Uzun süredir görmediğim bir arkadaşımı gördüm geçenlerde. Zamanında beraber namaz kılıp, beraber Allah`ı anardık. Araya uzaklık girdi, zaman girdi. Birbirimizle haberleşememiştik. O gün gördüğümde sarhoştu, elindeki içki şişesini benden saklamaya çalıştı. İçki şişesini gördüğümü, saklamasının da gerekli olmadığını söyledim. Utanılması gerekenin ben olmadığını söyledim. Oturduk, konuştuk, ben de zaten genel olarak merak ettiğim soruyu ona da sordum, insanlar iman etmişken
(daha&helliip;)
Allah emirlerini insanlara indirdiği günden beri, onların bazıları insanların hoşuna gitmemiştir. İnsanoğlu çoğunlukla kendi nefsine uymayan emirlere karşı gelmiş, hatta daha da ileri giderek Allah`ın (haşa) sanki belli zamanın belli kurallarını koyduğunu artık bunların da geçersiz olduğunu söylemiştir. Oysa Allah, emirlerini indirirken bunların bizim hoşlanacağımız şeyler olduğunu söylememiştir. Allah`ın böyle bir kaygısı da yoktur. O elçileri vasıtasıyla emirlerini indirir, bize
(daha&helliip;)
Ehlisünnet inanışa göre, dinin kaynakları; hadisler, içtihatlar, mezhep imamları, Kuran, gelenek-göreneklerdir. Allah`ın bize emretmediği, yasaklamadığı şeyleri Kuran dışındaki bütün kaynaklarda görebilirsiniz. H. z Muhammed`e indirilen din Allah`ın söyledikleriyle, insanların dediklerinin biraraya getirilmesiyle çorbaya dönüştürülmüştür. Sadece Kuran`ı -Kerim`i dinin kaynağı olarak ele almazsanız olacağı budur. Şimdi son zamanlarda ehlisünnet Kuran`ın dışındakilerin saçma sapan şeyler olduklarını yeni yeni idrak etmeye başladı. Bu sefer
(daha&helliip;)
Kuran-ı Kerim`de Allah`ın bütün sıfatları veriliyor. Bunlardan birisi de Allah`ın basir olmasıdır. Basir, herşeyi en iyi şekilde gören, görme gücünün kaynağı demektir. Allah her an, heryerdedir, herşeyi görmekte ve bilmektedir. İnsanların büyük bir bölümü (Allah`a inanmalarına rağmen) O`nun bu özelliğini bilmemektedirler. Hem inanıp hem de Allah`ın bu özelliğini bilseler böyle davranmazlar. Etrafımıza baktığımızda çoğu insanda gördüğümüz özellikler bizi sonucun bu
(daha&helliip;)
Bundan bir süre önce ülkemizde kumarhaneler açıktı. Çok insanının canı yandı, aileler parçalandı, intihar olayları görüldü. Allah`a şükür ülkemizde kumarhaneler kapandı. Son zamanlarda ise internet üzerinde kumar oyunları yaygınlaştı. Bunun yanısıra iddaa denilen yeni bir kumar oyunu çocuklar dahil herkes tarafından oynanmaya başladı. Müthiş bir medya desteğini de arkasına alan bu oyun adı altındaki kumar, umarım halkımızın eskiden olduğu gibi
(daha&helliip;)
Vizyona yeni giren Beyzanın Kadınları filmini izleyenler, yapımcıların son günlerdeki modaya uyarak, dini öğeleri bir şekilde filme monte ettiklerini farketmişlerdir. Ancak ben filmi izleyince buradaki klişe ve hayli yüzeysel “dindar kadın böyle olur, sert olur, sadece cehennemle korkutur; cenneti, Allah`ın sevgisini düşünmez; tek motivasyonu cehennemdir” tasvirinin dışındaki bir konuya takıldım. Filmdeki kadının (Beyzanın) hastalığı var ve bu onun sağlıklı bir
(daha&helliip;)
Genel olarak halkın kanısı şudur; ahirette insanlar, günahlarının cezasını çektikten sonra cehennem azabından kurtulup cennete giderler. Cehennem azabının sayılı birkaç gün ya da birkaç yılla geçiştirileceği sonradan cennete gidileceği düşünülür. Hatta işlenen suçlar sonrasında da böyle düşünüldüğünden, o haramlar tekrar karşısına çıktığında nasıl olsa cehennemden sonra cennete gidileceği sanıldığından yine yapılır. Normal hayatta ufacık bir ateş dokunmasından acı duyan insanın,
(daha&helliip;)
Din hakkında herşeyi bildiğini zannedenler, boşboğazlık yapanlar, hayatlarında bir kere olsun Kuran meali okumamış insanlar bazen öyle şeyler söylerler ki dinleyenlerin bir bölümü (Yine Kuran okumayan güruh) bunlara inanır. Dini de o adamların anlattıkları gibi zannederler, kendileri de o adamlar gibi yaşarlar. O adamlarsa dedelerinden, atalarından duyduklarından başka birşey nakletmezler. Hatta daha da ileri gidip bunlar Allah katındandır derler. Aslında dediklerinin
(daha&helliip;)