KURANA BAKIŞ AÇIMIZ NASIL OLMALIDIR….

Değerli arkadaşlarım bugün sizlerle İslamı anlayış ve yaşayışımız da ki yanlışlığın, kurana ya hiç bakmadığımız ya da bizlere öğretilenler doğrultusunda baktığımız için, nasıl kuran ekseninde ve doğrultusunda olmadığımızı, kuran ayetleri ile anlatmaya çalışacağım. Şunu hiç unutmamalıyız ki Rabbim bizleri bakın nereden imtihan edeceğini, nereden sorumlu olduğumuzu açıkça söylüyor.


(Zühruf Suresi 44: Gerçek şu: Bu Kuran sana ve toplumuna elbette ki bir hatırlatıcı/bir düşündürücü/bir şeref/bir öğüttür. Bu kitaptan sorumlu tutulacaksınız. ) Şimdide sizlere yine bir ayeti daha hatırlatmak istiyorum. (Ankebut Sur. 51: Karşılarında okunup duran bir kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda, inanan bir toplum için elbette ki bir rahmet ve bir öğüt vardır. )

Bunlara benzer birçok ayet var ama biz yalnız ikisini alarak, bizlere kuran dışından söylenenlerle bir karşılaştıralım bakalım gerçekten bizlere söylenen ve de bizlerin doğru olduğunu sandığımız sözler kurana uyuyor mu?

Ben Diyanet İşleri başkanlığına bir soru sormuştum, dedim ki kuranı Türkçe mealinden okuyorum dinimi ve İslamı buradan öğrenebilirmiyim? Bana verdikleri cevap doğrusu ilginçti sizde bakın bakalım bu iki ayete uyuyor mu? ( Kuranı Türkçe mealinden okuduğunda her şeyi orada bulamazsın, çünkü kuran da her şey yoktur. Kuran özet bilgiyi içerir. Eğer İslamı anlamak ve uygulamak istiyorsan peygamberimizin hadisleri ve fıkıh kitaplarından faydalanmalısın ve okumalısınız. ) Ama ben Arapça bilmiyor ve okuduğumda anlayamıyorum dediğimde ise yine verdikleri cevap şöyle oldu. ( Kuranı Türkçe mealinden okuduğunuzda bilgi sahibi olursunuz, eğer sevap kazanmak istiyorsanız Arapçasından okumalısınız, anlamını bilmeseniz de Allah size sevap yazacaktır. )

Değerli arkadaşlarım size yazıma başlarken iki ayet örneği vermiştim, orada Allah sizleri bu kitaptan yani kurandan sorumlu tutuyorum diyor ve diğer ayetinde de, kuranı yeterli görmeyenlere kızgınlık ifadesi ile karşılarında okunan kuran onlara yetmiyor mu diye nasıl seslendiğini görmektesiniz. Ama tüm bu ayetleri bizler hiç okuma gereği duymadığımız için, söylenenlere uymayı yani kurana uymak yerine beşere uymayı seçmişiz. Doğrusu anlamını bilmeden Rabbin ne istediğini nasıl anlayacağımı ve ayetlerin sonunda nasıl düşüneceğimi ve de uygulayacağımı anlamak mümkün değil. İşte kendisi düşünmeyen, başkalarının düşünmesi ile güdülen bir toplum böyle yaratılmıştır. Bu zinciri artık lütfen kıralım, yoksa başımıza daha çok musibetler gelir ve altında inim inim inleriz, bu durumda kimsenin şikâyet etmeye de hakkı olamaz. Sizce Yüceler yücesi Rabbim imtihan edeceği kitabı açıklamasına rağmen, mahşer günü bizleri ciltlerce dolusu beşerin yazdığı kitaplardan mı imtihan edecek dersiniz? Yaradan kuran için ne diyordu ayetinde? (hatırlatıcı/bir düşündürücü/bir şeref/bir öğüttür. ) Ama bize İslamı anlatanlar Rabbim in öğüt dediği kitap için özet bilgidir deme cesaretini gösterebiliyorlar. Yani hâşâ Rabbim iyice açıklayamamışta beşer mi açıklamış kuranı? İşte kurana şirk koşmak budur dostlar. Rabbim bu insanları asla affetmeyecektir.

Yaradan kuran için bakın yemin ederek ne diyor ve de tekrarlıyor aynı konuyu:
(Kamer Suresi 17. Andolsun biz, Kuran`ı öğüt almak için kolaylaştırdık. Öğüt alan yok mudur? Kamer Suresi 22: Yemin olsun ki, biz, Kuran`ı öğüt ve ibret için kolaylaştırdık. Fakat düşünen mi var? )

Değerli arkadaşlarım Rabbim bu kuranı öğüt ve ibret almanız için kolaylaştırdım diyecek ve de aynı konuyu tekrar tekrar söyleyecek, daha sonrada birileri çıkacak bu kitapta her şey yoktur bu kitap özet bilgidir diyenlere de bizler inanacağız? Sizce rabbim bu sözleri söylüyorsa bizler söylenenlere inanmalı mıyız dersiniz? Yani Yaradan ben bu dini sizler için kolaylaştırdım ve de bu kitaptan hesaba çekeceğim diyecek, ondan sonrada kuranda geçmeyen ve hakkında hiçbir hükmü yazılı olmayan bir konuda bizleri sorumlu tutup hesap soracak. Sizce bu Rabbim in adaletine koskoca bir saygısızlık değildir de nedir dersiniz? Yaradan kuranda açıklamadığım hiçbir konuda konuşmanızı bile haram kılıyorum diyor bakın ayetinde. (Araf suresi 33. ayet; De ki: Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günahı ve haksız yere sınırı aşmayı, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi, Allah`a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır. ) Rabbim bu kadar açık ayet indirmesine rağmen kuranda her şey yoktur kuran özet bilgidir diyebiliyorlar. Ayrıca Yaradan hakkında hiçbir delil indirmediği halde, birçok konuyu da haram kılıp bizlere de bu Allah katındandır deme cesaretini gösteriyorlar, hakkında hiçbir delil indirmediğimiz bir şeyi konuşmanızı haram kılıyorum demesine rağmen. Bu Rabbim e açık bir isyan ve itaatsizliktir çok açık ve net. Bakın Yaradan ayetleri çok açıkça bizlere ilettiğini ayetinde nasıl söylüyor. ( Enam sur. 55. ayet: İşte biz, ayetlerimizi bu şekilde ayrıntılı kılıyoruz ki, günaha sapmışların yolu açık-seçik ortaya çıksın/günaha sapmışların yolunu açık-seçik göresin!) Sizce bu kadar açık ayetler dururken, günaha sapmışların yolunu bulabilmeleri için ayrıntılı gönderiyoruz ayetleri diyorken, hala nasıl olurda kuranda her şey yoktur, kuran özet bilgidir diyebiliyoruz? Ayrıca söylenen ve de iftira atılan bir konuda kuranı herkesin anlayamayacağı konusu. Rabbim hem anlaşılması için, doğru yolu bulmanız için ayetleri açıkça ve de ayrıntılı gönderiyorum diyecek, daha sonrada bu kitabın anası olan muhkem ayetleri, bizler anlayamayız onları veli kişiler, özel insanlar anlar ve bize anlatır diyenlere de inanacağız. Sizce araya aracı koymayın diyen Rabbim ve de bizleri hesaba çekeceğini söylediği kitabı bizlerin anlayamayacağı bir şekilde gönderip başkalarına mı muhtaç eder dersiniz? Hani bizde ruhban sınıfı yoktu, bu şekilde davrandığımızda bizi Allah yolunu gösteren, kuranı açıklayan bir ruhban sınıfı yaratmış olmuyor muyuz sizce? Elbette herkesin anlayışı aynı değildir, birbirimize bilgi aktarması yapabiliriz, hatta çok daha akıllı insanlara da ihtiyacımız vardır. Ama bunlar kuranın hiç bahsetmediği şeyleri din diye anlatmadan izah etmeleri şartıyla. Günümüzde kuran dışından öğretilenleri kuranda bulamadıklarında, ayetlerde geçen kelimelerin anlamları aslında budur, ya da aslında bu kelimeyle Rabbim kelimenin gizli anlamı olarak şundan bahsetmek istiyor gibi, asla kurana uymayan hatta ona şirk koşan düşünceleri bizlere adapte etmişlerdir. Rabbim ayetleri açıkça gönderdim diyor da, (Kehf Sur54. ayet; Yemin olsun, biz, bu Kuran`da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır. ) her şeyden örnekleri değişik ifadelerle anlattığını da açıklıyorsa, Rabbim kelimelerin ardından gizli anlamlar asla vermez. Ayetlerde hem açık ve net diyecek hem de Rabbim kelimelerin ardından gizli anlamlarla bizlerle adeta bilmece oynayacak, bunun mümkün olmadığını ayetler söylüyor.

Düşünün lütfen bir yazımda başörtüsü ve kadının ay hali konusunu örnek vermiş ve de kuranda asla bahsedilmediğini söylemiştim. Bu konulara delil arayanlar ise, başörtüsüne delil, örtülerinizle göğsünüzü örtünüz emrinde geçen örtü kelimesine başörtülerinizle göğsünüzü örtünüz olarak çevirerek başörtüsünü Allah emri olarak kuran emri olarak göstermişlerdir bizlere. Rabbim insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler onuna koyduk türü birçok ayeti görmezden gelerek bunu yapmışlardır. Yaradan eğer kadın saçının örtülmesini emretseydi kadın saçı namahremdir örtmelidir derdi. Göğsün örtülmesi emrinde geçen bir kelimeye gizli bir anlam vererek anlatmazdı. Çünkü ayetlerinde ben emirlerimi açık ve detaylı veririm diyor. Yine verdiğim örnekte kadın regli halinde ibadet yapamaz bilgisine delil olarak, Yaradanın kadın bu durumdayken cinsel birleşme yapmayın, ancak temizlendikten, yıkandıktan sonra cinsel birleşme yapın ayetinde geçen, bakın burada yıkandıktan sonra diyor demek ki bu durum cünüplük haliymiş, o zaman bu durumda namaz kılamaz, oruç tutamaz diyenlere ne yazık ki inanmışız, sebebi de kuranı anlayarak hiç ama hiççç okumadığımız için. Rabbim söyleyemezmiydi regli halinde ibadet yapmayın diye? Hani her örneği vermişti ne oldu bu ayetlerin hükmüne. Hani kuranın bir ayetine bile iman etmez ve de kabul etmez isek, tam iman etmiş olmayız ayetleri ne oldu? Farkında mıyız dostlar onlarca belki de yüzlerce ayetin hükmüne farkında olmadan iman etmiş olmuyoruz.

Rabbim Cuma namazı ile ilgili ayetinde bakın nasıl sesleniyor bizlere. ( Cuma sur. 9: Ey inananlar! Cuma günü, namaz için çağrı yapıldığında, Allah`ı anmaya/Allah`ın Zikri`ne koşun! Alış-verişi bırakın! Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır. ) Ayet e lütfen dikkat edin, Rabbim Ey inananlar çağrıldığında gidin diyor, ama bizler kadınlarımızı eve kapatmayı ve de bunu dine uydurmayı öyle başarmışız ki kurana uymak yerine kuranı kendimize uydurup, aslında Cuma namazı erkeğe farzdır kadına sünnettir deme cesaretini gösterebilmişizdir. Herhalde inananlar sözünden yalnız erkeğe hitap ettiğini kabul edip, kadını erkeğin emrinde zihniyetiyle rabbin koymadığı bir hükmü koymuşlardır. Yapılan bu yanlış uygulamanın neticesinde İslam düşmanları şu soruyu sormuşlardır bu durumda. Kuran erkeklere hitap ediyor kadınlara değil. Hâşâ tabii ki öyle değil, ama insanların yanlış uygulamaları ve kendi menfaatleri doğrultusunda ayetlerle oynamaları, bu yanlışlıkları düşünmeyi tetiklemiştir. Allah sebep olanları affetmeyecektir.

Yazdığım yazılara bazı arkadaşlarım sitemle cevap veriyor ve de peygamberimizin sünneti ne olacak, hadisler ne olacak o zaman diyorlar. Onları kabul etmiyor musunuz yani, türü serzenişler alıyorum. Peygamberimiz bizlere sizlere kuran yeter dediği şu sözü hiç unutmuyorum. (Allah’ın elçisinden sözlerini yazmak için izin istedik, bize izin vermedi. Tirmizi, Es Sunan, K. İlm 11 )( Biz hadis yazarken Hz. Peygamber yanımıza geldi ve “Yazdığınız şey nedir? ” dedi. “Senden işittiğimiz hadisler” dedik. Hz. Peygamber: “Allah’ın kitabından başka kitap mı istiyorsunuz? Sizden evvelki milletler Allah’ın kitabı yanında başka kitaplar yazdıkları için yoldan çıktılar. ” El Hatib, Takyid 33 ) İşte bu hadisler ve bu sözler bizler için örnek olan o güzel peygamberimizin sözleridir. Bizleri yalnız ve yalnız kurana yönlendirmesi kuran ayetleri ne kadar da ölçüşüyor. Peygamberim çok özel bir insandı, ona ayaklı kuran da derlerdi, çünkü yaşamı, davranışları kurana göre olur insanlarla ilişkileri de bizlere her zaman örnek teşkil etmiştir. Bizler onun yaşantısını kesinlikle örnek almalı ve onu kendimize bir örnek olarak seçmeliyiz. Ama günümüzde yapılan yanlış uygulamalarda olduğu gibi onun bıraktığı sakalda, yada uzun saçında, sevdiği yemeklerde, özel zevklerinde, giydiği mahalli kıyafetlerde İslamı aramak yerine, onun insanlara davranışındaki ve adalet anlayışındaki örnekleri kendimize rehber almalıyız. Bakın Rad suresi 19 ayetinde kimler kuranı anlayabileceğini söylüyor. (Sadece aklı ve gönlü işleyenler düşünüp ibret alır. ) Nisa suresi 82. ayetinde yine aynı konuya bakın nasılda vurgu yapıyor Allah. ( (Kuran`ı, iyice okuyup düşünmüyorlar mı? ) Demek ki kuranı aklıyla, gönlüyle düşünen ibret alabiliyormuş. Ama siz kurandan hüküm çıkaramazsınız, kuranı her kez anlayamaz, sözleri kulaklarımdan hiç çıkmıyor, bunları yıllarca bizlere söyleyenler hesabı mutlaka Rabbim e vereceklerdir.

Sayın arkadaşlarım eğer hem bu dünyada hem de Rabbin huzurunda aldanmak ve de imtihanda başarılı olmak istiyorsanız, kuranı anladığınız dilden defalarca okuyun. O zaman gerçekleri anlayacaksınız. Kuranı hiçbir tesir altında kalmadan okuyunuz, Yaradan sizler için kolaylaştırdım dediği dini, bahsedilmeyen konularla zorlaştırmayınız. Sizleri bu kitaptan hesaba çekeceğim, bu kitaptan sorumlusunuz diyen Rabbim acaba bu kitap tan değil de başka kitaplardan mı hesaba çeker sizce. Buna inanmak Rabbime açıkça ihanettir. Huzura gittiğimizde bize böyle öğrettiler diye kendimizi savunmamız mümkün olmayacaktır. Babanın oğluna faydası olmadığı o zaman gelmeden lütfen gerçek İslamı ve kuranın ayetlerini öğrenelim ve de bizlere dışarıdan öğretilenleri onun süzgecinden geçirelim, süzgeçten geçenleri elbette alalım ev kabul edelim. Her doğru bilgi her kurana uyan sözler ve davranışlar bizler daha çok Rabbim e ulaştıracaktır. Rahman yolumuzu açık etsin. Gözlerimizdeki perdeyi, gönlümüzdeki ve kulaklarımızdaki mührü kaldırsın da gerçekleri görebilelim. Sonsuz

SAYGILARIMLA
Haluk GÜMÜŞTABAK

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website