( Ebu Tufeyl diyor ki; Muaz b. Cebel radiyellahu an şöyle dedi: “Tebuk sava¬şında Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem ile bir¬likte çıktık. Öğle ile ikindiyi bir, akşam ile yatsıyı da bir kılardı. «Neden böyle yaptı? » dedim. Dedi ki; «Ümmetini sıkıntıya sok¬mak istemedi. »)
(İbni Abbas (RA) dedi ki; “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem yolculuk halinde iken öğle ile ikindiyi birleştirirdi. Akşamla yatsıyı da birleştirirdi”)
(Hadisin ravisi Saîd b. Cübeyr diyor ki, İbni Abbas’a, “Onu buna zorlayan neydi? ” diye sordum. Dedi ki: “Ümmetini sı¬kıntıya sokmamak istedi. )
(İbni Abbas (R. Anhüma) şöyle dedi: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem öğle ile ikindiyi ve akşamla yatsıyı birleş¬tirdi. Ne korku vardı, ne yolculuk. )
(İbni Abbas (R. Anhüma) şöyle dedi: “Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem Medine’de öğle ile ikindiyi birlikte kıldırdı. Ne korku vardı, ne yolculuk. )
(Hadisin ravilerinden Ebu’z-Zubeyr dedi ki, Saîd b. Cubeyr’e, ”O bunu niye yaptı? ” diye sordum. Dedi ki; İbni Abbas’a senin bana sorduğun gibi sordum, şöye dedi; «İstedi ki, ümmetinden kimseye sıkıntı vermesin. »)
(Müslim’in ibni Abbas’tan yaptığı bir diğer rivayet şöyledir: “Biz Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanında iki namazı birleşti¬rirdik. )
Değerli arkadaşlarım hemen bu sözleri kuran ile karşılaştıralım bakalım bu sözleri gerçekten peygamberimiz söyleyebilir mi, yani Rabbim in kuranda beş vakit namaz emri var idiyse, bunu peygamberimiz birleştirerek kılınmasını emreder mi? Hemen kurandan bazı ayetleri hatırlayalım daha sonra yazacaklarımız içinde lazım olacak.
(Hakka Suresi 44; Eğer bazı lafları bizim sözlerimiz diye ortaya sürseydi, 45 Yemin olsun, ondan sağ elini koparırdık. 46 Sonra ondan can damarını mutlaka keserdik. ) (Meryem Suresi 64. Biz sadece Rabbinin emrini indiririz/biz ancak Rabbinin emriyle ineriz. Önümüzdeki, arkamızdaki ve bunlar arasındaki her şey O`nundur. Rabbin asla unutkan değildir. ) (Enam sur. 38: …… Biz bu Kitap`ta, herhangi bir şeyi ne eksik bıraktık ne fazla yaptık. Onlar, sonunda Rableri önünde hasredilirler. ) (Nahl Suresi 64. ayet; Bu Kitap`ı sana yalnız şunun için indirdik: Hakkında ayrılığa düştükleri şeyi onlara iyice açıklayasın ve Kitap, iman eden bir topluluk için kılavuz ve rahmet olsun. ) (Kehf Sur54. ayet; Yemin olsun, biz, bu Kuran`da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır. )
Yukarıda yazdığım ayetleri önce biraz açalım. Peygamberimizin Yaratanın lafı diye hiçbir sözü bizlere aktarmasının mümkün olamayacağını önce kesinlikle bilelim, çünkü dikkat edin böyle bir şey olsaydı canını alırdık diyor Allah. Devamındaki ayette de Rabbimin asla unutkan olmadığını ve devamında da kuranda hiçbir şeyi ne eksik nede fazla olduğunu hatırlatmasını yapıyor. Daha sonraki ayetler ise kitabın indiriliş sebebini söylüyor ve ayrılığa düştükleri şeyi onlara açıklaman için indirdiğini belirtiyor. Yaradan yemin ederek kuranda her türlü örneği değişik ifadelerle anlattığını da söylüyor. Biran düşünelim bahsettiğimiz ve de tartışılan bu konu acaba neden kurandan aranmıyor da başka kitaplarla açıklanmaya çalışılıyor dersiniz? Yukarıdaki hadisleri şimdide düşünelim. Kuranda Rabbim beş vakit namazı emretmiş ise acaba bu vakitler insanları sıkıntıya sokuyor da bunu peygamberimiz mi düşünüp (hâşâ) namazları cem ediyor birleştiriyor ve de yazılan o sözü söylüyor dersiniz. (Ümmetini sıkıntıya sok¬mak istemedi. ) Rabbim sen affet bizleri. Yukarıdaki hadisleri okuduğunuzda yalnız savaş halinde değil, yolculukta hatta ne yolculuk nede korkunun olmadığı zamanlarda da namazlarını üç vakitte birleştirdiğini söyleyenler var. Değerli dostlar düşünebiliyor musunuz tüm bunları uygulayan peygamberimize sorduklarında aldıkları cevap sizce de ilginç değil mi? (İstedi ki, ümmetinden kimseye sıkıntı vermesin. ) aslında bu yazılar ve sözlerden gerçekten çok şeyler çıkartılır ama bunu yorumsuz bırakmak istiyorum, çünkü her kez de akıl var, elimizde de kuran, okuyalım kararımızı verelim.
Yüceler yücesi rabbim namaz konusunu anlatırken vakitli kılınan bir ibadettir diye bahseder, vakti girdiğinde de kılmamız tavsiyesinde bulunur. İşin en ilginç olanı da savaş halinde bile namazımızı bırakmamızı istemeyip yalnız kısaltmamız emrini örnek vererek anlatır. Şimdide kurandan bu ayetlere bakalım acaba peygamberimiz Rabbim in emrettiği vakitli kılınması gereken zamanları birleştirebilir mi, yoksa zaten birleştirdikleri kuranın emrettiği vakitler mi? Cevabı yine siz bulacaksınız ayetleri okuyunca.
(Nisa sur. 101: Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman kâfirlerin size kötülük etmelerinden endişe ederseniz, namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur. Şüphesiz kâfirler, sizin apaçık düşmanınızdır. )
(Nisa suresi 102: Sen içlerinde olup da onlara namaz kıldırdığın vakit, içlerinden bir grup seninle namaza dursun; silahlarını da alsınlar. Bunlar secdeye varınca, diğerleri arkalarında beklesinler. Sonra namaz kılmamış olan diğer grup gelip seninle birlikte kılsınlar. Dikkatli olsunlar, silahlarını yanlarına alsınlar. Kâfirler isterler ki, silahlarınızdan ve teçhizatınızdan habersiz olasınız da üstünüze bir çullanışla çullanıversinler. Eğer yağmurdan gelen bir sıkıntı varsa yahut hasta-yaralı iseniz silahlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Ama tedbirinizi alın, dikkatli olun. Allah, kâfirler için rezil edici bir azap hazırlamıştır. )
(Nisa sur. 103: Korku halindeki namazı tamamlayınca, artık Allah`ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda, namazı tam bir biçimde yerine getirin. Namaz, müminler üzerine vakti belirlenmiş bir farz olmuştur. )
Yukarıda yazdığım ayetleri okuduğumda sefere çıktığımızda, savaş halinde ve de korku yani tehlike altındayken dahi yaradan namazlarımızı birleştirin demiyor lütfen dikkat edin, bu durumlarda namazı kısaltmanızda size bir günah yoktur diyor. Ayrıca da bu durum geçtikten sonra namazlarımızı tam bir biçimde yerine getirin diye de açıklık getiriyor. Nisa suresi 102 ayette bence ibretler var ama biraz düşünene. Savaş hali bir insanın en zor halidir, dikkat edin bu durumda dahi bizlerin namazı terk etmeyip kısaltmamızı emreden yaradan, acaba yukarıda yazdığım hadislerde belirtilen koşullarda namazlarımızı birleştirmemize müsaade eder miydi, bu ayetler açık ve net dururken. Peygamberimiz bu ayetler varken acaba kuranın farz kıldığı vakitlerden hiç vaz geçmiş mi dersiniz? Yazının tamamını okursanız çok ilginç bir saptama da dikkatinizi çekecektir. Örneğin cem edilen namazların hepsinde bir mutabakat var. Yani hiç kimse verdiği örneklerde peygamberimizin akşam namazı ile sabah namazını cem ettiğini söylemiyor, Ya da sabah namazı ile öğle namazını birleştirdiği örneğini de veren yok.
Bu yazımda kendi düşüncemi bu sefer açıkça yazmak istemiyorum. Geleneğin günümüze kadar bu konuda inandığı hadisleri ve de Rabbim in kurandan ayetlerin bir kısmını yazdım. Karşılaştırmak ve de karar vermek sizlere düşüyor. Biraz düşünmeyle Rabbim in yolunu ve anlatmak istediğini bulacağımızdan kuşkum yok. Yaradan peygamberinize uyun der birçok ayetin de, çok doğru bakın onun uygulamalarından, tartıştığımız konuya cevap bile bulabiliyoruz biraz düşündüğümüzde şükürler olsun. Rabbim yardımcımız olsun. SAYGILARIMLA Haluk GÜMÜŞTABAK
Yazar : Haluk Gümüştabak