Kadınlar, oğullar, binekler …

Kadınlara, oğullara, altın ve gümüşten oluşturulmuş yığınlara, salma atlara, davarlara ve ekinlere tutkunlukların sevgisi, insanlar için süslenip püslenmiştir. Tüm bunlar geçici-iğreti hayatın nimetidir. Allah`a gelince, varılacak yerin en güzeli onun yanındadır.
3- Ali İmran Suresi 14

Yukarıdaki ayeti her okuduğumda nasıl da bu dünya için yaşadığımızı, yalnızca bu dünyaya yönelik hedefler amaçlar uğruna çalıştığımızı farkediyorum bir kez daha. Allah, Ali İmran Suresinin 14. ayetinde, bize açıkça “siz karşı cinsi, çocuklarınızı, altını, parayı, binekleri, arabaları seviyorsunuz, bu dünya nimetlerinin peşinde koşup duruyorsunuz” diyor. Tüm bu nimetlerin bizi kandırabilmek için süslenip püslendiğini, bize albenili gösterildiğini söylüyor. İşte işin imtihan olan kısmı da tam burada başlıyor. Bize böylesine güzel görünen bu nimetler bizleri kolaylıkla kandırıyor. Tüm hayatımızı onlar etrafında şekillendirmeye, sahip olduklarımızı- zamanımızı, enerjimizi- onları elde etmek için harcamaya yönlendiriyor bizleri. Oysa bunlar hep gelip geçici nimetler. Ölüm ile birlikte birden kaybolacak olan nimetler. Peki kalıcı olan ne? Kalıcı olan kuşkusuz sonsuz ahiret yurdudur. Yukarıdaki ayette “Allah’ın yanında” şeklinde tanımlanan sonsuz ahiret yurdu. Öyleyse gerçek mümin orası için çalışmalıdır, bu geçici dünya için değil.

De ki: “Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, kabileniz/menfaat çevreniz, elde ettiğiniz mallar, kesadından korktuğunuz ticaret, hoşunuza giden konutlar sizin için Allah`tan, resulünden ve Allah yolunda cihattan daha sevimli ise artık Allah, emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah, yoldan ayrılmış bir topluluğu doğruya ve güzele kılavuzlamaz. ” 9- Tevbe Suresi 24

Tevbe Suresi 24. ayette ise Allah ailelerini, malı-mülkü, ticareti, para kazanmayı Allah’a, Allah’ın dinine, Allah’ın peygamberine, Allah yolunda çalışmaya üstün tutanları “yoldan ayrılmış topluluk” olarak nitelendirmektedir. Bu ayette açıkça belirtilmektedir ki bırakın malı-mülkü parayı-pulu, ailelerimiz bile bizler için Allah’tan, Allah yolunda çalışmaktan daha sevimli olmamalıdır.
Öyleyse bir mümin için tek gerçek vardır, o da Allah ve onun dinidir. Gerçek mümin hayatını Allah’ın dinine adamalıdır. Gerçek yurdun sonsuz ahiret yurdu olduğunu, bu hayatın gelip geçici olduğunu unutmamalı, sahip olduğumuz en güzel dünyevi nimetleri bile burada bırakıp gideceğimizi anlamalı, Allah rızası ve cennet için çabalamalıyız. İbadetleri ileriki yaşlara ertelemeden Allah’a gereğince kulluk etmeli, Allah’ın dinini insanlara öğretmek, onlara da örnek olabilmek için çabalamalıyız. İşe giderken oruç tutmak çok zor oluyor, emeklilikte daha rahat olur, şimdi koşuşturma içinde namaza vakit bulamıyoruz emeklilikte bol bol vaktimiz olacak, hele bir 70 yaşına gelelim de hacca da gideriz o zaman içkiyi de bırakırız gibi anlayışlara bir müminin hayatında asla yer olmamalıdır. Birincisi Allah’ın şimdi yaptıklarımızı affedeceğine dair elimizde hiçbir garanti yoktur, ikincisi Allah’ın bize bunları yapacak kadar ömür verdiğine dair de hiçbir bilgimiz yoktur.

En güzel eşe, en büyük eve, en son model arabaya, en kabarık banka hesaplarına sahip olsak dahi ölümün bizi yakaladığı gün tüm bu uğruna ömür harcadığımız şeyleri burada bırakıp Allah’ın huzuruna gittiğimizde bu malın mülkün bize hiçbir faydası olmayacaktır. Bunu bilerek ömrümüzü Allah yolunda gereğince, gerçek müminler gibi yaşamalı, dünya nimetlerini değil Allah rızasını ve ahiretteki güzellikleri kendimize hedef seçerek ahiret yurdu için çalışmalıyız.

Sizi bize yaklaştırıp, katımızda size yakınlık sağlayacak olan, ne mallarınızdır ne de çocuklarınız. İman edip hayra ve barışa yönelik iş yapanlar müstesna. Onlara, yaptıklarının kat kat fazlası ödül vardır. Onlar, seçkin odalarda güven içindedirler. 34 Sebe Suresi 37

Yazar : Nazlı

 


About the Author
Author

Dini Yazilar

Leave a reply

Name (required)

Website