlarından çok daha büyüktür.” Ve sana neyi infak edeceklerini de soruyorlar. De ki: “Helal kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza yeterli olanından artanını verin.” İşte Allah, ayetleri size böyle açıklar ki, derin derin düşünebilesiniz.

(9) HADİD SURESİ
(7-10). Ayetler: Allah’a ve resulüne iman edin; sizi üzerinde buyruk sahibi yaptığı şeylerden başkalarına bol bol verin! İçinizden iman eden ve infakta bulunanlar için çok büyük bir ödül vardır. İman sahipleri iseniz size ne oluyor da Allah’a güvenmiyorsunuz? Oysaki Resul sizi Rabbinize inanmaya çağırıyor, sizden kuvvetli bir söz de almıştır. O, odur ki, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye kulu üzerine, gerçeği apaçık gösteren ayetler indiriyor. Allah size karşı gerçekten çok şefkatli, çok merhametlidir. Allah yolunda harcama yapmanıza engel ne var ki? Göklerin ve yerin mirası zaten Allah’ındır. …

(10) A’RAF SURESİ
104 ve 105. Ayetler: Musa dedi ki: “Ey Firavun! Kuşkun olmasın ki ben, âlemlerin Rabbi’nin bir resulüyüm.” “Allah hakkında gerçek dışında birşey söylememek benim üzerimde bir varoluş borcudur. Ben size Rabbinizden bir beyyine getirdim. Artık İsrailoğullarını benimle gönder.”

(11) BAKARA SURESİ
168 ve 169. Ayetler: Ey insanlar! Yeryüzündeki nimetlerden temiz ve helal olmak şartıyla yiyin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o size açık bir düşmandır. Hiç kuşkusuz o, size kötülük, çirkinlik/düzensizlik ve pislik emreder. Ve size, Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi buyurur durur.

(12) A’RAF SURESİ
33. Ayet: De ki: “Rabbim, ancak şunları haram kıldı: İğrençlikleri-görünenini, gizli olanı-günahı, haksız yere saldırmayı, hakkında hiçbir kanıt indirmediği şeyi Allah’a ortak koşmayı, bir de Allah hakkında bilmediğiniz şeyler söylemeyi.”

(13) NUR SURESİ
3. Ayet: Zina eden erkeği zina eden bir kadın veya putperest bir kadından başkası nikâhlamaz. Zina eden kadına gelince, onu da zina eden bir erkek veya putperest bir erkekten başkası nikâhlamaz. Müminlere bu, haram kılınmıştır.

(14) LUKMAN SURESİ
20 ve 21. Ayetler: Görmediniz mi, Allah, göklerde ve yerde bulunan şeyleri sizin emrinize verdi ve görünür-görünmez nimetlerini üstünüze saçtı. İnsanlardan öylesi var ki, Allah uğrunda ilimsiz, kılavuzsuz ve aydınlatıcı bir kitaba dayanmaksızın mücadele eder. Böylelerine, Allah’ın indirdiğine uyun dendiğinde şu cevabı verirler: “Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız.” Peki, şeytan onları, alevli ateşin azabına çağırmış olsa da mı?

(15) ZÜHRUF SURESİ
43 ve 44. Ayetler: Sen, sana vahyedilene sımsıkı sarıl! Hiç kuşkusuz, sen, dosdoğru bir yol üzerindesin. Gerçek şu: Bu Kur’an sana ve toplumuna elbetteki bir hatırlatıcı /bir düşündürücü /bir şeref /bir öğüttür. Bundan sorumlu tutulacaksınız.


About the Author
Author

Karasu

Comments (5)
Leave a reply

Name (required)

Website