Takım Değil, İman Kardeşliği…

Yine bir derbi geldi yine bir heyecan aldı götürdü herkesi. Olacak tabi, Fenerbahçe-Galatasaray mevzu bahis değil mi? Yeri gelecek bağıracağız karşı tarafa küfürler edeceğiz, yeri gelecek karşı takım destekçilerini en azılı düşmanlarımız gibi hissedeceğiz girişeceğiz tekme tokat. O kadar normalleşmiş ki herşey, sadece farklı bir takım tutmak ölümüne sebep olabiliyor burada bir insanın.

Yine geldi tabi haberler: Metrobüste Fenerbahçe formalı olduğu için bıçaklanan bir genç; Galatasaraylı olduğundan kalabalıklar tarafından taciz edilen bir insan…Her derbinin olmazsa olmaz sonuçları.  Allah affetsin.

Nasıl basit olaylarla imanımızı, kardeşliğimizi unutup tutkumuza, dünyevi hırslarımıza yenik düştüğümüzün çok iyi bir örneğini yine yaşadık dün..

Bu tip durumlarda hınçlanarak kendini kaybedenler özellikle iki konuda Kur’an-ı Kerim’e ters düşecek hareketler sergiliyorlar ki bu hareketlerin sonucu zaten kitaptaki bir çok şeye karşı gelmek manasına gelebiliyor. İlk olarak kardeşliğin gerektirdiği gibi davranamıyoruz.  Karşımızdaki en az bizim kadar inançlıdır ve de kardeşimdir diye geçmiyor aklımzıdan o hınçla. Birlik beraberlik ile daha da güçlenip Allah yolunda güzel düşünüp güzel davrananalardan olup, hayra-barışa yönelik işler yapma yolunda olamıyoruz bu şekilde bir türlü. Beraberce tutunup kuvvetlenemiyoruz. İş yerlerinde, arkadaşlıklarda, ailede mutlaka birileri birilerinin açığını gözetebiliyor, kusurundan mutlu olup rahatça ayağını kaydırmaya çalışabiliyor. Ve bunlar da inançlı insanlar! Hepimiz şahit olmuşuzdur bu tip şeylere. Göz bürüyen öne geçme hırsıylsa birbirimizi geri çekmekten, bir türlü ilerleyemiyoruz.

 

-Hep birlikte Allah’ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de, O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun (bu) nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz.
(3:103)


Oysa ki mümin müminin kardeşidir. Teslim olmuş insanlar birbirlerinin iyiliğini gözetir, fitneye fesata karışmaz. Kardeşinin eksiğini tamamlamaya çalışır; herkesin ortasında bir diğerini küçük düşürmeye, hırpalamaya çalışmaz.

Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki rahmete eresiniz.
(49:10)

İkincisi de, konu ne olursa olsun, bir şekilde öfkeye yenik düşmüş oluyoruz derbi örneği gibi basit olaylarda. Öfke ve hırs tabii ki de insani özellikler olarak bizlere verilmiştir ama çoğu zaman da üstesinden gelmemiz için bir sınav olarak sunulmuştur diye düşünüyorum. Öfke ki, ufacık kıvılcımdan en yakınımıza en sevdiğimize karşı bile ateşeler saçmaya sebep olabiliyor ve onarılması zor yaralar oluşturabiliyor. İman derecelerimize göre de bu duygulara yeniliyoruz veya yutkunmayı beceremiyoruz.

 

O Allah’tan hakkıyla korkanlar, bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar, insanları affederler. Allah iyilik edenleri sever.
(3:134)


Kur’an ne olursa olsun güzel davranış sergilememizi isterken bu kadar basit konularda birbirimize düşman kesilmeye, nefsimize hakim olamamaya anlam vermek güç.Bu tip şeyler dahil, hırsımızı harekete geçiren bir çok durumda sağlam bir duruş sergileyip imanımızı-Allah yolunda bir araya gelip çalışanlardan olmayı gözetmemiz gerekiyor. Bu da gün içinde sürekli Allah’ın ayetlerini, sosyal düzende bize öğütlediklerini, cenete açılan dosdoğru yol için gösterdilerini akıldan geçirmekle mümkün bence. Bunlar sürekli akılda olunca anlık şeyleri daha kolay esgeçebilir, büyük vaadlere ulaşmak için gözümüzde önemsiz hale getirebiliriz inşaallah.

 

 


About the Author
Author

zeynep t.

Comments (2)
Leave a reply

Name (required)

Website