İnsanların genel kanısı özetle şöyledir; inanmak yeterli, inanan insan imtihana çekilmez. Allah ise Kuran`da Ankebut 2de “İnsanlar, inandık demeleriyle kendi hallerine bırakılacaklarını ve hiç bir imtihana çekilmeyeceklerinimi sandılar!”der. Bu ayetten iki önemli sonuç çıkar; birincisi sadece inanmış olmanın yeterli olmadığı, ikincisi herkesin imtihana çekileceği gerçeği. Geçenlerde bir konuşmaya şahit oldum. Adam şöyle diyordu “ya bizim Fethi bey kanser olmuş, adam
(daha&helliip;)
Konuşma ile ilgili olarak enteresan şeyler söylenir. Sanki ilk çağlarda yaşayan insanlar arasında herhangi bir konuşmanın olmadığına dair izlenimler vardır. İlk insanların kendi aralarında bağırtı halinde ya da işaretleşerek anlaşıldığı zannedilir oysa Kuran`da Bakara 31de “Ve Adem`e isimlerin tümünü öğretti… ” der Allah. Burdan şunu da anlıyoruz ki insanlar dünyadaki ilk günlerinden itibaren kendi aralarında konuşmaya da başlamışlardır. Genel olarak
(daha&helliip;)
Allah dünyadaki canlılar içinde en nankörünün insan olduğunu söylüyor. Gerçekten de diğer canlılarda olmayan birçok özellik insana verilmişken, diğer canlılar da onun emrindeyken insan nasıl oluyor da nankör oluyor. Etrafımıza baktığımızda böyle birçok nankör örnekle karşılaşabiliriz. İnsanların çoğu Allah`ın verdiği nimetlere şükretmezken, gözünü başkasının malına, parasına diker. Alah Kuran`ın çeşitli yerlerinde insanın nankörlüğünden söz ederken Fecr 15 te “İnsan böyledir;
(daha&helliip;)
Allah`ın bize verdiği nimetler sayesinde yiyoruz, içiyoruz, hem de bunların zevkine varıyoruz. Allah bunları diğer bütün dünya nimetleri gibi bizim önümüze sunmuştur. Burada önemli olan; örneğin böreği bile yerken bunları düşünüyor olabilmemizdir. Yemek yiyoruz diye Allah sanki orada hiç yokmuş gibi davranamayız, O her an heryerdedir. Yemeğin tabii ki haram olup olmadığı (leş, kan, domuz eti, Allah dışında birine adanarak
(daha&helliip;)
İnsanlar yoğun hayat temposundan bunalırlar. Kimi okuldan, kimi işten, kimi eşten dolayı sıkıntı çeker. Bunların sıkıntısından kurtulmak için de çoğu zaman beyni uyuşturan şeylere (alkol-esrar), kimi zamanda kumara-fuhşa dalarlar. Bazı insanlar da kendilerindeki sıkıntıyı gidermek için çeşitli öğretilere dalarlar (yoga-uzak doğu öğretileri), kimi eğlence veya sporla atmak ister sıkıntısını. İnsanlar ne olursa olsun huzur isterler. Yapılanların sonucunda gelinmek istenen nokta
(daha&helliip;)
Günümüz insanının her alanda gösterdiği kurnazlık dinde de kendini gösteriyor. Bu insanlar ahiretle bu dünyanın çekiciliği arasında seçim yapamadığından kendine göre bir ara formül bulur. Bunun için kendi kendine tezler üretir, etrafını etkilemeye çalışır. Dünya işleriyle ilgili maksimum zamanı harcarken, ahiretle ilgili minimum zaman harcıyarak cennete gitmenin planlarını yapar. Aslında o tipler için önemli olan iğreti dünya hayatıdır. Şöyle der
(daha&helliip;)
İnsanlar genelde Allah`ın dini için yapılacak şeylere sıra geldiğinde üşengeçlik yaparlar. Namaz için abdest almaya üşenirler, sabah namazına kalkmaya üşenirler, zekat için fakir bulmaya, oruç tutmaya üşenirler. Aynı insanlar sabahın köründe okula, işe gitmek için erken kalkmaya üşenmezler. Gece yarısı 4te uçak olsa kalkarlar, sabahın köründe seyahata çıkabilirler. Kilosu çok olan ya da sağlık sorunu yaşayan kişi diyetini hiç aksatmadan
(daha&helliip;)
Allah Kuran`da kıyamet günüyle ilgili birçok bilgi veriyor. 22- Rabbin(in buyruğu) geldiği ve melekler dizi dizi durduğu zaman; 23- O gün, cehennem de getirilmiştir. İnsan o gün düşünüp-hatırlar, ancak (bu) hatırlamadan ona ne fayda? Fecr Suresi 22-23 Sanırım hepimiz olayı gözümüzde canlardırdığımızda içimize bir ürperti düşüyor. O günün ne kadar muhteşem birgün olduğunu düşünüp tüylerimiz diken diken oluyor. Bir an
(daha&helliip;)
