Türban (Başörtüsü)

Türban (başörtüsü) yüzünden ortaya çıkarılmış gruplaşma neredeyse herkesi etkilemiş, insanlar birbirleriyle olan konuşmalarında mutlaka karşıdakini iki taraftan birine koyup, kafasında ona değer biçme mantığıyla hareket etmektedir.


Mesela ben, Kuran’da türban (başörtüsü)’ın geçmediğini bilerek, dini bir uydurma olduğunu düşündüğüm için türban (başörtüsü)’a karşı; insanların temel hak ve özgürlüklerinden biri olan kılık kıyafetle ilgili sınırlamanın anlamsız ve despot olduğuna inandığım için türban (başörtüsü)’ı savunur bir tutumdayım.

Biraz daha açarsam, Kuran’da geçmeyen bir maddenin bu kadar büyütülüp dinin sanki temeliymiş gibi yansıtılması oldukça düşündürücüdür. Geleneklerle ve uydurma hadislerle dine sokulmuş türban, türkçeye yapılan Kuran çevirilerinde bile etkili olmuş, mealleri çevirenler arapça “Örtü”(Hımar) kelimesini, geleneğin de etkisiyle başörtüsü diye çevirmişlerdir. Hakkında bunca yaygara koparılan, bunca sıkıntı yaşanan ve insanları ikiye bölen dinsel bir olgunun aslında dini bir uydurma olduğu gerçeğini ne kadar da anlatsak, uğruna yapılanların çokluğu, savunanları ikna etmeye yetmeyebilir. Ama umarım gerçek bir Kuran araştırmasıyla herkes doğruyu bulabilir.

Tabiki, aslında temel sorun dini anlamada hangi yöntemi kullandığımızdır. Allah’ın kitabının yanında diğer kaynakları Allah’ın bozulmamış ve öz olan kitabıyla aynı kefede değerlendirirsek, ortaya çıkan tabloda türban (başörtüsü) vazgeçilmez olabilir. Dolayısıyla bilinçli bir şekilde değerlendirme yapılıp, inananlardan Tanrı’nın tek talebi olan Kuran kaynak edinilmeli, kararlar verilirken O, baz alınmalıdır.

Ayrıca türban (başörtüsü) tartışmasında ortalığı karıştıran ve din düşmalıklarını insanlara aşılamaya çalışan gruba karşı birşeyler yapma isteğim beni belli yerlerde türbanı (başörtüsü) savunmaya itebiliyor. Çünkü konu üzerinden ortaya atılan tartışmalarda dine karşı tavır alınması, dinin antipatik ve cahilerin işi gibi gösterilmeye çalışılması bu noktada din düşmanlarının türbana (başörtüsü) karşı olan tarafta toplanması yüzündendir.

Sonuç olarak bütün bunları söylediğim bir arkadaşım beni hangi gruba koyacağını şaşırmakta, kafası karmakarışık olmaktadır. Çünkü beyni, ya siyah ya beyaz ilkesine göre çalışmak için koşullandırılmış, ara renklerde aynı bilgisyarların çalışma prensipleri gibi hata (error) vermektedir. İşte karşı olduğum nokta… işte gerçek cehalet…
Savunan ve savunmayanların oluşturduğu kutuplaşmış, cehalet dolu bu tablodan ne kadar uzak durabilirsem o kadar şanslıyım…

Yazar : fatih

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Comments (3)
Leave a reply

Name (required)

Website