‘‘İslam her şeyden önce insan olmaktır.
Çünkü din insanlık için gelmiştir.
Eğer insansanız; o din sizi, sizin insanlığınızı korur ve geliştirir.
Eğer insan değilseniz, insanlık vasfını kaybetmişseniz; dinin size verebileceği hiçbir şey yoktur.

Çünkü o zaman din sizi evvela insanlığa davet edecektir.
Sonra da sizin insanlık vasfınızı koruyup sizi geliştirmeye talip olacaktır.
Çünkü İslam, her şeyden önce insanlığın muhafazası, zarfıdır.
Yine İslam insanın aklı, ilmi ve imanı; şahsında ve toplumsal hayatında bütünleştirmesi demektir.

İslam aslında dünyalılık ve evrenselliktir. Bu dünyalılık ve evrensellik, kozmopolitizm demek değildir. Ahlakımızı, kültürümüzü, inancımızı ve medeniyetimizin değerlerini reddedelim, evrensel bir dünya kültürünün içinde eriyerek dünya vatandaşı olalım anlamında değildir.

Dünya vatandaşlığı aslında bir ütopyadır.

Kardeşlik ayrı bir şey, dünya vatandaşlığı ayrı bir şey.

İslam, insanların kültürel, etnik ve milli farklarını muhafaza etmeleri şartıyla cihanşümul kardeşliği tesis etmelerini ve takva, hayır, barış, ilim ve irfan yolunda birbirleriyle yarışmalarını istemektedir..

İslam, medeniliktir, medeniyettir, aydınlıktır ve aydınlığın yoludur.
İslam, darü’s-selamdır, selam yurdudur. Huzurun barışın, evrensel birliğin ölümsüz çağrısıdır…

İslam, nefes aldığımız havadır. İçinde yaşadığımız bilgi ve irfan denizidir.
Gönül gözümüzün ışığı, ruh ağacımızın toprağı ve hayat suyumuzdur..
İslam, evrenin ruhu, fıtratın aklıdır.

İslam, Allah’a ve insanlığa adanmış birey ve toplum olmaktır.
İslam, sorumluluk duygusu ile hayatı yalnız Allah için yaşamak ve O’nu görür gibi ibadet etmektir.

İslam, varlığı ve yokluğu, hayatı ve ölümü kendimizi ve Rabbimizi idrak ettiğimiz aklımız; O’nunla yaşama bilincine sahip olduğumuz ölümsüz ruhumuzdur… ’’

Selam ve saygılar..