Akıp giden yıllar boyunca durmadan yürekler sızlatarak akan zaman gözyaşlarıyla son bulmayan acılara ilaç olan zaman öyle bir zamanki sevgiyi yakan bitiren zaman kardeşliği öldüren bugünümüzü zehir eden israillilere verilen zaman yaptıklarını yanına kar bırakan kardeşlerimizin canının hesabını soramadığımız bir zaman bu dünya! Yazar : rose
(daha&helliip;)
… Ya vedud; Bilirim; bildirdiğin gibi, sen kullarını severek yaratırsın. Sevebilmeleri için de onlara yürekler verirsin. Sen ki o yüreklerin boş kalmaması için binlerce canlıya binlerce sevgi yüklersin. Sen ki severek yarattığın varlığın seni sevmesini istersin. İnsanlar düşünmezler mi? Bizler, sevdiğimiz bir canlının bizi sevmediğinde dünyayı yerle bir etmek isteyecek kadar üzülürüz ve kırılırız. Ama gel gelelim seni kırdığımızı çoğu
(daha&helliip;)
LÜTFEN KENDİMİZE GELELİM Her konuda olduğu gibi kurban konusunda ve hac konusunda da insanlar bazı şeyleri göz ardı etmekten çekinmiyorlar her nedense. Kur`an ayetlerinin kesin hükümlerini bile yok sayan anlayışlar kendi nefislerinin isteklerine kolayca boyun eğiyorlar. Bu tür davranışların bence en büyük sorumluluklarının diyanet yetkililerinde olduğunu sanıyorum. Çünki emevi dönemi ile başlayan ayrışmalar, mezhepleşmeler ve %95 sünni anlayışı içindeki yöneticilerin
(daha&helliip;)
Bugünlerde yine İsrail in insafsızca kadın, çoluk çocuk demeden halkın üzerine yağdırdığı bombaları televizyonlardan izlemekteyiz. Kimi insan hakları havarileri konu bir hayvan olduğunda ona yapılan zulmü günlerce dile getirip, onlara yapılan zalimliği yürüyüşler ve pankartlarla protesto ederler. Çevre kirleniyor lafları altında gemiler işkâl eden, protestolar yapanlar, acaba o kirlenen Dünyada yaşayan insanları neden hiç düşünüp, kirlenen Dünya için gösterdikleri titizliği,
(daha&helliip;)
İslam dinini uygulamada toplumlar neden ve nasıl Kuran çizgisinin dışında kaldılar? Yaptıkları bozgunculukları, gruplaşarak bölünmelerini kendi hataları olarak değilde dış güçlerin daha doğrusu Yahudi ve Hıristiyan oyunlarıymış gibi yorumlayarak bu düşüncelerini toplumun gözünde ve kendi nefislerinde temize çıkarmaya çalıştılar. İslama en büyük zararı veren, kendilerini dinde ALLAH gibi otorite gören, metotlar geliştirerek ALLAH`TAN daha çok bilen, KURAN`DAN daha çok inanılan
(daha&helliip;)
Bugün sizlerle sünnet konusunu geleneklerden kurandan ve diğer kutsal kitaplardan araştırarak anlaşılır bir hale getirmek istiyorum. Önce şunu söylemeliyim ki sünnet, geleneklerimizin en güzel olgularından birisidir. Devamında da hem fayda var, hem de sağlık açısından önemli görünüyor. Bu sözleri söylemekteki maksadım, aşağıda yazacaklarımın yanlış anlaşılmaması, tam aksine bazı gerçeklerin bilinip ortaya çıkması adınadır. Sünnet konusu bizlere tevatür yoluyla anlatılır ve
(daha&helliip;)
AĞLAMAK, insanın dünya ile ilk tanışıklığıdır. İlk duyguyu yansıtma biçimi, ilk konuşma, kendini ifadenin ilk halidir.. Acıktığınızı yada diğer ihtiyaçlarınızı anlatabilmenin ilk yoludur ta ki konuşmayı öğrenene dek.. Sonrasında şuurlu bir şekilde duyguların dışa vurumudur. Neden henüz gözlerini açamadan ağlıyordu İnsan? . Oysa insan, yeni bir aleme kanat çırpıyordu. Yoksa yenin sevindirici yakıcılığından mıydı ağlamak.? Kainatta işleyen kurala bakıldığında her
(daha&helliip;)
Facebookda Kuranı kerim bölümünde yaptığımız tartışmada özellikle bir şey dikkatimi çekti. Bazı sözler söyleniyor ve bu sözler kuranda olmadığı halde Allah a isnad ediliyor. Bunun en tipik örneklerinden birisi de belki sizler de hatırlarsınız: -Allah, peygambere: “Sen olmasaydın kainatı yaratmazdım. ” demesi. Görüldüğü gibi Allah ın kuranda böyle bir söz ifade etmeyişi hatta bu sözün Kuran a bile aykırı olduğu
(daha&helliip;)
