Neden Monarşi Tapınıcısıyız? Monarşi, bir hükümdarın devlet başkanı olduğu bir yönetim biçimidir. Saltanatın bir başka adıdır. Bu hükümdar, Türkçe‘de kral, imparator, şah, padişah, prens, emir, kağan, hakan gibi çeşitli adlar alabilir. Monarşiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran en önemli özellik, devlet başkanının bu yetkiyi yaşamı boyunca elinde bulundurmasıdır. Hükümdar öldükten sonra onun soyundan biri gelir. (oğlu, kardeşi gibi) Monarşide soylular sınıfı öncelikli hak ve hürriyetlere sahip olup; YASA KOYUCUDURLAR, SORGULANAMAZLAR, YÜCE
(daha&helliip;)
Peygamberimiz ve dört halifeden sonra insanların saf olan dini bozmaya, Kur’an`dan uzaklaşmaya ve onu kendi menfaatlerine göre şekillendirme ve değiştirme çabaları ne yazık ki başlamış mezheplerin çıkışına kadar sürmüş, ve nihayet bu bozulmalar neticesinde mezheplerin işi kolaylaşmış ve bölünmeler derinleşmiştir. Bu yüzden olsa gerek bugün kime ”kur ‘anın tek yol’ ‘olduğu ona sarılmamız gerektiğini söylemeye kalksam ”1400 yıldır böyle, bu
(daha&helliip;)
Bir Dilek Dile Gerçek Olsun, Safiya Hussaın nin yazmış olduğu Roman, beni duygusal anlamda çok etkiledi. Tıpkı Hacca giden tüm tanıdıklarımın Kâbe’yi hayranlıkla anlatışı ve orayı tekrar tekrar görmek istediklerini söyledikleri gibi… Bu romanı okurken kendimi Hac yolculuğuna çıkmış birisi gibi hissettim. Şartlarımı olgunlaştırdığımda gitmek istediğim tek yer… Haccın bir hicret yolculuğu olması ve Hacda tekrarlanan “Lebbeyk Allahümme lebbeyk…” “Sana
(daha&helliip;)
İncil’i de Oku’madılar | 6.Bölüm Siz Hıristiyanlar, Tanrı namına kilisenin günahları affetme yetkisi vardır diyorsunuz. Oysa İncil’de günahları affetme yetkisi kiliseye değil (buna da bizimkilerin bazıları itiraz ederler ama) İnsanoğlu’na verilmiştir. Ayrıca pişmanlık ve yanlış yaptığını kendine itiraf (confession) halinde tevbe mekanizması sizde de bizde de vardır. Markos 2 (1-12) Birkaç gün sonra İsa tekrar Kefarnahum’a geldiğinde, evde olduğu duyuldu. O
(daha&helliip;)
İncil’i de Oku’madılar | 5.Bölüm Çoğu Yahudi ve Hıristiyan diyor ki “Muhammed Tevrat, Zebur ve İncil’i okuyup öğrenmiş, kafasına göre bunları toparlayıp Kuran’ı kendisi yazmıştır”!!! Kuran’ı anlamak niyetiyle okuyanlar bunun böyle olmadığını, Kuran’ın da daha önce gönderilen kitaplar (vahiyler) gibi Allah’ın kelimeleri olduğunu bilirler. Bakın; iddia ederler değil, bilirler. Çünkü bunu iliklerine kadar yaşarlar Kuran’ı okurken. Siz İncil’i okurken aynı
(daha&helliip;)
Kuran’ın indirilişinden bu yana yaklaşık 1400 sene geçti. Bu süre zarfında Kuran hakkında çok yoğun tartışmalar yaşandı ve günümüzde de yaşanmaya devam ediyor. Görünen o ki kıyamete kadar da devam edecek… Maalesef Kur’an’ı yanlış anlayan ya da yanlış yorumlayanlar sadece ona inanmayanlar olmadılar. Kuran’a ve islama inandıklarını söyleyen pek çok kimse de bilerek ya da bilmeyerek, şuurlu ya da şuursuzca
(daha&helliip;)
İncil’i de Oku’madılar | 4.Bölüm Benzeşimler yani müteşabihler dört İncil’de de çokça var. Ancak, aynen bizim insanımızın Kuran’a yaptığı gibi, Hıristiyanlık mezhepleri nedeniyle İseviler de İncil’deki benzetimleri hak ettiği biçimde okuyamadılar… Markos 4 (21,25) Onlara, “Kandili, tahıl ölçeğinin ya da yatağın altına koymak için mi getirirler?” dedi. “Kandilliğe koymak için değil mi? Gizli olan ne varsa, açığa çıkarılmak üzere gizlenmiştir;
(daha&helliip;)
İncil’i de Oku’madılar | 3.Bölüm Müteşabihlik; teşbih, benzeşme, (equivalence) denklik, eşitlik, karşılığı olmalık, mecaz, birden fazla manaya gelirlik gibi birbirine çok yakın anlamlara geliyor. Ben bunlara bir de kendi kavramam çerçevesinde izafiliği, göreceliği de ekliyorum. Herkes Kuran’daki bir müteşabihlikten, bir mecazdan kendine göre bir şeyler alabilir. “Allah’ın sözünü yazmaya deryalar mürekkep olsa yetmez” işareti çerçevesinde; her insanın kendi yaşına, kendi
(daha&helliip;)