Bir mürekkep denizi üzerinde hafif hafif dalgalanan bir sandal üzerinde yazasım var şu sıralar…Elimde gerçekten “tükenmez” bir kalemle, kim ne anlayacak kaygısı duymadan yazacağım her kelime beni bu girdaptan çıkaracak güçlü bir kulaç gibi geliyor.
Yanıldığımı hiç bu kadar derinden hissetmemiştim. Biliyorum, bu kelimelerin kurtuluş reçetem olmadığının farkındayım. Olsa olsa ağrı kesici birer iğne olabilirler ancak…
Önce Kur’an ile sonra Kur’ani Bakış ile tanıştıktan sonra her anım bir değişiklik kattı bir önceki andaki halime. Kur’an ile yoğrulduğum, günahlarımla yüzleştiğim bir sürecin tam ortasındayım. Karşılaştığım her mucizevi ayet ahiret özlemimi arttırırken, geçmişimdeki ve halihazırda halen işlemekte olduğum günahlar beni bu dünyaya itiyor var gücüyle.
Şurası kesin ki bu uzun ve kutlu yolculuk bu dünya ile olan bağımı tek tek cımbızla çekercesine koparıp atıyor. Varsın koparsın, can bedenden ayrılırken Naziat-1’de belirtilen şekilde ruhum azapla çekileceğine, dünya ile bağlarım kopsun teker teker, raziyim ben.
Yemin olsun, çekip koparanlara/yay çekenlere/kuyudan su çekenlere/bağsız-bekçisiz koşan atlara/ayrılık yüzünden hasret çekenlere/daldırıp daldırıp çıkaranlara,
Naziat, 1
Kur’an adına attığım her adımda sırtımdan çekenler var, boynuma pırangalar takmaya çalışyorlar hissediyorum ama canları sağolsun. Gıkım çıkmaz hiçbirine… Ra’d-5’te belirtilen demirden halkalar cehennemde boynuma takılacağına, bu dünyada zincirlere vurulayım.
Eğer şaşıyorsan, esas şaşılacak olan onların şu sözüdür: “Biz toprak olunca mı ve gerçekten mi yeni bir yaratılış içinde bulunacağız?” Bunlar Rablerini inkâr edenlerdir. Ve bunlar boyunlarına bukağılar vurulanlardır. Bunlar ateşe dost olanların ta kendileridir; orada sürekli kalacaklardır.
Ra’d, 5
Ezcümle dostlar, çok yoruldum, çok daraldım uzun zamandır. Aldığım her nefesin azap verdiğini hissedecek kadar usandım yaşadıklarımdan. Ama varsın olsun yorulayım. Fatır 33-35’te yorgunluğun ve usancın bulunmadığı Adn cennetleri nasip olacaksa eğer bana daha ne isterim ki alemlerin Rabbi olan Allah’tan?
33: Adn cennetlerine girerler onlar, orada altından bilezikler ve inci takınırlar. Orada giysileri ise ipektir.
34: Şöyle derler: “Hamt olsun, üzüntüyü bizden gideren Allah’a! Rabbimiz mutlak Gafûr, mutlak Şekûr’dur.
35: Lütfuyla bizi durulacak yurda kondurdu. Orada bize hiçbir yorgunluk dokunmaz. Orada bize hiçbir usanç da dokunmaz.”
Fatır, 33-35