Biz Müslümanların genel çoğunluğu, günümüzde İslam’ı ne yazık ki Kur’an merkezli yaşamak yerine, rivayet merkezli hadisler ışığında yaşıyoruz. Bizlere bu bilgiler doğru ulaşmış mı, ulaşmamış mı diye hiç tereddüt bile etmiyoruz. Çünkü bu hadisleri adeta haşa, Kur’an ayeti seviyesinde görüyoruz. Onun içinde hep kaybeden toplumlar oluyoruz. Böyle olunca da Allah’ın Nuru Kur’an dan faydalanıp, onun ışığıyla aydınlanamıyoruz. Bugün bizler, geleneksel
(daha&helliip;)
Sizlere şöyle bir soru sorsam, nasıl cevap verirdiniz. İSLAM’I YAŞARKEN, KUR’AN AYETLERİNE GÜVENDİĞİMİZ GİBİ, ALLAH’IN RESULÜNE AİT OLDUĞU İDDİA EDİLEN, RİVAYET HADİSLERE DE ŞÜPHE DUYMADAN GÜVENEBİLİR MİYİZ? Ne dersiniz? Eğer evet güvenebiliriz diyorsanız, sizlere tekrar bir soru daha sormak isterim. Allah, yalnız Kur’an’ın ipine sarılın, çünkü sizleri Kur’an’dan sorumlu tutuyorum, sakın emin olmadığınız bilgilerin/sözlerin/hadislerin peşine düşmeyin, hesabını sorarım dediği halde,
(daha&helliip;)
Kuran’da tarihsel hata olduğunu zanneden bazı ateistler, Kuran’da bir tarihsel hata olarak Araf suresinin 80. Ayetini örnek gösterirler. Genel mealler bu ayeti şöyle çevirir: Araf 80: Lut’u da (gönderdik). Kavmine dedi ki: “Siz, alemlerden sizden önce hiç kimsenin yapmadığı o çirkin işi (eşcinselliği) mi yapıyorsunuz?” Verilen genel meallere göre Lut kavminden önce eşcinsellik yoktu. Ancak burada yapılan bariz bir meal
(daha&helliip;)
Allah Kur’an’ı bizlere bir rehber ve yol gösterici olsun diye indirdiğini söyler. Ayrıca son noktayı koyar ve SİZLERİ KUR’AN’DAN YANİ VAHYİMDEN İMTİHAN EDİP, SORUMLU TUTACAĞINI AÇIKÇA BİLDİRİR. Sizce Allah haşa bu sözlerinden vaz geçip, bizleri Kur’an’ın hiç bahsetmediği, detayları verilmemiş bilgilerden, hükümlerden de sorumlu tutar mı? Sanırım cevabınız elbette hayır olacaktır. Cevabımız hayır ise, lütfen bizlere yalnız Kur’an ile İslam
(daha&helliip;)
Kur’an ın tercümesinin, Kur’an olamayacağına ne yazık ki toplum inandırıldı. Onun içinde genel çoğunluğumuz Allah ın oku emrini, anlamını bilmeden Arapçasından okuyarak yerine getiriyor. Peki, Allah indirdiğim vahyi yani Kur’an ı oku derken, nasıl okumamızı istiyordu bizlerden, burası çok önemli. AÇIKLADIĞIM VE NİCE ÖRNEKLERLE İZAH ETTİĞİM AYETLERİ ANLAYARAK, DÜŞÜNEREK, AKLIMIZI KULLANARAK OKUMAMIZI EMREDİYORDU. Bu durumda Allah ın bu emrini yerine
(daha&helliip;)
Kur’an ı dikkatli okuyan bir Müslüman, Allah ın resulü nün bizler için güzel bir örnek olarak Allah ın gösterdiğini anlar. PEKİ ALLAH ELÇİSİNİ, BİZLER İÇİN HANGİ KONULARDA ÖRNEK GÖSTERİYOR VE BİZLERE HANGİ KONULARDA ÖRNEK ALMAMIZI İSTİYOR? Bu konu geleneksel İslam anlayışında, çok yanlış anlaşılan, hatta Kur’an a taban tabana ters düşen öyle yanlış bilgileri, sözleri topluma kabul ettirebilmek için kullanılıyor
(daha&helliip;)
“Eğer biz İslam’ın bir üstün değerler sistemi olduğunu Müslüman olmayanlara anlatmak istiyorsak, onlara her şeyden önce bizim İslam’ı temsil etmediğimizi söylemek borcundayız.” Muhammed İkbal “Müslümanların hızla artan büyük nüfusuyla övünmemiz, bana şişmanlığıyla övünen ve aldığı yeni kilolardan haz duyan bir adamı hatırlatıyor. Ruhumuza, aklımıza ve başarılarımıza vurgu yapmaya ne zaman başlayacağız? Küçük ve kırılgan bir insanda bile insanlığa katkıda bulunabilecek
(daha&helliip;)
Bugünkü makalemin konusu hilafet ve halifelik konusu üzerine olacak. Acaba Allah böyle bir makamın oluşmasına izin veriyor mu? Ne dersiniz, Kur’an dan hiç araştırdınız mı? Gerçi günümüz İslam toplumu, Kur’an ın onay vermediği o kadar yanlış düşüncelere inandırıldık ki, Kur’an ın bahsetmesi ya da onay vermesi hiçte önemsenmediğini, üzülerek söylemek isterim. Hilafet ve halifelik kelime olarak ne anlama geliyor, önce
(daha&helliip;)