Batıla İnanmak ve Batılı Yaymak

Batıla İnanmak ve Batılı Yaymak

Arapça bir kelime olan “batıl” kelimesi; boş, hükümsüz, geçersiz ve faydasız gibi anlamlara gelir. “Hak” kelimesinin ise “batıl” kelimesinin tam zıttı anlamlarında kullanımı vardır ve “hak” kelimesi; gerçek, hakikat gibi anlamlara gelir. Rabbimiz, “hak” ve “batılı” şöyle bir örnekle bize anlatmıştır:

Semadan su indirdi. Böylece vadiler takdir edildiği kadar sel oldu aktı. Ve sel, üste çıkan köpüğü yüklenip götürdü. Süs veya meta (eşya) yapmak isteyerek ateşte yakılan (eriyen) şeylerden (madenlerden) de, üzerlerinde onun gibi köpük oluşur. Allah, işte böylece hak ve bâtıla misal verir. Sonra köpük çözülüp, dağılarak gider. Fakat insanlara faydası olan şeyler, böylece yeryüzünde kalır. Allah, işte böyle misaller verir. (Rad 17)

Örnekte; batılın faydasız olduğunu ve kalıcı olamadığını, hakkın ise faydalı ve kalıcı olduğunu görüyoruz. “Hak” ile ilgili ayetlere bakalım şimdi de:

Ve semaları ve arzı (yeryüzünü) hak ile yaratan O’dur. Ve “Ol!” dediği gün (herşey) olur. O’NUN SÖZÜ HAKTIR, mülk O’nundur. O gün sur’a üfürülür (sur’a üfürüldüğü gün hükümranlık O’nundur). Bilineni (görüneni) ve bilinmeyeni (gaybı) bilen O’dur. Ve O, hüküm sahibidir, haberdar olandır. (Enam 73)

Bâtıl, O’nun önünden ve arkasından O’na ulaşamaz. Hakîm (hüküm ve hikmet sahibi) ve Hamîd (Kendisine hamdedilen) (Allah) tarafından indirilmiştir. (FUSSİLET-42)

Ayetlerde Allah’ın sözlerinin “hak” olduğunu; dolayısıyla Kuran, Allah’ın sözlerinden ibaret olduğu için Kuran’ın da “hak” olduğunu görüyoruz. Batıl sözlerin, Allah’ın sözleriyle mücadele edemediğini de görüyoruz.
“Batıla inanmak bizlere ve çevremizdeki insanlara zarar verir mi?” diye sorarsanız cevabı, evettir. Allah; bizlere dinimizi öğretmek için Kuran’ı göndermiş, emir ve yasaklarını onun vesilesiyle bize aktarmıştır. Örnek verecek olursam herhangi birisinin uydurduğu ve dinimizde yeri olmayan batıl(boş) bir söze inanıp ona göre dinimizi yaşamaya çalışırsak Allah’a kulluk etmekten çıkıp kula (batıl sözü uyduran kula) kulluk eder duruma geliriz. Özellikle dinimizle ilgili uydurulmuş “batıl sözler”, Allah’ın emirlerine ilaveler içerir ya da Allah’ın emirlerine (ayetlerine) zıt hükümler içerir. Yani batıl sözler, Allah’ın dininde eksiltme ya da ilaveler içerir. Dolayısıyla batıla inanmak, dinimizi yanlış yaşamamıza neden olur; batılı yaymaya çalışmak ise bilerek ya da bilmeyerek Allah’ın dinini bozma gayretidir.

Müddessir suresinde, cehennem ateşine atılanların dünya hayatındaki özellikleri anlatılırken şöyle bir ifade geçer:
Ve biz bâtıla dalanlarla beraber bâtıla (boş şeylere) dalıyorduk. (MUDDESSİR-45)

Cehennemliklerin özelliklerinden bir tanesi de boş sözlere inanıp boş sözlerin peşi sıra gitmeleridir. Bu sebepten bizler Kitabımız olan Kuran’ı iyi okumalı ve aklımıza işlemeliyiz. Birileri bilgi sahibi olmadığı konularda “Allah şöyle yapar, Allah böyle yapar, Allah şöyle yapmanızı ister, vb.” uydurduğu batıl sözlerle karşımıza çıkarsa hemen inanıp peşi sıra gitmemeliyiz. Benzer şekilde, “Peygamber şöyle demiş, şöyle yapmış, vb.” gibi hakikat içermeyen batıl sözlerle karşımıza çıkıldığında da hemen inanıp ardı sıra gitmemeliyiz. Bakın Rabbimiz bizlere ne diyor.

Bilmediğin şeyin ardından gitme! Çünkü kulak, göz ve kalp; bunların hepsi ondan sorumludur. (İsra 36)
De ki: “Sizinle benim aramda şahit olarak Allah, kâfidir. Göklerde ve yerde ne varsa bilir.” Batıla inananlar ve Allah’ı inkâr edenler, işte onlar hüsranda olanlardır. (ANKEBÛT-52)

Bizler, inananlar olarak ahirette kötü bir sonuçla karşılaşmamak için hakkı ve batılı birbirinden ayırt etmeliyiz. Gerçekten “din” adına çok şey konuşuluyor; kimler hakkı söylüyor ve tasdik ediyor, kimler batılı söyleyip batılın savunuculuğunu yapıyor nasıl ayırt edeceğiz?

İşte bu (Kur’ân), insanlar için basirettir. Ve yakîn hasıl eden kavim için hidayettir, rahmettir. (CÂSİYE-20)

Ey iman edenler! Allah’a karşı takva sahibi olursanız sizi furkan (hak ve bâtılı ayırma özelliği) sahibi kılar! Ve sizden (sizin) günahlarınızı örter ve size mağfiret eder. Ve Allah, büyük fazl sahibidir. (ENFÂL-29)

Hak ve batılı birbirinden ayırt edebilmenin yolu, Kuran’ı anladığımız dilde çokça okumak ve Allah’ın emirlerine itaat edip yasaklarından sakınmaktan geçiyor.

Batılı söyleyip batılı savunanların hükmü ne zamana kadar geçer?
Biz, resûlleri sadece müjdeleyici ve uyarıcı olarak göndeririz. Kâfirler (ise) hakkı bâtılla iptal etmek için mücâdele ederler. Âyetlerimi ve uyarıldıkları şeyleri alay (konusu) ederler. (Kehf 56)

Artık kâfirlere itaat etme ve O’nunla (Bu Kur’ân ile), onlarla büyük cihadla savaş! (Furkan 52)

Hayır, Biz, hakkı bâtılın üzerine atarız. Böylece onu mahveder. O zaman o (bâtıl), zail olmuştur. Vasfettiğiniz (Allah’a isnat ettiğiniz) şeylerden dolayı size yazıklar olsun. (Enbiya 18)

Batılın hükmü, hak ortaya çıkıncaya kadardır. Bizler de batıla karşı olan mücadelemizi, batıl sözlerin karşısına o konuyla ilgili olan Allah’ın ayetlerini ortaya koyarak verebiliriz.
İnkâr edenlerin ve (insanları) Allah’ın yolundan men edenlerin amellerini (Allah) boşa çıkardı. (Muhammed 1)

İman eden ve salih amel yapanların ve Hz. Muhammed ‘e indirdiğimiz şeye (Kuran’a) ve O’nun Rab’lerinden bir hak olduğuna inananların günahlarını (Allah) örttü ve onların hallerini ıslâh etti. (Muhammed 2)

Bunlar, kâfirlerin bâtıla tâbî olması ve iman edenlerin, Rab’lerinden (inen) hakka tâbî olmaları sebebiyledir. Allah insanlara, işte böyle kendi durumlarını misâl verir. (Muhammed 3)

Allah, bizleri hakkı ve batılı birbirinden ayırt edebilen. Hakka uyan, batılın karşısında duran kullarından eylesin.

Saygılarımla,
Mehmet, 26.07.2018


About the Author
Author

Mehmet P.

Leave a reply

Name (required)

Website