Popular Science dergisinden bazı notlar

Popular Science dergisinden bazı notlar

Popular Science Nisan sayısında bilim adamlarının Big Crunch şıkkı üstüne yeniden yoğunlaştıkları tekrar görülmekte. O sayıdan bazı notlar ve özetler.

***

Temple ve Smoller gördüklerimizi yanlış yorumladığımızı düşünüyor. Bulunduğumuz yerden her şeyin artan hızda bizden uzaklaşması yanılgı. Big Bang “yoğunluk dalgaları” adı verilen bir etki yaratmış olabilir. Başlangıçta oluşan bu dalgalar zamanla evrene yayılarak arkalarında daha düşük yoğunluklu dalgacıklar bıraktı. Bunlar milyonlarca ışık yılına yayılıp bazı galaksileri kuşattı. Bizim galaksimiz Samanyolu da böyle bir dalganın içine hapsoldu. Biz ilerlemeye devam eden bu dalganın içinden baktığımız için , dalganın tam önünde bulunan maddelerin dışa doğru itilmesini görüp; her şeyin bizden uzaklaştığını, dolayısıyla tüm evrenin her yerinde böyle olduğunu düşünüyoruz. Dalganın tam önünde bulunup dışa itilerek etrafa saçılan içerik de gördüğümüz uzak galaksi ve yıldızları oluşturmuş olabilir. Ve bu dalganın hiç dokunamadığı bölgeler de mevcut. Biz hareket eden bir dalganın içinde olduğumuz için onlardan uzaklaşıyor, bunu yanlış yorumluyoruz.

Geçtiğimiz yıllarda ortaya atılan bir alternatif yaklaşım da kozmolog Christos Tsagas’dan geldi. Aslında evrenin genişleme hızının kütle çekim etkisiyle azaldığını ama bizim bulunduğumuz bölgenin uzay-zamanda sürüklendiğini ve nihayetinde genleşmenin tamamen duracağını söylüyor. Ardından küçülmeye başlayacak ve içe çöküş evresi yaşanacak. Bu yaklaşımı yeni bir keşfe dayanıyor. evrenin bizim de içinde bulunduğumuz 2,5 milyar ışık yılına uzanan muazzam büyüklükteki bölgesinin, diğer yerlerine oranla daha hızlı hareket ettiği saptandı. Bu duruma “karanlık akış” adı verildi. Tsagas’ın teorisi evrenin genişleme hızının git gide yavaşladığı ama karanlık akışın bizi yanılttığına odaklanıyor; “öylesine büyük ölçekli bir karanlık akışın içindeyiz ki bu durum bulunduğumuz yerdeki uzay-zamanı hızla genleştiriyor. Ve biz de bunu görüp her yerde aynı durumun geçerli olduğunu sanıp, evrenin hızını arttırarak genişlediğini düşünüyoruz.” Süpernovalardan elde edilen bulgular da bu teoriyi destekliyor. Elde edilen veriler evrenin belli bir yöne doğru genişlemeyi tercih ettiğini gösterdi. Bu akış Yelken ve Erboğa takımyıldızlarına doğru gerçekleşiyor. Çin Bilimler Akademisi Teorik Fizik Laboratuvarı da bu belli bir yönde gerçekleşen genleşme eğilimini doğruladı ve tuhaf genleşme davranışının ardında karakteristik bir işaret olmalı denildi.
***

Özellikle ateizm gözlüğüyle bakan bilim insanlarını şaşkına uğratan sorular:

***

KARANLIK MADDE – KARANLIK ENERJİ İLİŞKİSİ Kendilerini ve beraberinde sırlarını da gizleyen bu iki tuhaf oluşum nasıl ortaya çıktı, nerden geldi, neden burdalar? Onları neden göremiyoruz? Hiçbirinin cevabı bilinmiyor. Bu da yetmezmiş gibi zaman içinde evrenin dengeli bir yapıya bürünmesine yardımcı olup yaşamın ortaya ortaya çıkabilmesine müsaade edecek şekilde, en doğru oranlarda bir araya gelmeyi başardılar.

EVREN NİYE BELLİ BİR YÖNÜ SEÇTİ? Evren, belli bir yöne doğru hareket etme eğiliminde. Güneş sistemimizin sürüklendiği yönden galaksilerin hareketine, spiral galaksilerin kollarından kozmik genleşmeye dek her şey tek bir yönü işaret ediyor. Gökbilimcilerin “şeytan ekseni” olarak adlandırdıkları bu tuhaflık, 2005 yılında çıkarılan kozmik mikrodalga arka plan haritasında açıkça görülüyordu. Büyük Patlama’nın ekosu olan ışıma haritası, her şeyin rastgele olduğunu görmeyi bekleyen bilim insanlarına belli bir yönü işaret edip büyük şaşkınlık yarattı.

İMKANSIZ DENGE: Ucu sivriltilmiş bir kurşun kalemi tam da sivri ucu yere değecek şekilde tutup, bir anda bıraktığınızda dümdüz bir şekilde dengede kalmasını sağalayabilir misiniz? Bunu başarsanız bile dengesini tekrar yitirmesi bir saniyeden uzun sürmez. Evren, zor kazanılan, kolayca yitirilen böyle bir kütle çekimsel dengeyi 13,8 milyar yıldır korumayı başarmış görünüyor.

UFUK PROBLEMİ Evren her yerde aynı ışınım sıcaklığına sahip. Aralarında muazzam mesafeler bulunan yerler neden birbirine bu kadar yakın sıcaklıklara sahip olsun ki? Ortak bir başlangıç noktasından doğdukları için sıcaklığın ortak bir özelliğe dönüşmesi beklenebilir. Ancak bunu koruması beklenemez. Tek bir koşulda beklenebilir, aralarındaki teması yani bilgi akışını korumaya devam ediyorlarsa.

HİGGS’İN MARİFETİ Uzay-zaman yapısı istikrarsız olabilirdi. Ve bu da bir anda çöküp her şeyi sonlandırabileceği anlamına gelir. Standart Model’e göre, istikrara sahip olmasını Higgs parçacığına borçluyuz. Ama onda da tesadüfi bazı özellikler var ki her şey pamuk ipliğine bağlıymış gibi gelişmiş görünüyor.

***

POPULAR SCIENCE TÜRKİYE NİSAN SAYISINDAN…


About the Author
Author

Leave a reply

Name (required)

Website