Kur`an Müminin Yol Arkadaşıdır

Değerli okurlar Yüce Kitabımız Kur`an insanı en güzel yola götürür. Yüce kitabımız Kur`an Peygamber efendimiz zamanından hep öndeydi. Sevgili Peygamber efendimiz Yüce Kur`anın yolundan hiçbir zaman ayrılmamışlardır. Maalesef Yüce kitabımız Kur’an bu gün çok gerilerden kalmıştır. Yüce Kur’anın önde olmadığı bir anlayışta Sevgili Peygamber efendimizi asla bulamayız. Çünkü o yüce insan Kendisini asla Kur’anın önünde göstermemişlerdir. Sevgili Peygamber efendimiz daima Kur’anın ardından yol almışlardır. Onun için Kur’anın hâkim olmadığı bir anlayıştan peygamber efendimizi görmek saflık olur. Bakınız Ehli kitaplıların Yüce Kur’ana gelmeyiş sebebini anlıyoruz onlar kendi Peygamberlerinden kendi kültüründen kopmamak için gelmemişlerdir. Gel gelelim bize peki, bize ne oluyor ki bizler Yüce kelamdan uzak duruyoruz bunu anlamak gerçekten çok güçtür. Bizlerde kendi anlayışımızdan kendi kültürümüzden kopmamak için Kur’ana bu yüzden uzak kalmaktayız. Tıpkı ehli kitaplılar gibi bizlerde kendi anlayışımızın doğruluğuna inanarak, güvenerek Yüce kelamdan büsbütün uzaklaşmış olduk. Bu günkü din anlayışımız sadece belli bir kültürün ve belli bir ideolojinin hizmetinden öteye gitmemektedir. Bu yüzden bu gün Yüce kitabımız okumaktan çok tapılan bir kitap olarak karşımızdan durmaktadır. Bunun nedeni bizler Yüce Allah’ın emirlerini tam olarak anlamadığımızdan dolayı meydana gelmektedir. Eğer bizler Yüce Allah’ın emirlerini tam olarak anlamış olsaydık başta şunu anlardık. Yüce Kitabımız tapılan bir kitap değil okuyup anlayarak ve anladıklarımızla Yüce Allah’a ulaşmak için gönderildiğini anlardık. İkincisi Yüce kitabımızı okuyoruz okumasına da okuyup da anlayan çok az insan var. Onlar için güzel sesli birisi okudu mu kulağa ne kadar hoş seda gelirse işte o kadar iyi okumuş ve o kadar makbule geçmiş olur düşüncesi hâkimdir. Bakınız o dili bilenler için gerçekten Kur’anın aslını okumak çok iyi olur, fakat o dili bilmeyenler için bu her ne kadar güzel olarak görünürse de Yüce Kur’ana göre bu doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü Yüce Allah’ın bizlerde istediği en iyi okuma onu okuyup anlamaktır. Sesi iyi veya kötü olmuş fark etmez Yüce Allah’ın yanında önemli olan onu hayatına tatbik edendir. Bu gün ise birçok müslüman kardeşimiz Kur’an okuyorlar okumasına da ama bir kelimesini anlamak yok, zaten anlamak içinde hiç çaba da harcamıyorlar. Peki, bir müslümana bunlar yakışır mı orasını bilmem benim bildiğim Yüce Allah bizlere emrederken okuyunuz anlayınız diye emretmektedir. Sevgili Peygamber efendimizin zamanından okunan Yüce Kur’anı müşrikler duymamak için elinden geleni yapıyorlardı. Yüce Allah onların davranışlarını bizlere şöyle bildirmektedir.

İnkâr edenler. Bu Kur’anı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın, belki üstün gelirsiniz dediler. Fussilet. 41/26
İşte Yüce Allah bu ayetle o müşriklerin Kur’an okunurken sergilediği davranışlarını dile getirmektedir. Müşrikler Kur’an okunduğu zaman onu duymamak için her türlü gürültü ve şamatayı yaparak onun duyulmasını ve Yüce Allah’ın emirlerin anlaşılmasını önlemek için çalışıyorlardı. Çünkü müşriklerde biliyorlardı Kur’anla baş etmek çok zordu. Çünkü Kur’an onların anlayacağı bir dilde geldiği için onlar Yüce Allah’ın ne emrettiğini çok iyi anlıyorlardı. Yüce Allah’ın emirlerini duyanlar ister istemez Kur’ana teslim olarak peygamberin safına geçiyorlardı. Bunu hazm edemeyen çevreler Kur’anı dinlememek için bu yola başvuruyorlardı, Bu gün ise Kur’anı susturmanın değişik bir yolunu denemektedirler. Bu güne kadar bize yol gösterenler Kur’anı okuyunuz anlamazsanız da çok sevap kazanırsınız diye Yüce Kur’anın okunup anlamasına âdete göz yummuşlardır. Buda Kur’anı susturmanın diğer bir adresidir. Çünkü Kur’anı okuyup anlamamak demek Yüce Allah’ın emirlerinden habersiz ve uzak kalmak demektir. Bunun anlamı Sevgili Peygamber efendimizin bizlere verdiği mesajı tam olarak anlamamak demektir. Bunun anlamı ise Kur’anı oku anlama ki sen yorumların peşinden gidesin demektir. Buda gösteriyor ki bizlerde iyi niyetimizden dolayı uzak kalmış olduk. Bu yüzden bu gün Kur’an dediğimiz zaman bizimle yol arkadaşlığı yapan kitap değil de ölülerimizi Kurtaran bir kitap olarak karşımızdan durmaktadır. Çünkü bizler Kur’anın bize ne emrettiğini tam olarak bilmediğimiz için atalarımızdan gördüğümüzü yapabiliyoruz. Eğer bizler Yüce kitabı okuyup ve anlasaydık Yüce kitabımız bizim bu dünyada yol arkadaşımızın olduğunu ölülere değil de dirileri bu dünyada kötülüklerden kurtarmak için gönderildiğini rahatlıkla anlardık. Zaten sevgili Peygamberimize de yol arkadaşlığı yapan da Yüce Kur’andı. Bu gün bize yol gösterenlerin hangi amaca hizmet ettiklerini bilmiyorum. Benim tek bildiğim sevgili Peygamber efendimiz daima Yüce Allah’ın rızasını gözetirlerdi, asla Yüce Kur’anın önünde kendilerini göstermemişlerdir. Daima Yüce Kur’anın gerisinde ve gölgesinden yol almışlardır. Maalesef bu gün ise dine çok farklı bir yaklaşım içerisindeyiz Bu gün Yüce kitabımız çok gerilerden kalmıştır. Kendisine sıranın gelmesi için ya ölümle pençeleşen ya da mezarlardan ölülerin üzerine okunmayı beklemektedir. Bu ise Yüce Kur’ana göre çok hatalı bir yaklaşım olmasına rağmen maalesef bu günkü Yüce Kitabın konumu budur. Bakınız Yüce Kur’anı mezarlardan okumanın yâda ölümle pençeleşenin üstünden okumanın hiçbir zararı yoktur. Benim itirazım Yüce Kur’anı bir ibadet kitabı olarak algılamamız hatalıdır. Yüce Kur’an bir ibadet kitabı değil bir yol göstericidir. Bizlere yol gösteren Yüce kitabı kendimize okuyacağımız yerden götürüp ölülerimize yol göstersin diye okuyoruz. İşte bu yaklaşımımız hatalıdır Yüce Kur’anın konumun bu olmadığını sizlere hatırlatmak isterim. Bakınız bizler bu güne kadar ölülerimizin üstüne okuduğumuz yasin süresinin yetmişinci ayetinde Yüce Allah bizlere şöyle emretmektedir.
(Bu) diri olanları uyarmak ve kâfirlere de azap sözünün hak olması içindir. Yasin. 36/70.
İşte Yüce Allah yasın süresinde bizleri böyle uyarmaktadır. Bu ayette baktığımız zaman Bu Yüce kitap ölülere değil dirileri uyarmak için gönderildiğini bizlere bildirmektedir. Bu güne kadar yasin süresini ölülerin üstüne okuyanlar Kur’anı kendi dili ile öğrenmiş olsalardı ölülerine yinede okurlarımıydı acaba. Hayır, zannetmiyorum çünkü Yüce Kitabımızın konumu bu dünyada yaşayanlara yol arkadaşlığı yapmak için gönderilmiştir. Bizlerde bu yol arkadaşımızı terk edip Yüce kitabımızla ilişiğini kesmiş olanlara götürüp okumak ne derece doğru olduğunu varın siz karar veririniz. Bakınız bir insan yaşadığı sürece Kur’anla arkadaşlık yapabilir. Bunu yapmamışsa öldükten sonra artık yol arkadaşlığı bitmiştir. Artık o kimseye Kur’an yol göstermez. İşte tüm müslümanların bunu anlamasını istiyorum. Maalesef bizler bu konulardan çok uzaktayız. Çünkü bizler, okuduğumuz Yüce Kur’anı anlamazsak da olur nasıl olsa Yüce Allah anlıyor hesabı içerisinden hareket ederek bu anlayışla okuyoruz işte bu yaklaşımımız doğru bir anlayış ölçüsü değildir. Saygılarımla haydar akgeyik.
,

Yazar : HAYDAR AKGEYİK

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website