Biberleri dizdik, güneşte kuruttuk.
Yaprakları, salamura yaptık.
Reçelleri, çeşit çeşit kaynattık.
Konservelerin kapağını sıkıca kapattık.
Bezelyeleri, barbunyaları ayıkladık, poşetledik, dondurucuya attık.
Erişteleri kestik.
Tarhanayı hazırladık.
Turşuyu, sirkeli ya da limonlu yaptık.
Ve nicelerini hazırladık.
Kışa hazırız!
Kışa hazırlanmanın hiç bir sakıncası yok, gayet doğal hakkımız.
Kışa hazırlık yapmasak 1 kış boyunca aç mı kalırız?
Hayır, kalmayız.
Ama yine de gücümüz yettiğinde hazırlığımızı yapıyoruz, neden?
Çünkü, kışı daha güzel geçirmek istiyoruz, verimli kış sofraları kurmak istiyoruz.
Peki, kışa hazırlandığımız gibi ahirete hazırlanıyor muyuz?
Hazırlanıyorsak ne mutlu, hazırlanmıyorsak..?
“Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı geçici bir eğlencedir; ama âhiret, gerçekten kalınacak yurttur.”
Mü’min / 39
Kış geçici, yaz geçici, şu dünyadaki zamanlarımız geçici, ama ahiret.(?)
Tek dünyalı olun demiyorum, asla yanlış anlamayın?
Rabbimiz çünkü bizden, tek dünyalı olmamızı istemiyor, iki dünya içinde kendisinden iyilik istememizi emrediyor.
..“Ey Rabbimiz! Bize dünyada iyilik ver, âhirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru” derler.
Bakara / 201
Şu dünya’da yüreğimi en çok kanatan insanlar, Kur’an’dan kopuk insanlar.
İnsanları Kur’an’dan koparan insanlar.
Kızıyorum size, size kızdığım kadar, sorgulamayan, Allah’ın verdiği en büyük akıl nimetini kullanmayanlara da kızıyorum.
Onlara, “Allah’ın indirdiğine uyunuz” dendiğinde, “Hayır, biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız” derler. Ya ataları akıllarını kullanamamış, doğruyu da bulamamış idiyseler de mi?
Bakara / 170
Atalar dininden, İSLAMİYET’e bir an önce dönmemiz lazım. Dünyamız ve ahiretimiz için bunu yapmamız lazım. Bunun içinde Kur’an’a dönmemiz lazım!
Şüphesiz bu Kur’ân, dosdoğru olanı gösterir ve iyi işler yapan müminlere büyük ödül olduğunu ve âhirete inanmayanlara da acı bir azap hazırladığımızı bildirir.
İsrâ / 9-10
Dinin sahibinin yolunu mu istiyorsunuz? Yoksa şahısların, şeyhlerin, hocaefendilerin, üstadların yolunu mu?
Kendilerini alim olarak gösterenlerin ya da çevreleri tarafından böyle kabullenilenlerin, doğru olup olmadığını bilmemiz için Kur’an’a hakim olmamız lazım, Kur’an’dan kopuk olursak, yanlışlara sürüklenebilir, ahiretimizi kaybedebiliriz. Bu sözleri benden duymanız belki sizi kızdırabilir?
Sen kim oluyorsun da bizim hocalarımıza, Allah dostlarımıza! gittikleri yol yanlış olabilir diyorsun diyebilirsiniz?
Peki ben susayım, Allah konuşsun. Allah’ın gönderdiği ayet konuşsun!
Rabbinizden size indirilene uyunuz! O’nu bırakıp da başka dostların peşlerinden gitmeyiniz! Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz!
A’râf / 3
Bize Kur’an’a ters şeylerle gelenlere şöyle diyebilmeliyiz!:
“Ben ANCAK Rabbim tarafından bana vahyolunana uyarım. BU KİTAP, Rabbinizden gelen göz açıcı belgeler olup, inanmış bir topluma rehber ve rahmettir.”
A’râf / 203
Bunun içinde anlayarak, Kur’an okumalıyız, Kur’an’ı yaşamalıyız.
Dünya ve Ahiret Hayatımızın güzel olmasını istiyorsak, bunu yapmalıyız.
Kendilerine okuduğun kitabı sana indirmiş olmamız onlara mucize olarak yetmedi mi? Çünkü bunda, inanacak bir toplum için kesinlikle rahmet ve öğüt vardır.
Ankebût / 51
De ki: “Allah her şeyin Rabbi iken, O’ndan başka rab mi arayayım? Herkesin kazandığı yalnız kendisine aittir. Hiçbir suçlu başkasının suçunu yüklenemez. Sonunda dönüşünüz Rabbinizedir.
En’âm / 164
Rabbimize dönüşümüzün(ahiretimizin) güzel olması için yapmamız gereken oldukça açık.
Gerekeni yapanlardan ve Rablerine dönüşü güzel olanlardan olabillmek temennisiyle…
Gülşah D. / http://sadeheceler.blogspot.com.tr/2014/09/ksa-hazrz-peki-ahirete.html