SÜNNETİ DOĞRU ANLAMAK – 1 Sünnet Nedir? Malumdur ki gelenekçi din anlayışında “din” denince akla Kur’an ve Sünnet gelmekte… Sünnet deyince ise akla ilk olarak peygamberin giyimi, kuşamı, sarık, sakal, kullandığı araç gereçler (misvak gibi), yürüyüşü, yatışı, yemesi içmesi (yemeğe tuzla başlamak vb.) davranışları vb. gelmektedir… İnsanlar sünnet olarak dini anlamda sevap kazanmak ya da Allah’ın rızasına muvafık olmak adına
(daha&helliip;)
DİNİ KAVRAMLAR ve ANLAM DARALMASI ÜZERİNE -2 ŞİRK VE PUTPERESTLİK Gerçekten Allah, Kendisine şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında kalanı ise, dilediğini bağışlar. Kim Allah’a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günahla iftira etmiş olur. (Nisa Suresi, 48) Uzun sürecek bu yazımda –önemine binaen- din konusunda en önemli, en net bir şekilde bilinmesi ve ortaya konulması ve en çok sakınılması gereken ve Kur’an-ı
(daha&helliip;)
Dini savaş ve nefret aracı yapmayın. Din dünyadakileri öldürtmek için değil Adem’den beri aynı kaynaktan insanları barış (islam, esenlik, selamet, güven, emniyet) içinde yaşatmak için Allah tarafından gönderilmiştir…[1] Kişisel menfaatler ve dünyevi çıkarlar uğruna yaptığınız zulümleri, savaşları Allah adına yaptığınız söylemeyin bari… Allah’a iftira atmayın! Müslüman, Hristiyan ya da Yahudi olmanız ya da başkaca inançlar taşımanız sizi üst sınıf ve
(daha&helliip;)
Din konusunun iyi anlaşılması konu ile ilgili kavramların gerçek anlamlarının ve ifade ettikleri manalarının tam anlamıyla ortaya konulması ile mümkündür. Fakat maalesef dini kavramlar günümüze gelinceye kadar alabildiğince anlam daralmasına uğramış adeta sağından solundan kırpılarak artık tanınmaz bir hale gelmiş, indirgenmiş ve pratikte neredeyse işe yaramaz bir duruma sokulmuştur. Bu yazımda bazı önemli dini kavramlar üzerinde durarak bu kavramların gerçekte neye
(daha&helliip;)
DİNİ KAVRAMLAR ve ANLAM DARALMASI ÜZERİNE -1… Din konusunun iyi anlaşılması konu ile ilgili kavramların gerçek anlamlarının ve ifade ettikleri manalarının tam anlamıyla ortaya konulması ile mümkündür. Fakat maalesef dini kavramlar günümüze gelinceye kadar alabildiğince anlam daralmasına uğramış adeta sağından solundan kırpılarak artık tanınmaz bir hale gelmiş, indirgenmiş ve pratikte neredeyse işe yaramaz bir duruma sokulmuştur. Bu yazımda bazı önemli dini
(daha&helliip;)
Önceki yazılarımda şirkin mahiyetinden bahsetmiş şirkin ne olup olmadığı üzerinde durmuştum. Bu yazımda şirkin Kur’an ve gerçek din açısından neden en büyük zulüm olarak tanımlandığının üzerinde durmaya çalışacağım. Evvela bu konu klasik çerçevede/yorumlarda/gelenekte zaman içinde oldukça büyük bir anlam daralmasına uğramıştır ki şirkin arkasında yatan pek çok köklü mesele bu sayede görünmez oluvermiştir. Yani şirk “sanki basit ve sıradan birkaç
(daha&helliip;)
Yazımıza kaldığımız yerden devam edelim. Bir önceki yazımda şirkin tarifini yapmış ve şirkle ilgili bazı yanlış anlayışlara değinmiştim. Kısaca Şirk Allah’a ait olan bazı vasıfları insanlara ya da kutsallık atfettiğiniz bir takım nesnelere vermenizdir. Bu tanımdan hareketle ve kuran ayetleri ışığında şirkin ne olup olmadığını daha detaylıca irdeleyelim. Şirk nedir? Ne değildir? – Şirk ehli, heykellerinin, put adı verilen kutsallarının
(daha&helliip;)
Hani Lokman oğluna -öğüt vererek- demişti ki; “Ey oğlum, Allah’a şirk koşma. Şüphesiz şirk, gerçekten büyük bir zulümdür.” (Lokman Suresi, 13) Daha önce de bazı yazılarımda belirttiğim gibi evrenin en değerli bilgisi Allah’ın varlığıdır. Allah –onun varlığı- kainatı aydınlatan bir nurdur. Allah’ın olmadığı düşünülen bir evren tamamen karanlığa, anlamsızlığa, abesiyete, hiçliğe, zulme, kaosa gömülür. Onun olmadığı bir evrende hayatın bir anlamı
(daha&helliip;)